Elbette değerlendirilmeli…
Elbette yorumlanmalı…
Durduğumuz ve yaşadığımız yerdengeleceğe dair yorumlar yapmak elbette gerekiyor… Hele hele atiye güvenle yürümek istiyor ve ati ile ilgili iddialarınız var ise…
Son yıllarda çokça, hatta umumiyetle Türk Milletinin yaşadığı vakıalarla ilgili Tayfun Maro üstadımın analizlerini hassasiyetle okuyor ve dahi notlarımız arasına alıp haceganın dikkatlerine sunuyorum.
Malum, kaleme aldığı son yazısı “Yol Ayrımına Doğru” da bunlardan biri…
Bazen tarafsız, bazen de karşı tarafın değerlendirmelerine ihtiyaç duyar insan.
Hoş, Tayfun Ustam kamil şahsiyeti, çok yönlü fikri kabiliyetleriyle ne karşıdadır, ne de tarafsız. Tarafı belli. Bulunduğu konum ise yolların kesiştiği kavşak noktasıdır diyebilirim…
Fakat yine de bazen itiraz ederim. Lütfen mazur görsün.
***
Evet, Atatürk ve İstiklal Kadrosu gerçekten de dünyada ender rastlanan değişim/dönüşüm atılımını başlatmıştır.
Lakin Atatürk, bu atılımlarının (inkılap) bazılarını neticelerini ömrü vefa etmediği için görememiş, bazılarını da daha hayattayken durdurmuş veya ilga etmiştir.
Keşke ömrü vefa etseydi de hepsinin sonuçlarını görebilseydi.
Rahmet dualarıyla…
***
Gelelim Üstadımız Tayfun Maro’nun“Yol Ayrımına Doğru” adlı değerlendirmesinin eleştirisine…
Evvel emirde şunu açıkça ifade etmek isterim ki;
Atatürk için CHP sadece bir araçtı. Bizzat kendisinin kurduğu içtihat, inkılap ve yenilikleri millete ulaştırmak ve dahi benimsetmek için tesis ettiği demokratik bir araç (vasıta)…Başka hiçbir kutsaniyeti, gizemi ve büyüsü olamayan yapı.
Zaten Mustafa Kemal Paşa CHP’yi mukaddes bir yapı olarak görseydi, ona şirk koşarcasına“Serbest Fırka”yı bizzat kendi kurdurmazdı.(1)
O halde Atatürk için CHP bir “dogma”, kıblegâh veya türbe değildir!
CHP de tüm kurumlar gibi zamanının ruhunu ve kendini oluşturan insanların özelliklerini taşır, hatta daha düzgün bir ifadeyle“kurumlar kendini oluşturan insanların vitrini ve aynasıdır!!!”
Kurumların, hatasız, yanılmayan ve mukaddes olması da bu sebeple imkânsızdır.
Tayfun Usta’nın “Ve nihayet, son aşamada, Cumhuriyet’i kuran ve Cumhuriyet devrimini inşa eden CHP hedefte… Cumhuriyet’i kuran iradenin ortadan kalkması elbet de Yeni Türkiye inşası için bir zaruret…” ifadeleri de bu noktada eleştiriye çok açık.
Cumhuriyeti kuran irade CHP değildir. Bize göre Cumhuriyeti kuran irade; zamanın ruhuna, milletin karakterine ve Türk Milliyetçiliği fikrinin zeminine uygun olarak “Milli Egemenliğe Dayalı Tam İstiklal İradesidir.”
Esasen en uygun şartlarda dahi yüzde 25-30 bandını geçemeyen bir siyasi aracın böyle bir iradeyi temsil etmiş olması da imkânsızdır.
Sonuç olarak CHP de sorgulanabilir, yaşlanabilir ve yeniden yapılanabilir acı ama misyonunu tamamlamış da olabilir!
Bu bir.
Fakat Üstadın “Yol Ayrımı” diyerek kast ettiği şey, eğer bir partiden çok çok öte ve dahi CHP’den vareste“Sosyolojik- Ayrışma-Kopma ve Bölünme”ise, işte o zaman bir Türk Milliyetçisi olarak başka analizlere de gerek duyulmasını düşünürüm.
Ve söz alarak “Trakya-Anadolu insanının sosyolojik-toplumsal yapısını ele almak gerekiyor.” Der ve sözü şimdilik bırakırım…
Dipnot:
1)Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nı da unutmamak gerekir