Cumhuriyet’in yüzyıllık tarihinde, seküler topluma böyle husumet besleyen başka bir yönetim yok. Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı olmak hiç bu kadar sorunlu olmadı.

Öyle bir değişim yaşanıyor ki bırakın geçinmeyi, barınmaya para bulamıyor, T.C. vatandaşları. Öte yanda, Suriye’den, Afganistan’dan getirilenlerin geçimi, barınması, sağlık giderleri özenle karşılanıyor. Onlar ki topraklarını savunmak yerine arkasına bakmadan ülkesinden kaçanlar…

Şimdi de devleti yönetenler ile Kürt örgütleri arasında görüşmeler başladı. Kürt örgütleri silah bırakacakmış… Karşılığında ne istiyorlar henüz toplumun meçhulü.

Irak-Suriye-Türkiye hattında barış görüşmeleri ne demekse… Bir de Çanakkale ruhundan hareketle Lozan’ı yok saymak…

Her neyse…  Ferdi Tayfur ve benzerlerinin sanat niyetine icra ettiği arabesk müziğe tapılırken, Ayla Erduran gibi bir büyük virtüözün ölümüne bir dakika dahi ayırmanın zül addedildiği koşullarda, yeni Türkiye manzaraları...

Gerçek yürüyor, sakallı, cüppeli din adamları hayat dersi veriyor, din normları kamusal alana müdahale ediyor, arabesk kültür hayatları işgale devam ediyor…

Öte yanda, “Atatürk’ün askeriyiz” diyerek törenden sonra kılıç çatan teğmenler ordudan ihraç ediliyor. Gazetecilere yargı yoluyla göz dağı veriliyor. Sanayi burjuvazisi, “sistem çöküyor” uyarısında bulunuyor. Onlar da mahkemelik oldu.

Ve yürüyen diğer gerçek; Toplumda ayrışma giderek keskinleşiyor, bir arada yaşama arzusu kayboluyor.

Yeni toplumsal mutabakat oluşumunda Türkleri, Kürtleri, Arapları birleştirmenin koşullarını işaret eden Erdoğan, yeni anayasa ile yeni Türkiye inşasında önemli bir aşamayı işaret ediyor.

Erdoğan’ın “yeni Türkiye” dediği oldukça muğlak olmakla birlikte, Türkiye Cumhuriyeti yurttaşını endişelendiriyor.

Ve bu endişe haksız da değil. Trump-Putin diyaloğu bölgede otoriter yönetimleri ihya edecek gibi...