17 Temmuz 2010 tarihinde, 'Mitomani Nedir?' başlıklı bir yazı yazıp, mitomani'yi şu şekilde açıklamıştım;
Tıp dilinde mitomani 'yalan söyleme hastalığıdır.' Bir çeşit dürtü bozukluğu olarak da tanımlanır. Kleptomani, yani çalma hastalığı gibi. Mitomani ve Kleptomani, yapışık kardeşler gibidirler!...
Kişi kendini yalan söylemekten alıkoyamaz. Bu onun engelleyemediği bir dürtüsüdür. Çok basit şeyler için, biraz sonra söylediği yalanının ortaya çıkacağını bile bile yalan söylemeye devam eder. Mitomanların yalanları öylesine gelişigüzeldir ki, nasıl toparlayacakları konusunda bir planları yoktur. Mitomani'ye zemin hazırlayan psikiyatrik sorunlar şunlardır;
Narsist kişilik-Asosyal kişilik-Histerik kişilik-Çocukluk yıllarında ailesinden ya da çevresinden tacize ve istismara uğramak…
Tıp dilinde mitomani 'yalan söyleme hastalığıdır.' Bir çeşit dürtü bozukluğu olarak da tanımlanır. Kleptomani, yani çalma hastalığı gibi. Mitomani ve Kleptomani, yapışık kardeşler gibidirler!...
Kişi kendini yalan söylemekten alıkoyamaz. Bu onun engelleyemediği bir dürtüsüdür. Çok basit şeyler için, biraz sonra söylediği yalanının ortaya çıkacağını bile bile yalan söylemeye devam eder. Mitomanların yalanları öylesine gelişigüzeldir ki, nasıl toparlayacakları konusunda bir planları yoktur. Mitomani'ye zemin hazırlayan psikiyatrik sorunlar şunlardır;
Narsist kişilik-Asosyal kişilik-Histerik kişilik-Çocukluk yıllarında ailesinden ya da çevresinden tacize ve istismara uğramak…
Bu bilgileri, AKP'nin gazetelerde yayınlattığı tam sayfa ilanları inceleyince vermek istedim. Propaganda değil, sanki 'Yalan Rüzgarı' isimli Brezilya dizisi. Gelin beraberce inceleyelim;
*Milletimiz, Üstünlerin Hukukunu değil, Hukukun Üstünlüğünü istiyordu. Gerçekleştirdik!..
-HSYK' ya Adalet Bakanlığının bürokratlarını atayınca, Hukukun üstünlüğü değil, AKP üstünlüğü başladı…
-HSYK' ya Adalet Bakanlığının bürokratlarını atayınca, Hukukun üstünlüğü değil, AKP üstünlüğü başladı…
*Düşünmenin, konuşmanın önünde büyük engeller vardı. Kaldırdık !..
-Yayınlanmamış kitabın kopyalarını bulundurmak suç haline geldi. Gazeteler, matbaalar basıldı. Yayınlanmamış kitabın yazarı hapse atıldı…
-Yayınlanmamış kitabın kopyalarını bulundurmak suç haline geldi. Gazeteler, matbaalar basıldı. Yayınlanmamış kitabın yazarı hapse atıldı…
*Karanlık Çetelerin tahakkümü sona erdi !..
-AKP'nin dediği bu suçlardan mahkum olan bir kişi dahi yok. Fakat AKP dokunulmazlığına sığınan aydınlık çeteler var…
-AKP'nin dediği bu suçlardan mahkum olan bir kişi dahi yok. Fakat AKP dokunulmazlığına sığınan aydınlık çeteler var…
*Vesayetçi Zihniyet tasfiye oldu !...
-Teslimiyetçi ve biat'çi zihniyet hakim oldu…
-Teslimiyetçi ve biat'çi zihniyet hakim oldu…
*Hukuksuzlukların hesabı soruluyor !...
-Deniz Feneri Almanya'da söndürüldü. Bizde el yakar diye kimse dokunamıyor…
-Deniz Feneri Almanya'da söndürüldü. Bizde el yakar diye kimse dokunamıyor…
*İnsanımız özgürce yaşamak istiyordu !...
-Özgürce yaşamak bir yana, telefonda bile özgürce konuşulamıyor…
-Özgürce yaşamak bir yana, telefonda bile özgürce konuşulamıyor…
*Tam Demokrasi hayali gerçek oldu !...
Gerçek Demokrasi, AKP İktidarında tam bir hayal oldu…
Gerçek Demokrasi, AKP İktidarında tam bir hayal oldu…
*Zonguldak Karaelmas Üniversitesini 2007 yılında biz(AKP) kurduk !...
-Zonguldak Karaelmas Üniversitesi 1992 yılında, henüz Tayyip Bey Gülbettin Hikmetyar'ın dizinin dibinde otururken kurulmuştu…
-Zonguldak Karaelmas Üniversitesi 1992 yılında, henüz Tayyip Bey Gülbettin Hikmetyar'ın dizinin dibinde otururken kurulmuştu…
*Karadeniz Otoyolunu biz (AKP) bitirdik !...
-Doğrudur, önce yola başlayıp yarıdan fazlasını yapanları suçladılar, hakaret ettiler sonra da Yüce Divana sevk ettiler,(Bakanlar beraat etti) ve yolu tamamladılar…
-Doğrudur, önce yola başlayıp yarıdan fazlasını yapanları suçladılar, hakaret ettiler sonra da Yüce Divana sevk ettiler,(Bakanlar beraat etti) ve yolu tamamladılar…
Gördüğünüz gibi tam bir yalan rüzgarı, neresini düzeltelim ki !..
Bir kurban bayramı arifesinde, iki arkadaş sohbet ederken biri diğerine; 'Dostum, kurban kesme geleneğinin nereden geldiğini biliyor musun' diye sormuş. Öbürü, 'Biliyorum ama bir de senden dinleyeyim' diye cevap vermiş. Öteki anlatmaya başlamış; 'Evliyanın biri, denizin kenarında kızını kurban niyetine keseceği sırada, denizden bir keçi gelir' deyince, diğeri dayanamaz;
'Bak kardeşim iyi dinle, bir kere evliyanın biri değil Hazreti İbrahim, denizin kenarında değil dağın başında, kurban edilmek istenen kız değil oğlan, gelen de keçi değil koç. Allah aşkına ben senin nereni düzelteyim' der…
'Bak kardeşim iyi dinle, bir kere evliyanın biri değil Hazreti İbrahim, denizin kenarında değil dağın başında, kurban edilmek istenen kız değil oğlan, gelen de keçi değil koç. Allah aşkına ben senin nereni düzelteyim' der…
Ben bu yalan rüzgarının neresini düzelteyim? Bu kadar yalanı düzeltmeye gücüm yetmez. Benim gücüm yetmez ama, 12 Haziran'da Türk Milletinin gücünün önünde değil yalan rüzgarı, yalan fırtınası olsa ne yazar?... Büyü bozulmaya, AKP aşağıya doğru inmeye başladı. Gitti gider, döner mi bilmem!...