Ülkemizde ne zaman bir doğal afet yaşansa, içimizi yakan bir terör olayı meydana gelse, aynı ilkellikleri yaşıyoruz.
Son örneği 'Van Depremi' sırasında yaşadık. Deprem haberini alır almaz Başbakan ve Bakanlar korumalarıyla beraber hemen Van'a uçtular. Korumaların bir kısmı ise ikinci uçakla gittiler !...
Son örneği 'Van Depremi' sırasında yaşadık. Deprem haberini alır almaz Başbakan ve Bakanlar korumalarıyla beraber hemen Van'a uçtular. Korumaların bir kısmı ise ikinci uçakla gittiler !...
Deprem felaketi yeni olmuş, millet can pazarında. Tüm Kamu yöneticileri, öncelikle ne olduğunu, ölü, yaralı sayısını ve depremin hangi bölgeye en fazla hasar verdiğini belirlemeye çalışıyorlar. Hem kısa sürede organize olacaklar, hem insanları kurtarmaya gidecek ekipleri yönlendirecekler. Elektrik-su-iletişim yok. Herkes evladının, eşinin, anasının, babasının, yakınlarının derdine düşmüş. Kamu yöneticileri bu arada 'Kamu Düzenini' sağlamaya çalışıyorlar.
Cezaevi çok hasar görmüş, 150 kadar mahkum firar etmiş. İnsanlar Kızılay'ın çadır getiren kamyonunun brandasını parçalayıp, sıraya girmeden çadırları kapış kapış alıyor. Terör örgütü üyelerinin kışkırtmaları da cabası. Kısaca Vali'nin, Kaymakamların, Emniyet Müdürlerinin, Jandarma Komutanlarının, Belediye Başkanlarının başlarında ateş yanıyor…
Cezaevi çok hasar görmüş, 150 kadar mahkum firar etmiş. İnsanlar Kızılay'ın çadır getiren kamyonunun brandasını parçalayıp, sıraya girmeden çadırları kapış kapış alıyor. Terör örgütü üyelerinin kışkırtmaları da cabası. Kısaca Vali'nin, Kaymakamların, Emniyet Müdürlerinin, Jandarma Komutanlarının, Belediye Başkanlarının başlarında ateş yanıyor…
Van'da ve Erciş'te bu çalışmalar olurken, Başbakan ve Bakanlar Van'a doğru yaklaşıyorlar. Daha ekselanslar Van'a gelmeden Vali ve Kaymakamlara, Bakanlıkların Bölge ve İl Müdürlüklerine telefon yağmuru başlar; 'Sayın Başbakan teşrif edecekler, gerekli güvenlik önlemleri alınsın' , 'Sayın Başbakan'ın gezeceği ve inceleme yapacağı yerler hazırlansın' , 'Basına haber verilsin' 'Sayın Başbakan'ın istirahat edeceği yer hazırlansın' , 'Sayın Bakan'a araç tahsis edilsin' , 'Sayın Bakan Daire Müdürlerini havaalanında istiyor…' Zavallı kamu görevlileri, Ankara'daki görevliler tarafından 'telefon manyağına' çevrilirler ve tüm işlerini bırakıp, karşılamaya koşarlar.
Başbakan ve Bakanlar Van'da bulunduğu sürece o ilin kamu görevlileri hiçbir iş yapamazlar…
Her felaketten sonra bu ilkellik yaşanır ve olan yöre insanına olur…
Başbakan ve Bakanlar Van'da bulunduğu sürece o ilin kamu görevlileri hiçbir iş yapamazlar…
Her felaketten sonra bu ilkellik yaşanır ve olan yöre insanına olur…
Şimdi Başbakan ve Bakanlara sormak gerek;
Sizler, Kamu görevlilerinin çalışmalarına engel olduğunuzu ve insanlara ne büyük kötülük yaptığınızın farkında mısınız ? Deprem olur olmaz Van'a gitmenizin, Vanlılara nelere mal olduğunu göremiyor musunuz? Van'da ne yapıp da insanlara faydalı olacaksınız? Sizler deprem uzmanı mısınız?
Arama kurtarma eğitimi mi aldınız ? İçinizde Jeoloji Profesörü olan var mı?
Sizler, Kamu görevlilerinin çalışmalarına engel olduğunuzu ve insanlara ne büyük kötülük yaptığınızın farkında mısınız ? Deprem olur olmaz Van'a gitmenizin, Vanlılara nelere mal olduğunu göremiyor musunuz? Van'da ne yapıp da insanlara faydalı olacaksınız? Sizler deprem uzmanı mısınız?
Arama kurtarma eğitimi mi aldınız ? İçinizde Jeoloji Profesörü olan var mı?
Başbakan ve Bakanların şunları yapması gerekirdi;
Öncelikle afet öncesi alınması gereken tüm tedbirleri almalı ve programlamalıdırlar. Felaket anında hangi kurumun ne yapacağı, arama ve kurtarma ekiplerinin nasıl ulaşacağı ve çalışacağı, yardımların felaket yerine en çabuk ulaşması, dağıtımların nasıl yapılacağı planlanmalıdır. Dahası bu hazırlıklar, profesyonelce, her nokta planlanarak yapılmalıdır. Başbakan ve Bakanların görevi bu olmalıdır.
Öncelikle afet öncesi alınması gereken tüm tedbirleri almalı ve programlamalıdırlar. Felaket anında hangi kurumun ne yapacağı, arama ve kurtarma ekiplerinin nasıl ulaşacağı ve çalışacağı, yardımların felaket yerine en çabuk ulaşması, dağıtımların nasıl yapılacağı planlanmalıdır. Dahası bu hazırlıklar, profesyonelce, her nokta planlanarak yapılmalıdır. Başbakan ve Bakanların görevi bu olmalıdır.
Başbakan ve Bakanlar tüm bu görevlerini yaptıktan sonra ille de bir şeyler yapmak istiyorlarsa, parti teşkilatlarını 'yardım' için organize edebilirler…
Aradan belli bir zaman geçtikten, kurtarılabilecek insanlar enkaz altından çıkarıldıktan, yaralar bir nebze olsun sarıldıktan sonra, aynen çağdaş ülkelerde olduğu gibi Başbakan ve Bakanları bölgeye gitmeli ve milletin acısını paylaşmalıdırlar..
Doğrusu budur. Bizdeki uygulama ise tam bir 'ilkelliktir…'