Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin 'kesintisiz' yaklaşık 12 yıl Ulaştırma Bakanı…
Cumhuriyet Tarihi'nin kırılması en güç rekorlarından biridir bu…
Bana göre, 'zorunluluk'tan kaynaklanan…
Sadece 375 günlük ara…
Sonra yine yedi aylığına Ulaştırma Bakanı…
Ardından ver elini 'Başbakanlık' koltuğu…
Erzincan Refahiyeli Gemi İnşa Yüksek Mühendisi Binali Yıldırım'ın siyaseten müthiş yükselişi…
***
Şimdi…
Neredeyse altı aydır Başbakanımız'sınız…
Sizin için diyorlar ki…
'Erzincan'ın; Şemsettin Günaltay ve Yıldırım Akbulut'tan sonra çıkardığı üçüncü başbakan…'
Eh, bu 'tanımlama' biraz dokunuyor…
Siz artık İzmirlisiniz, Sayın Binali Yıldırım…
Şimdi diyeceksiniz ki; 'Ben tüm Türkiye'nin Başbakanıyım…'
Kabul…
Tatlı anılarınız Erzincan'da kalabilir…
Hiç mahzuru yok…
Lakin, siz İzmir Milletvekili kimliğinizle Başbakan oldunuz…
Bu demektir ki, bir eliniz bir gözünüz bu kadim kent üzerindedir…
Şimdi…
'Yav Karabel, abartma…' diyebilirsiniz…
Hatta ve dahi meşhur esprilerinizden birini de patlatabilirsiniz…
Amma velakin…
Parti rozetiniz ne olursa olsun…
Özlemiyor musunuz, vekili olduğunuz kenti?
O zaman, bu iş bitmiştir…
***
Dikkat ediyorum…
Bizi biraz 'kartal bakışı' atıp yukardan izliyorsunuz…
Oysa, siz bu şehirde 'Büyükşehir Belediye Başkan Adayı' yarışında 'bir milyon' oy aldınız…
Bir önceki seçimde bu rakam 625 bin'di…
Beş yıl içinde 400 bin civarında İzmirli oyu…
Siz sadece Ak Parti'nin adayı olduğunuz için gelmedi…
İzmir'e kendinizi 'sevdirmeyi bildiğiniz' için geldi…
Ak Partililer'in yanı sıra bir kısım CHP'linin ve MHP'linin de oyunu aldınız…
Benimsendiniz ve karşılığını da gördünüz…
Nitekim, 2014'te…
CHP ve Ak Parti'ye oy kullanan İzmirliler'in toplamının üçte ikisine yakını sizi işaret etti…
O seçimde, Kocaoğlu ile aranızda 370 bin civarında oy farkı vardı…
Abartmış olmayayım ama…
Yaklaşık 180 bin oy daha almış olsaydınız…
Belki de 'İzmir'in Reisi' siz olacaktınız…
***
15 yıl içinde…
Hem İstanbul'dan hem Erzincan'dan hem de İzmir'den milletvekili seçildiniz…
Hangi kentin vekilliği İzmir kadar lezzetliydi?
Hala, grup toplantılarında tezahürat yapan Ödemiş Kaymakçı'dan gelenlere…
Gönülden, 'Bir dakika susuver be Kaymakçı…' diye esprili seslenmiyor musunuz?
Hangi Başbakan'a kısmet olmuştur bu 'tatlı sevgi'?
***
Bugün…
Ege'nin enerjisine katkı koymak için 'Ege Ekonomik Forumu' için İzmir'desiniz…
Tamam, yakından bu kenti takip ediyor olabilirsiniz, amenna…
Ama, bi sorun…
'Nasılsın İzmir?' diye…
Sorun bi'kez…
'Hükümet'in hal ve gidişatından mutlu musunuz?' diye…
Diyorsunuz ki, 'İzmir her şeyin en güzeline layık…'
Diyorsunuz ki, '35 İzmir 35 Proje'yi sizin için yarattım…'
Diyorsunuz ki, 'Bunların sekizi bitti, 14'ü devam ediyor…'
Çok güzel…
Yine diyorsunuz ki…
'Nasıl İstanbul'un Marmaray'ı varsa İzmir'in İzmir Körfez Geçişi var… Körfez'i kuzeyden güneye denizin altından ve üstünden geçecek muazzam bir proje hazırladık… İnşallah İzmir isteyince biz de bu projede düğmeye basacağız…'
Ben de soruyorum: 'Ne zaman?'
İzmir istemiyor mu?
Bu proje için araştırma mı yaptınız?
'Körfez Projesi'ni istemeyenler, isteyenlerden daha mı fazla?
Söyleyin Sayın Başbakan…
En azından size '1 milyon' oy verenlerin hatırına…
***
Üstadlar, Münir Nurettin Selçuk ve Behçet Kemal Çağlar'ın, 'İstanbul'u sevmezse gönül aşkı ne anlar?' diyerek yarattıkları muhteşem şarkıyı bilirsiniz…
Ne güzeldir…
Minik bir oynama ile o sözleri İzmir'e uyarlayalım…
Ve diyelim ki, sizin için…
'Bir tatlı huzur almaya geldik İzmir'den…'
Sizin de kalbinizden böyle geçmiyor mu?
Sonsöz: Mevlana ne güzel söylemiş: 'Her birimiz tek kanatlı melekleriz ve bizler ancak birbirimizi kucaklayarak uçabiliriz…