Muhittin AKBEL / EGEDESONSÖZ - Orada bir köy var uzakta, İzmir’e 40 kilometre mesafede; Özbek köyü… Antik Çağ’dan günümüze kadar gelen muhteşem bir armağandır, çok kıymetli bir yerdir bu köy… Urla’nın mahallesi Özbek’te huzur bulursunuz. Deniz kenarında çayınızı yudumlarken, yürüyüş yaparken, tertemiz mis gibi havasını ciğerlerinize çektiğinizde kendinize gelir, şehrin size yüklediği yorgunluktan, stresten kurtulursunuz.
Peki karnınız acıktığında ne yapacaksınız? Baştan söyleyelim; Özbek, sizi aç göndermez. İsterseniz balıkçı lokantalarından birinde birbirinden güzel balıkları ve çok çeşitli deniz mahsulleriyle midenize bayram yaptırabilirsiniz. Ama Özbek’in bir keşkek yemeği var ki, onu yemeden evinize dönerseniz, çok şey kaybetmiş olursunuz. Benden söylemesi…
ANNENİN CEVABI, ŞERİFE HANIM’I BU İŞİ YAPMAYA SEVK ETMİŞ!
Şerife Kublay, doğma büyüme Özbekli… Haliyle köyün tüm özelliklerini benimsemiş, gelenekleriyle yoğrulmuş bir kadın… O da köydeki herkes gibi, “Bir düğün olsa da keşkek yesek!” diye sayıklayan biriymiş… Öyle ya, düğünlerde kız evinde kazanlar kurulur, keşkek pişirilir, konuklara ikram edilir Özbek’te… Düğün yemeği olarak keşkek geleneği, sadece Özbek’te değil, Ege’nin pek çok köşesinde hala devam ediyor.
Her neyse… Ne olduysa, canı keşkek çekmiş Şerife Hanımın, gitmiş annesine diklenmiş:
“Anne ya, keşkek sadece düğün zamanı yapılır? Böyle bir kanun mu var? Düğün yoksa biz keşkek yiyemeyecek miyiz?”
Şerife Hanım, annesine bu soruyu sorduğunu çok iyi hatırlıyor ve hiç unutmuyor. Çünkü bu sorunun ardından gelen cevap, Şerife Hanım’ın hayatını değiştirmiş.
İsterseniz, sözü Şerife Hanım’a bırakalım:
“Annem, benim aklımdan geçen cevabı vermişti. Olur mu öyle şey kızım, keşkek sadece düğünden düğüne değil, her zaman pişirilip yenilebilecek bir yemektir, demişti annem… Ve hemen annem kolları sıvadı, bize nefis keşkek yaptı, afiyetle yedik. O gün anladım, yöremizin düğün yemeğini herkesin mutlaka yemesi gerektiğini… O gün karar verdim, keşkek yapıp insanlara sunmayı, bundan para kazanmayı… Tam da emekli olmuştum, fırsat iyi bir fırsattı. Önce pazaryerinde yaptığım keşkeği satmaya başladım, sonra Özbek Keşkek Evi’ni açtım.”
TUR OTOBÜSLERİYLE TURİSTLER GELİYOR, KEŞKEK YEMEK İÇİN…
2014 yılından bu yana, bugünkü mekanında nefis keşkek sunuyor misafirlerine Şerife Hanım… Parmak yalatan keşkeği o kadar çok bağımlılık yapmış ki müşterilerinde, neredeyse tamamına yakınıyla dost olmuş. Hatta Özbek Keşkek Evi’nin keşkeği o kadar çok şöhret olmuş ki, otobüslerle yerli yabancı yüzlerce, binlerce turist geliyor, o müthiş lezzetle tanışıyor. Bir çeşit, “Keşkek Turizmi” oluyor Özbek’te Şerife Hanım sayesinde… Hanımlar, gün toplantılarını orada yapıyorlar. Şanlıurfa’dan, Gaziantep’ten, İstanbul’dan, Isparta’dan, özetle Türkiye’nin dört bir yanından turistler geliyor. En çok da Çinliler sevmiş keşkeği… Japonlar da Özbek keşkeğinin tadını unutamıyor.
Oğlu Hüseyin, kızı Rahşan hanım tarafından işletilen Özbek Keşkek Evi’nin esas kahramanı Şerife Kublay, her gün lokantada… Hem misafirleriyle sohbet ediyor, hem de oğluna, kızına yardım ediyor.
O DEV KAZANDAKİ KEŞKEK, ODUN ATEŞİNDE 4 SAAT KAYNIYOR
Artık Şerife Hanım’a soralım, bu müthiş lezzetin sırrını… Nasıl yapıyor, ne kullanıyor, nelere dikkat ediyor? Söz, tekrar Şerife Kublay’da:
“Keşkeklik yarma buğday, keşkeğin en temel ürünüdür. Keşkekte soğan olur, zeytinyağı olur ve kuzu gerdanı mutlaka olur. Keşkeklik buğdayı akşamdan ıslatırız, sabah kepeğinden arındırır, yıkarız. Etini, soğanını, zeytinyağını koyar, kazana atarız ve kazan kaynamaya başlayınca su ilave ederiz. Etleri sıyırdıktan sonra buğday, aynen düğünlerde olduğu gibi odun ateşinde yavaş yavaş pişmeye başlar ve 4 saat boyunca o kazan kaynar. O sırada sopayla ezersiniz. Yoksa buğday sert olur, yiyemezsiniz. İçinize tuzunu, tereyağını da atarsın.Odun ateşi dışında bir ateşte pişirmeye kalkarsanız, kesinlikle aynı lezzeti sağlayamazsınız. Bizim keşkeğin lezzetli oluşundaki sırlardan biri de, odun ateşinde pişiyor olmasıdır.”
Belediye başkanları, devlet büyükleri, bürokratların da uğrak yeridir Özbek Keşkek Evi… Orada keşkek dışında enginar, bamya, yaprak sarması, kuru fasulye, çeşit çeşit, birbirinden enfes çorbaların da olduğu menüler de sunuluyor müşteriye…
“Ah keşkek olsa da yesek!” diyenler, ah vah çekip durmasın.
Şerife Hanım’ın muhteşem keşkeği, Özbek köyünde sizi bekliyor.
Afiyet olsun efendim.
