Oktay GÜÇTEKİN / EGEDESONSÖZ- CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması sonrası gelişen tepki eylemleri ülke genelinde devam ediyor. DİSK ise ülke genelinde bugün için yarım gün iş bırakma eylemi kararı aldı
İzmir’de başta yerel yönetimler olmak üzere çok sayıda iş kolunda örgütlü olan DİSK’e bağlı sendikaların üyesi işçiler öğlenden sonra üretimi durdurdu. İş bırakan işçiler Cumhuriyet Meydanı'nda bir araya geldi.
ESHOT ÇALIŞACAK
İzmir Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyelerinde örgütlü Genel İş İzmir Şubesi üyesi işçiler de iş bırakırken Genel İş İzmir 1 Nolu Şube’nin örgütlü olduğu ESHOT’ta çalışanlar şoförlerin ise çalışmaya devam etti.
MEMURLAR VE ÖĞRENCİLER DE KATILDI
CHP İzmir üyeleri, KESK ile Tüm Yerel-Sen üyesi kamu emekçileri ve siyasi partiler de Cumhuriyet Meydanı'nda bir araya gelerek hükümetin uygulamalarına tepki gösterdi. Üniversitelerde boykot yapan öğrenciler de 'İşçiler gençlik el ele, genel greve' sloganları ile eyleme katıldı.
SARI'DAN TÜRK-İŞ'E GENEL GREV ÇAĞRISI
Eylemde konuşan DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, Türk-İş ve Türk-İş'e bağlı sendikalara birlikte genel greve çıkma çağrısında bulundu. Sarı "Demokrasiyi, Cumhuriyet, toplumsal barışı ve kardeşliği tehdit eden bu girişimleri püskürtmek hepimizin ortak görevidir. Kimse kendini çok güçlü sanmasın: İşçilerden, emekçilerden, emeklilerden, gençlerden, kadınlardan, kısacası halktan büyük bir güç yoktur. Öğrenciler, ‘biz boykota işçiler genel greve’ diyorlar. TÜRK-İŞ'e, Belediye-İş'e sesleniyorum. Haydi, hodri meydan! Biz greve hazırız. Var mısınız?” ifadelerine yer verdi.
Milyonların alım gücü hızla düşerken, gelir dağılımı adaletsizliği hızla büyüyor. Halkın çok büyük bir bölümü “asgari” ile yaşamaya mahkûm edilirken küçük bir azınlık servetine servet katmaya devam ediyor.
Gelirde ve vergide adaletsizlik ile beraber ülkede de adaletsizlik büyüyor. Hapishaneler bir yıl önce seçim kazanan siyasetçilerle, işçilerin hakkını savunan sendikacılarla, gerçeklerin peşinde koşan gazetecilerle, itiraz eden yurttaşlar ile dolduruluyor.
Geçen yıl bu zamanlarda herhangi bir suç isnadı bulunmadığı için aday olabilen Türkiye’nin dört bir yanından yüzlerce belediye başkanı ve belediye meclis üyesi görevden alınıyor, tutuklanıyor. Her gün iktidarın seçim kaybettiği başka bir yerden soruşturma, gözaltı, tutuklama ve kayyum haberleri geliyor.
Halk desteğini yitirenler, siyasi rakiplerine yönelik hukuk dışı bir operasyon süreci işletiyor. Buna itiraz eden çocukları, gençleri, işçileri, emekçileri, kadınları, gazetecileri tutukluyor. Anayasal toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkını kullanmak tutuklama gerekçesi olarak gösteriliyor.
Grev hakkı, sendikalaşma hakkı, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı, ifade özgürlüğü, seçme ve seçilme hakkımıza da el uzatılıyor. Bu hakların olmadığı bir ortamda demokrasiden de cumhuriyetten de söz etmek mümkün değildir.
Demokrasi ve Cumhuriyet, hangi siyasi görüşten olursa olsun tüm işçilerin, emekçilerin, emeklilerin kırmızı çizgisidir. Seçme ve seçilme hakkının darbe yediği bir ortamda ülkeyi yönetenler sadece kendilerine ve bir avuç ayrıcalıklı kesime çalışır.
Demokrasi işçinin ekmeğidir. 35 yıllık diplomayı iptal ederek, yargıyı devreye sokarak siyasi rekabetin ortadan kaldırıldığı bir ortamda yoksulluk, işsizlik, adaletsizlik büyür. Tehlikede olan tutuklanan siyasetçiler değildir. Tehlikede olan soframızdaki ekmektir, çocuklarımızın geleceğidir. Tehlikede olan demokrasidir, cumhuriyettir. Tehlikede olan 85 milyon insanıyla bu ülkedir.
Tek kişinin ağzından çıkan her sözün ferman kabul edildiği, kimsenin karşısına aday çıkamadığı, kimsenin hakkını hukukunu arayamadığı bir düzen hepimiz için büyük bir tehdittir.
Demokrasiyi, Cumhuriyet, toplumsal barışı ve kardeşliği tehdit eden bu girişimleri püskürtmek hepimizin ortak görevidir.
Kimse kendini çok güçlü sanmasın: İşçilerden, emekçilerden, emeklilerden, gençlerden, kadınlardan, kısacası halktan büyük bir güç yoktur. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir!
Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz!