*Ahmet Tan: BDP Milletvekili.
'Ulus Devleti yıkacağız. Şeriat Devleti kuracağız.'
-Öncelikli görevi Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni-Anayasa'sını korumak olan ve bunun için namus ve şerefleri üzerine yemin etmiş olan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve Anayasa Mahkemesi üyeleri.
Milletvekili olan ve Türk Milleti ve Türk Tarihi önünde yemin ederek görevine başlayan bu hain, belli ki yalan yere yemin etmiş.
Peki ya sizler? Sizler de ettiğiniz yemini unuttunuz mu? Sizleri Gül-Erdoğan ikilisi atamış olabilir. Bu ikili sizleri, babalarının çiftliğine amele olarak atamadı ki?
Bu sözleri, hem de televizyon canlı yayınında söylemek bir siyasi parti temsilcisi için suç değil mi? Peki, sizler niçin görevinizi yapıp dava açmıyorsunuz?
Sizlerden, bu ülkenin birliği ve beraberliği için 'ŞEHİT' olan canlarımız adına davacıyız…
*Selahattin Demirtaş: BDP Eş Genel Başkanı.
'Ulus Devlet yıkılmalıdır, yıkılacaktır. Yeni bir düzen kurulmalıdır. Sınırların gevşek olduğu veya hiç olmadığı, federal bir sistem olmalıdır. 20 Milyonu Türkiye'de olmak üzere bölgedeki 40 Milyon Kürt bunu istiyor. Sayın Öcalan mutlaka özgür bırakılmalıdır. Kürtler yeni bir statüye kavuşmalıdır.
Bunlar olmazsa, silahlar yeniden konuşmaya başlar…'
-Öncelikli görevi Türk Milletine doğru ve tarafsız haber vermek olan CNN-Türk televizyonunun sahibi, yöneticileri ve akşam ki programı yapan Şirin Payzın ve Aslı Aydıntaşbaş.
Sizlerde hiç utanma duygusu kalmadı mı? Sizler için para her şey midir?
Sizler için 'Vatan' denen kutsal değer, sadece üzerinde yaşadığınız, karnınızı doyurduğunuz ve dışkılarınızı bıraktığınız bir arazi parçası mıdır?
Bir Kürtçü-Bölücü kişi, kendine vatan edinmek için çırpınırken, sizler niçin öz vatanınızı pazarlama telaşı içindesiniz?
Karşınızda oturan kişinin Uyuşturucu Kaçakçısı-Katiller Sürüsü PKK'nın siyasi sözcüsü olduğunu niçin unutuyorsunuz? Her ay birkaç program yapıp, ağzınızın suyunu akıtarak 'kahraman' yapmak istediğiniz Öcalan denen caninin,
Türk Milletinin her etnik kökenden on binlerce insanını öldürdüğünü nasıl ve
hangi vicdanla unutursunuz?
Hele siz Payzın ve Aydıntaşbaş. Kokain müptelası Öcalan denen caninin, binlerce Kürt kızının ırzına geçip, öldürttüğünü bilmiyor musunuz?
Tüm bunları size unutturan güç nedir? Korku veya para olabilir mi?
Süslenip püslenip, gece kulübüne gider gibi giyinerek karşısına oturduğunuz adam, Türk Milletini açıkça tehdit ediyor.
'İsteklerimiz olmazsa, silahlar konuşur' diyebiliyor?
O muhteşem aklınızla, hangi demokrasi de silah- adam öldürme-mayınlama var, diye niçin sormuyorsunuz? Narko-Terör örgütü PKK'nın propagandasını yaptığınızı ve suç işlediğinizi görmüyor musunuz?
Türk Milletinin sizlerden çok yakın bir zamanda hesap soracağını
bilmiyor musunuz?
Sizlerden, bu ülkenin birliği ve beraberliği uğruna 'ŞEHİT' olan çocuklarımız ve hayatlarının baharında Öcalan'ın elinde can veren 'KÜRT KIZLARIMIZ' adına davacıyız.
Tombalak Paşa;
Esasında sizi ciddiye alıp laf söylemek boş ama tarihe not düşmek ve gençlerin okuması için kısaca size de değinelim.
Teğmen Mehmet Ali, Terör örgütü ile mücadelesini yarıda kesip Çarşamba günü ailesi ve sözlüsü ile Adliye'ye geldi, teslim oldu ve zindana konuldu.
ABD'siyle, AKP'siyle, Cemaatiyle sizin komuta ettiğiniz Türk Ordusunun altından girdiler, üstünden çıktılar. İlker Paşa'dan, Mehmet Ali'ye kadar zindana atmadıkları rütbeli kalmadı.
Geçen hafta, İstanbul Fatih Camisinin önünde, göbeğine kadar sakallı bir zavallı elinde megafonla bağırıyordu; 'Camimizi bombalayacak olan askerler mahkûm edildi. Hamdolsun. Başörtülü kızlarımızı dövenler zindana atıldılar. Çok Şükür. Dualarımız kabul olduğu için lokma dağıtıyoruz. Alın bedava, bedava…'
Bence siz o lokmadan yeyip, megafonlu yobazın önünde bir topuk selamı vermelisiniz! Size yakışan ancak budur.
Sizden Allah huzurunda da, Adalet huzurunda da sadece Mehmet Ali Teğmen için davacıyız. Çünkü bunun dahi hesabını veremezsiniz.