Genç bir insan, elinde 'Demokrasi gidecek-Hilafet gelecek' yazılı pankartı, bir karış sakalıyla Rabıta selamı veriyor ve boğazını patlatırcasına bağırıyordu;
'Yaşasın Şeriat' diye!
Zavallı çocuk olası bir şeriat düzeninde köle olacağını, asla onurlu ve çağdaş bir insan olarak yaşayamayacağını ne yazık ki bilmiyordu!
Adam gazeteci, bizlerin vergisiyle geçinen TRT'nin Muhabirlerinden biridir. Mısır'a gidiyor ve tutuklanıyor. Mısır'a gitmeden evvel, vasiyet ediyor;
'Ölürsem beni Mustafa Sabri Efendinin kabrine defnedin.'
Mustafa Sabri Efendinin İngilizlerin maşası olduğunu, 'Teali İslam' ve 'İngiliz Muhipleri' derneklerinin kurucusu olduğunu, 'Kuvayi Milliyecileri' kudurmuş haydutlara benzettiğini,Ermenilerin isteğiyle Boğazlayan Kaymakamı
Kemal Bey'in idamı için fetva verdiğini bilerek,onun yanına gömülmek isteyecek kadar 'Türk-Türklük' düşmanı bir zavallı adam . Teneke Neslin gazetecisi!
Mustafa Sabri 1927 yılında kaçtığı Yunanistan'da çıkardığı 'Yarın' dergisinde şunları yazmıştı;
'Yalnız Müslüman ve insan olarak kalmak üzere, Türklükten şeref ve izzetimle istifa ediyorum Allahın huzurunda. Tövbe yarabbi, tövbe Türklüğüme, beni Türk Milletinden addetme!'
Adam 65 yaşında, Avukat Başbakan Yardımcısı. Basın toplantısında bir gazetecinin; 'Müslüman Kardeşler Örgütü kapatılacakmış' diye sorması üzerine, sinirleniyor ve 'İhvan-ı Müslimin'in kapatılması savaş sebebidir' diyebiliyordu!
Adam, İhvan-ı Müslimin yani Müslüman Kardeşler örgütünün İngilizlerin M16 istihbarat örgütü tarafından 1928 yılında kurulduğunu ve bu güne kadar binlerce cana kıydığını, şimdi de Müslümanları birbirine düşürüp kırdırmakla görevli olduğunu bildiği halde ısrarla bu vahşi örgütü destekleyebiliyordu!
Adam Hukukçu. Başbakan Yardımcısı. Anayasal demokratik protesto haklarını, hiçbir şiddet uygulamadan kullanan gençlere karşı polis orantısız güç kullanıyor 5 genç ölüyor, 12 gencin gözü çıkıyor, ömürleri kararıyor, yedi binden fazla insan yaralanıyor. Yapanlar yakalanmıyor. Öldürme iddiasıyla tutuklananlar serbest. Pala ile kadınlara saldıran soysuz, serbest ve yurt dışında. Bunlarla ilgili olarak yaylı Bekir Bey'den tık yok.
Gittiği bir toplantıda bir kendini bilmez, buna bir yumruk sallıyor. Burnunun ucundaki sivilce bile patlamıyor, ama adam dünyayı ayağa kaldırıyor!
Adam ölen-gözü çıkan-yaralanan gençlerin de ana-baba çocuğu olduklarını unutmuş, sadece kendini ve camiasını düşünen zavallı bir ortaçağ Teneke Nesil Politikacısı!
Adam 'kindar ve dindar' olarak yetiştirilmiş. Çocukken sevgi görmemiş. Babası buna kızdığında boğazından tavana asmış, dayısı son anda kurtarmış. O günden sonra babası eve her geldiğinde babasının ayakkabılarını öperek, onu karşılamış. Gençliğini yaşayamamış. Siyasete girip Belediye Başkanı olunca zengin olmuş, bu zenginliği kullanarak siyasette yükselmiş.
Cumhuriyeti ve Devleti kuranlara saygı duyup sahip çıkacağına, İngiliz Ajanlarına ve 'Türk' düşmanlarına sahip çıkıyor. Anayasasında 'Laik Devlet' yazan
TC Başbakanı olarak Rabıta selamı yapıp, parmaklarını Savcıların şimdilik sadece gözlerine sokuyor…
Değerli Okurlar;
Bu badem takımının 'Altın Nesil' iddiasıyla yetiştirdikleri nesilden, birkaç örnek verdim. Bu nesil ile mi gelişmiş ülkeler seviyesine çıkacağız?
Geri kalmış ülkelerin sorunu entelektüel gelişmeye geç başlamaktı. Biz saçma-sapan kavgalarla uğraşırken adamlar eğitimde-öğretimde-bilimde-sanayide ve teknolojide fırlayıp ileri gittiler.
Bizler, aklı ortaçağ karanlığında kalmış bu teneke nesil yönetiminde ve omurgasız, kendi haklarını bile korumaktan aciz, yalaka iş ve üniversite camiası ile mi gelişmiş ülkeler düzeyine ulaşacağız?
Türk olmayı 'ayıp' sayan bu teneke neslin yaptığı ihanetlere daha ne kadar katlanacağız?
Memnun musunuz Hisarcıklıoğlu;
Irak ve Suriye'den sonra hükümetin yanlış dış politikaları yüzünden Mısır'da servetlerini kaybeden üyeleriniz için bir 'Rabıta Selamı' da siz verir misiniz?
Tam karşınızda ben de size çok hoşlanacağınız bir işaret yapacağım!