Gazeteci Müyesser Yıldız, 'Odatv' davası nedeniyle 8 aydan beri tutuklu. Hasta anacığından, evladından, kocasından ayrı, hapiste tutuluyor. Tutuklanma gerekçesi, bilgisayarında bulunduğu iddia edilen belgeler idi.
Avukatının müracaatı üzerine, ODTÜ Mühendislik Bölümü Öğretim Üyeleri
Prof. Dr. Göktürk Üçoluk ve Araştırma Görevlisi Gökdeniz Karadağ'ın hazırladıkları raporda; 'Dosyalar, Virüsle Yüklendi' sonucu çıktı…
Düşününce insanın kanını donduracak cinsten bir alçaklık…
Aynı şey 'Odatv' bilgisayarlarında çıktı. Boğaziçi Üniversitesinden bir uzman grubu, onların bilgisayarlarına da dosyaların virüs yoluyla yüklendiğini belirlemişti. Bunun üzerine Polis, bilgisayarlara el koydu, o günden beri bilgisayarlardan haber yok…
Bu tuzakları yapanlar muhtemelen iyi organize olmuş, sırtını devlete veya devletin ele geçirilmiş bir birimine dayayan kamu görevlileridir.
Hangi ahlak, hangi vicdan, hangi beyin böyle bir alçaklık yapılması için emir verebilir?
Hangi Savcı, kendisine böyle sahte deliller sunan Polislerden hesap sormaz?
Hangi HSYK, bu Polislerden hesap sormayan Savcılar için soruşturma açmaz?
Hangi Adalet Bakanı ve İçişleri Bakanı bu alçaklığa göz yumar?
Allahın adını ağzından düşürmeyen hangi cemaat, böyle bir alçaklığı organize edebilir?
Demokratik Devletlerde en korkunç şey, devletin vatandaşına tuzak kurmasıdır. Bir Siyasi İrade, böyle bir işe göz yumuyor, izin veriyorsa onun sonu mutlaka Yüce Divan'dır.
Bu can bu bedende olduğu sürece, takip edeceğim en önemli işlerimden biri, bu alçakları Türk Milletine teşhir etmek ve Adalete teslim edilmelerini sağlamak olacaktır.
Böyle Adalet olmaz olsun. Adaletiniz batsın sizin…

LİBYA'YA DEMOKRASİ GELDİ !...
Devlet Adamı:
Aklı, birikimi, deneyimleri, bilgisi ile önüne gelen meseleleri yorumlayacak, ileride ülkenin başına gelebilecek olası problemleri öngörüp çözümünü hazırlayacak, uzmanlığa saygılı, danışmayı ve medeni ölçüler içinde tartışmayı kabullenen, karşıt görüşleri olgunlukla karşılayabilecek, ülkesinin geleceğine yön verebilecek dünya görüşüne sahip, zarif üsluplu, tutarlı, kibar ve saygın insan demektir. Aksi davranışta bulunan siyasetçilerin yaptığı 'hamlıktır' . 'kabalıktır' , 'cahilliktir..'
Bu kişilerin üstüne 'Devlet Adamlığı' vasfını zamkla yapıştırsanız bile durmaz, düşer…
Başbakan Erdoğan: (Libya'da Kaddafi İnsan Hakları Ödül Törenindeki Konuşması)
'Şahsımdan ziyade, ülkem ve milletim adına teslim aldığım bu ödülün, bölgesel ve küresel ölçekte insan hakları noktasındaki mücadelemizi teşvik edeceğinden emin olabilirsiniz. Bu vesileyle bölgesel ve küresel ölçekte işbirliğinin geliştirilmesi yönünde gösterdiği gayretlerden ötürü Libya Lideri Muammer Kaddafi'ye şükran ve takdirlerimi takdim etmek isterim. Bu ödül töreni ve AB-Afrika Zirvesi vesilesiyle bulunduğumuz Libya'da bizlere gösterilen sıcak misafirperverlik için ayrıca müteşekkirim.
(29 Kasım 2010)
Bu beyanat, kelimesi kelimesine aynen Başbakan Erdoğan'ın beyanıdır ve 11 Ay önce Libya'da söylenmiştir.
Başbakan Erdoğan'ın bu sözleri söyledikten aylar sonraki politikaları ve davranışları insanı hayretler içinde bırakacak kadar ilginçtir.
Adama sormazlar mı; Kaddafi 42 senedir iktidarda ve aynı Kaddafi. Ne oldu da, Başbakan Erdoğan aylar içinde, tam 180 derece dönüş yaptı ? Erdoğan'ın dün ödül alırken söyledikleri mi doğruydu, bugün söyledikleri mi doğru?
Önündeki birkaç ayı doğru okuyamayan ve bu kısa zaman dilimi içinde çok faklı politikalar izleyen ve üstelik her ikisinde de kendini haklı bulan kişiye güven duyulur mu, 'Devler Adamı' denir mi?...
Gelelim Diktatör Kaddafi'den kurtarılan ve Başbakan Erdoğan'ın da büyük katkılarıyla(Bavullar içinde nakit dolar) 'Demokrasi'ye' kavuşan Libya'nın bu günkü haline;
Libya Ulusal Geçiş Konseyi Başkanı Mustafa Abdülcelil, 'Şeriat Devletini' ilan etti. Abdülcelil, Libya yasalarının, Şeriat Yasalarını temel alacağını açıkladı.
İlk icraat olarak, Kaddafi tarafından konan 'Çokeşlilik Yasağı' iptal edildi. Bundan böyle Libyalı erkekler 4 eş alabilecekler!...
Abdülcelil yakında faizin de yasaklanacağını söyledi. Tunus ve Mısır'da da aynı şeylerin olacağı konusunda ciddi işaretler var!...
Laik Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı, emperyalist devletlerin desteklediği 'Arap Baharının, Şeriat Baharına' dönüşmesi projesine bilmeden destek mi verdi?
Ne dersiniz, bilmeden-yanlışlıkla destek vermiş olabilir mi? Yoksa bize de Libya'daki Demokrasinin gelmesinin yolu mu hazırlanıyor?...
Türkiye'de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı diye bir makam var mı?...