Başlıktaki cümle CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na aittir ve doğrudur… Gerçekten Türkiye yönetilmiyor ve savruluyor. Dalından kopmuş yaprak misali...
Peki…
Ya CHP?
Ve,
Niçin CHP?
Çünkü:
Altını çizerek vurguluyorum ki; 'ehil ve emin' ellerde olduğu takdirde CHP'ye rağmen Türkiye'de asla rejim değişmez. Bir çok kez geçmişte denendiği halde değişmedi, değiştirilemedi.
Bu bir 'sayısal' mesele değildir, tamamen 'siyasal' meseledir. Devleti kuran iradeye rağmen nasıl rejim değişebilir? Elbette 'yanlışı ve doğruları' vardır. Ancak 'kurumsal' olarak konu ele alındığında CHP önemli bir 'kurum'dur ve bu sebeple sorumluluk duygusu taşıyan her yurttaşın ilgi alanındadır… Partili olup olmamanın bu konuda bir önemi yoktur.
Çünkü 'altıok' sadece bir partinin simgeleri değil aynı zamanda Devlet'in 'kuruluş felsefesi'nin özetidir.
Buradan hareketle:
Maalesef uzun zamandar tıpkı Kılıçdaroğulu'nun söylediği gibi…
Nasıl ki, Türkiye 'yönetilmiyor ve savruluyor', aynen CHP de yönetilmiyor ve savruluyor.
Bir sağa bir sola.
Bazen yönü de belli olmuyor.
Altıok'tan çok çok uzaklara...
Şimdi:
Bir konunun yine altını çizerek vurgulayalım:
Partilerin bir tek hedefi olmalıdır.
O da iktidara gelmek.
Şimdi ise mevcut rejim değişikliği sebebi ile 'Cumhurbaşkanlığını kazanmak'…
Muhalefet olmak için parti kurulmaz.
Alınan milyon oylarla partinin başarısı ölçülmez.
Parlamenter sistem de soru şudur: İktidar oldun mu olamadın mı?
Kaç milyon oy almanın kaderimizde ne etkisi olacaktır?
Şimdi ise 'Cumhurbaşkanlığı'nı kazandın mı kazanamadın mı?
Soru ve cevap buna göre olmalıdır.
Bu sorular ve cevaplar bütün partileri kapsar. Yeni kurulduk, paramız yoktu, adam bulamadık, engellendik gibi mazeretler yurttaşın ilgi alanında değildir, çünkü biz 'gemi limana yanaştı mı yanaşmadı mı?' ona bakarız. Yoldaki 'fırtınalar' onların meselesidir.
'Madem ki yüzme bilmiyordun niçin bindin kayığıma?' misali...
Yine burdan hareketle:
CHP şimdiye kadar bu sorulara olumlu cevap verebildi mi?
Yani eski sistemde 'iktidar' olabildi mi? Yeni sistemde 'Cumhurbaşkanlığı'nı kazandı mı?
Kocaman Hayır....
O halde neyi tartışıyoruz?
Islak imza?
Şu kadar delege?
Verdi, vermedi...
Bizim hangi sorunumuza çözüm getiriyor?
Apaçık bir durum vardır.
Matematik gerçek gibi…
Daha net yazayım.
İki kere ikinin kaç ettiği gibi.
CHP asla başarılı değildir.
Sorumluları da elbette yönetenlerdir.
Gerekeni yapması gereken de yönetenlerdir.
Bu apaçık gerçeğin aylar/yıllar tartışıldığı tek ülke de 'Türkiye'dir.
Çünkü Batı demokrasilerinde böyle bir tartışma apaçık 'abesle iştigal'dir.
Bir de 'zamanı değil' denmiyor mu?
Hayretler içinde kalıyorum.
Bu 'bir yenilgi daha alalım' demektir.
Alınan yenilgilere nasıl tahammül ediliyor ve bir yenisi daha eklensin nasıl denebiliyor?
Anlamak mümkün değil...
Yazdıklarım ağır gelebilir.
Arkadaşlarımız üzülebilir.
Bunlar gerçekleri değiştirmez.
Zamanında gereken yapılmadığı için şimdi…
ANAP Yok.
DYP Yok
DSP Yok.
Ve diğerleri yok.
Fikrimizi ve hükmümüzü baştan yazdık ve tekrarlıyoruz:
'Emin ve ehil' ellerde olduğu takdirde, CHP'ye rağmen 'rejim değişmez'...
Ama Basra harap olmadan...