Dikkat ediyor musunuz?

Türkiye'de 'seçim takvimi' yaklaştıkça…

Her kafadan bir ses çıkmaya başladı…

Kimileri 'erken genel seçim'den söz ediyor…

Hatta '15 Temmuz' diye tarih veriyor…

Diğer yandan başta Cumhurbaşkanı ve Başbakan olmak üzere…

Hükümet kesin dille…

'Erken seçim yok, tüm seçimler zamanında yapılacak' diyor…

Yani…

2019'un Mart sonunda…

Önce 'Yerel Seçim'

Aynı yılın Kasım'ında… Aynı gün hem 'Genel Seçim' hem de 'Cumhurbaşkanlığı Seçimi' bizi bekliyor…

Seçim tarihleri üzerindeki söylentiler bir yana…

Seçim Kanunu'nda da 'yenilenme' de söz konusu…

Üstelik bu değişikliğin…

2019 Mart sonu olarak belirlenen 'mahalle seçim'den…

Bir yıl önce yapılması gerekiyor…

Özetle…

Yasa değişecek ise…

En geç şu sıralarda gerçekleşmesi gerekiyor…

***

Tüm bu soru işaretleri ile…

Kafamız karışırken…

İktidar Partisi'nin Sözcüsü Mahir Ünal'ın sözleri…

Kafa karışıklığını bir 'tık' daha arttırdı…

Ne dedi Mahir Ünal?

'Yerel seçimler tek zarf, tek sandık üzerinden yapılacak… Maksadımız, hem belediye başkanı hem belediye meclisi ve diğer unsurları (bu diğer unsarlar muhtarlar olsa gerek…) tek bir zarfta toplamaktır…'

Haydaaa, ha'di buradan yakın…

Bu ne anlama geliyor şimdi?

Diyelim ki…

Ben İzmir'in Konak İlçesi Küçükyalı semtinde yaşıyorum…

Yerel seçimlerde ne yapıyorduk bugüne kadar?

Bir zarfa Büyükşehir Belediye Başkanı tercihimizi…

Diğer zarfta Konak Belediye Başkanı ve Meclisi için oyumuzu kullanıyor…

Çıkarken de mahalle muhtarımızı seçiyorduk; öyle di'mi?

***

Gelgelelim…

Artık 'kazın ayağı öyle değil'

Eğer doğru anladıysak…

Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal'a göre…

Bütün tercihlerimizi…

Bohça gibi bir 'zarf' içinde yapacağız…

İyi de…

Tutun ki…

Ben Büyükşehir Başkanı tercihimi Ak Parti'nin adayından yana…

Konak Belediye Başkanı tercihimi ise CHP'li adaydan yana…

Kullanmaya kalkarsam…

Bu işin altından nasıl çıkacağım?

***

1950 ila 1960 arasında…

Demokrat Parti zamanında buna benzer uygulama olmuş mesela…

Mesela…

Mahalli seçimlerde…

Sadece o kentin belediye meclisi seçimi yapılırmış…

Kazanan belediye meclisi de kendi arasında oylama yapıp…

O kentin baba belediye başkanını seçermiş…

İşlerine gelmezse 'düşürüp' başkasını seçiyorlarmış…

1960 İhtilali'ndan sonra…

Bu yöntemden de vazgeçilmiş…

***

Bir önemli gelişme daha…

Ya da buna 'seçim dedikodusu' diyelim, daha doğru olur…

Rivayete göre…

Adalet ve Kalkınma Partisi seçimler yaklaşırken…

Sil baştan bir 'harekat' içindeymiş…

Örneğin…

Büyükşehir ve Bütünşehir unvanlarına veda edilecekmiş…

Mahalli seçimler…

Yine eskisi gibi Türkiye'nin 81 kenti üzerinden dizayn edilecekmiş…

Ve dahi…

İlçelere veda edilecekmiş…

Yani ilçe belediye başkanları da tarihe karışacakmış…

Onların yerine…

İzmir'in Bornovası'nda diyelim…

Bornova Koordinatörü görev yapacak, O da İzmir Belediyesi'ne bağlı olacakmış…

***

Bir başka bakış daha…

Şu anda 30 büyükşehir, 51 de klasik şehir var…

İddialara göre…

51 normal şehir 'bütün şehir' yapılacak; o kentin ilçe belediyeleri bütünşehir'e bağlanacakmış… Amaç; kırsalda kente göre 'daha tutucu oyları' devşirmek… Mesela, nüfus kriteri 300.000 – 400.000 – 500.000 olacak… Hatta bu nüfusu bulamayan şehirler çıkarsa, bunlar ikili - üçlü gruplar halinde birleştirilecek… Mesela, birbirine adeta 'yapışık' gibi duran Erzincan, Tunceli, Bingöl ve Elazığ 'tek şehir' haline gelecek… Bu durumda belde belediyeleri ve köyler tamamen tarihe karışacak…

***

Olur mu?

Bu saatten sonra biraz 'ütopik' gibi gelse de…

Olmayacak bi'şi değil…

Bekleyelim ve görelim…

Sonsöz: 'Seçim Yasası ile böyle fıldır fıldır oynamak pek doğru değil ama…'