Şoförler ve Oto Tamircilerinin arasında 'cuk' oturan deyimler vardır.
Öyle ki, onlarca sayfanın anlatacağını, o deyimi söyleyince anlatmış olursunuz.
'Kayış Sıyırdı' bunlardan biridir. Hem arabada ki motor kayışlarının kopmasını, hem de sözünün nereye gideceğini bilmeden konuşanların saçmalamalarını anlatır!..
Bülent Efeyi de, arada bir bu kayış sıyırma hastalığı tutar.
Sonradan olma Bursalı, gurbet elde tek başına kalmanın ve sürekli oy kaybetmenin verdiği hınçla yine kayış sıyırdı ve Bursa Girişimci İş Adamları Derneği'nin yemeğine katılan Bülent Efe bakın neler söyledi;
'27 Nisan Akşamı bize aba altından sopa gösterildi ve korkup kaçacağımız zannedildi. 28 Nisan sabahı derslerini aldılar. Sen benim emrimde bir memursun. Anayasaya, Babayasaya karışma. Sen oturduğun yerde oturacaksın. İş bitti. Hanımefendi'nin elini sıkmaktan kaçtılar. Şimdi aradan 3 yıl geçti. Her şey normalleşti. Artık topuk selamı verip, Cumhurbaşkanım diye söze giriyorlar. Köşe kapmaca oynamaktan vazgeçtiler.'
Bülent Efe'nin bu saçma sözleri bana şu fıkrayı hatırlattı;
'Bir çift farenin yolu şarap mahzenine düşmüş. Fıçılardan sızan şaraptan içmeye başlamışlar. Bol miktarda içince sarhoş olmuşlar. Dişi fare, erkeğine haydi gel sevişelim, demiş. İçtiği şaraptan iyice zom olup, kayış sıyıran erkek fare, dur biraz demiş. Önce yıllardır bize kan kusturan şu kediyi bir becereyim, sıra sana da gelecek !...'
Bülent Efe'nin şunu çok iyi anlaması gerek;
*Siz şu an Başbakan Yardımcısı ve Milli Güvenlik Kurulu'nun doğal üyesisiniz. Türk Silahlı Kuvvetleri ile bir probleminiz varsa bunu dile getirecek tüm platformlar size açıktır. Yok, buralarda konuşmaz da, Türk Silahlı Kuvvetlerinin itibarını ve onurunu aşağılamayı, Türk Milleti ve dünya önünde saçma sapan sözlerle ürdürürseniz, itibar kaybına uğrayan siz olursunuz.
Sizin en önemli göreviniz, ülkede birliği ve bütünlüğü sağlamaktır. Ayrıca Devletin kurumlarının, varsa hataları düzeltmek ve o kurumların üzerine titremek de sizin öncelikli görevlerinizdendir.
*Türk Silahlı Kuvvetleri sizin 'memurunuz' değildir, sizin 'şamar oğlanınız' hiç değildir. O şerefli kurumun mensupları Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin memurlarıdır.
* TSK'yı aşağılamayı, Kubilay Asteğmenin kafasını Menemen'de kör bıçakla kesen Derviş Memed beceremedi ve layığını buldu. Siz mi Türk Silahlı Kuvvetleri aşağılayıp, yıpratacaksınız? Buna sizin de, partiniz AKP'nin de gücü yetmez. Mademki çok cesursunuz, 28 Şubat'ta siz partinizin TBMM Grup Başkanvekili idiniz. MGK Toplantısında askerler 28 Şubat kararlarını size zorla mı imzalattılar? Niçin iktidarı 28 Şubat'tan 3,5 ay sonra bırakıp gittiniz?
Allah kimseyi şaşırtıp, aklını başından almasın. AKP'ye oy vermeyi düşünen insanlarımız şu gerçeği asla unutmamalıdırlar;
*Bir iktidar, ülkeyi baştan sona altın kaplama yollarla donatsa, herkesin cebine para koysa dahi eğer;
Kul Hakkı yerse, Ah alırsa, Hukuku ve Devlet güçlerini kendi çıkarı için kullanıp insanları suçsuz yere hapislere atar ve özgürlüklerini çalarsa, insanlara ve kurumlara iftira ederse, göz göre göre ülkenin bölünmesine sebep olursa, o iktidar ne Allah huzurunda, ne de Kul huzurunda makbul değildir ve iflah olmaz…