Elinizdeki kurşun kalemin silah olduğunu biliyor muydunuz?Hayır, kastettiğim o değil. Demokrasinin oturmadığı toplumlarda kalem her zaman silah sayılmıştır. Şimdilerde klavyeler o görevi üstlense de kalem kalemdir.’¶
Ben gerçek silahtan bahsediyorum. Yani top gibi, tüfek gibi, tabanca gibi, bıçak gibi kalem de silahtır. Şaşırdınız değil mi?Daha da şaşırın o zaman. Gözünüzdeki gözlük, bir odun parçası, gazoz şişesi gibi tüm maddeler hukukumuza göre artık silah. Ne zamandan beri?5237 sayılı Ceza Kanunu’’nun yürürlüğe girdiği 2005 ten beri.
Bir kavgada eline geçirdiği odun parçası ile rakibini yaralayan da, tüfekle tabancayla tarayan da aynı cezayı alıyor. Korkunç mu desem komik mi desem bilemiyorum, ama maalesef gerçek bu.
Silah konusunda iki mevzuat var. Biri 6136 sayılı kanun. Diğeri de 5237 sayılı ceza kanunu. Birincisinde gerçek silahlar açıklanmıştır. Tabancadır, tüfektir, bıçaktır, kamadır.
Ceza Kanunun’’da ise silah 6. madde ile düzenlenmiştir. Bu maddenin (f) fıkrasının 1, 2,3 ve beşinci bentlerinde 6136 sayılı yasa paralelinde silahlar sayılmıştır. 4. bendinde ise ’“Saldırı ve savunma amacıyla yapılmış olmasa bile fiilen saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli diğer şeyler’” silah sayılmıştır. İşte bu diğer şeyler gözlük, kalem, tırnak çakısı bira şişesi gibi şeyler olarak kabul ediliyor.
Yönetim hukukunda bir ilke vardır. Her topluma bir baş gereklidir. Herkesin baş olduğu yerde hiç kimse baş değildir. Hiç kimsenin baş olmadığı yerde ise kaos vardır.
Silaha dönersek, her şeyin silah olduğu yerde hiçbir şey silah değildir aslında. Hiçbir şeyin silah olmadığı yerde ise her şey silahtır. Gibi bir çıkmazdayız anlıyacağınız.
Kalaşnikof ile tarayana da odun parçası ile vurana da aynı cezayı verirseniz, insanları nasıl olsa ikisi de bir düşüncesi ile silahlanmaya sevkedersiniz. Bu da hoş olmasa gerek.
Gündemde yeni bir silah kanunu var. Silahlanmayı kolaylaştırıyor. Farkında olmadan ruhsatlı katiller yaratılacak. Oysa silahsız bir dünya şu aşamada belki ütopya ama, silahsız bir toplum mümkün.
Ben olsam insanlara silahlarını hiçbir cezai yaptırıma uğramayacakları güvencesi ile teslim etmeleri şansı verir, buna rağmen silah bulunduranların cezasını en az 20 yıla çıkarırdım. Böylece silahsız bir toplum yaratırdım.
İnsanları silahlandırmanın iki amacı olabilir. Ya ben senin güvenliğini sağlayamıyorum, al silahı kendin sağla diyorsunuz. Ya da ileride gerçekleştirmeği düşündüğünüz bir amacınız vardır. Nereden bakarsanız bakın ikisi de vahim.
Son söz magandalara; unutmayın arabanızda zula ettiğiniz o değenekler var ya?Onlar silah’….
Ve bir şiir,
BARIŞA GELİN
Dünya hapis hane ben de hükümlü
Hadi dostlar bana görüşe gelin
Ayırmam kimseyi herkes yükümlü
İnsanlık adına yarışa gelin
Kainat dediğin koca bir deniz
Genlerimiz aynı, aynı bedeniz
Bugün geldik ama yarın gideniz
Yollar ayrılsa da varışa gelin
Bu silahlar niye bu zulüm niye
He kardeşim niye he gülüm niye
Yaşanmamış günler bu ölüm niye
Bırakın silahı barışa gelin