CHP'nin bu dönemki aday belirleme süreci biraz daha acemice gerçekleşti. Bu hem teknik açıdan hem de siyaseten böyle oldu. Birkaç gün homurtu olur sonra biter yaklaşımı, benimsenmiş olsa da bu kararlara bazı il ve ilçelerde tepkiler sürmekte.
Daha önce de yazmıştık, gidenlere yas tutan sayısı çok sınırlı ama gelenlerin büyük bölümü bekleneni karşılamadı doğrusu. Buna bir de ittifak yokluğu eklenince, bazı ilçelerde CHP karar vericilerini sıkıntıya sokacak sonuçlar sürpriz olmayacaktır.
Objektif ve standart ölçüler kullanılmayıp, bir yerde öyle başka bir yerde böyle uygun gördük yaklaşımı, güven azaltıcı bir tutum oldu. Anketler, mülakatlar vb. Ama sonuçta malum üç ya da dört kişi oturup aday listelerini yapınca, bir sürü kişisel ve duygusal ilişki de kullanılmış oldu.
Mülakat tekniği bence oldukça medeni bir yöntemdi. Çünkü soğukkanlı bir değerlendirme ile mülakat sırasında aday adaylarının nitelikleri hakkında ciddi kanaatler edinilebilirdi.
Ne anket ne de mülakat yöntemi değerlendirmede dikkate alınmış. O zaman bu kadar hengameye ne gerek vardı?
Tunç Soyer'den memnuniyet düşüktü diyelim, olabilir, onun yerine aday yapılan aday adayının ilçesinde memnuniyet yüksek miydi? Hiç sanmıyorum. O zaman anket aday belirlemede esas alınmamış.
Nitekim Çiğli için atanan adayı anket veya mülakat ile bulduysanız, neden hemen değiştirdiniz? Bu tür atamalarda çok net gözüken tercih nedeninin, kim kimin adamı ölçütü olduğu çok açık.
Şimdi yaygın hoşnutsuzluk tepkileri karşısında, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, halen yaygın ve örneklemeli büyük anketler yapıldığını söylüyor. Adaylarımızı bu anketlerle belirledik diyor. Ki bu imkansız. Bornova'dan başvuran bir adayı anket ile nasıl olur da Karabağlar'da bulursunuz? Karaburun'dan geçmemiş birini anket ile bulduk demeniz alay etmekten öteye bir anlam taşımaz.
Şimdi de adaylaştırılmış kişilerden hoşnutsuzluk olan yerlerde yine anket ile çözüm arıyorlarmış. Bu anket değil, siyasi tavır işidir. Liderlik işidir.
Anket ile memnuniyetsizlik ölçülür ama aday olarak sadece ünlü kişi bulunur. Dolayısıyla anketi bunun için kullanmak hatadır.
Ekrem İmamoğlu'nu geçen dönem anket ile bulmak mümkün değildi. Beş yıl önce İmamoğlu, Mustafa Sarıgül ve Gürsel Tekin ile ankette ve önseçimde yarışamazdı. Ama seçim kampanyasında gördük ki, doğru aday İmamoğlu imiş.
Anketi fetişleştirerek objektif bir teknik kullanıldığı kastedilse de bu yanlış bir düşüncedir. Gerçi sonuçlara bakınca anketin bir suçu olmadığı görülmektedir. Yine genel merkezin baronları, şu yer senin bu yer benim şeklinde bir paylaşım işine döndürmüş aday atamayı.
Çok yazık.