Emek Partisi İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Kemal Köroğlu, yerel seçim gündemi ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Yerel seçimlere 1 aydan az bir süre kala siyasi partiler vatandaşlardan oy istemek ve vaatlerini anlatmak için çalışmalarını sürdürüyor.
Emek Partisi (EMEP) de İzmir'de yerel seçimler konusunda yoğun bir çalışma halinde…
İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Bornova, Çiğli, Bayraklı, Buca ve Menemen'de tek başına pusulada yer alacak olan partinin İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı ise emekli belediye işçisi Kemal Köroğlu...
Köroğlu, yayın koordinatörümüz Muhittin Akbel ve haber editörümüz Ozan Ekiz'in sorularını yanıtladı. Köroğlu, EMEP'in belediyecilik anlayışını, seçimler konusunda partisinin tutumunu tüm detaylarıyla anlattı.
EMEP'İ İŞÇİLER KURDU
-Emek Partisi'ni tanıtır mısınız?
Emek Partisi 1996'da kuruldu. İşçilerin ve emekçilerin kendileri tarafından kurulmuş bir siyasi parti. Emek üzerine kurulmuş bir siyasi partidir. Hedefi işçilerin ve emekçilerin örgütlenmesi ve aslında işçilerin ve emekçilerin iktidar olması hedeflenen bir siyasi partidir. 1996'da EMEP kurulurken Türkiye'de birçok parti vardı, bu partilerin hiçbiri işçiler tarafından kurulmadı. Aslında bir parti kurulsun diye değil işçilerin ihtiyaç olarak gördüğü bir partidir. İhtiyaç da sınıfsal mücadele vermektir. Kurucuların arasında işçiler ve emekçiler vardı. Tabandan ve mücadele içerisinden doğdu. Bugün bu temelleri devam ediyor. Daha kitlesel bir halde. Mücadele epey mesafe kat etmiş durumdadır. Şu anda mecliste 2 tane milletvekili var.
İZMİR'İ EMEKÇİLER YÖNETMELİ
-Sizi diğer partilerden ayıran en önemli özellik?
İşçi sınıfının iktidarını hedef alan, işçi sınıfına yoksul semtlere dayanan bir örgütlenme hedefliyor. Biz sınıfsız ve sınırsız bir toplumu hedefliyoruz. Halk iktidarını hedefliyoruz. Burası emekçilerin kentidir, burayı emekçiler yönetmelidir diyoruz.
İŞÇİDEN GELECEK 1 TL'Yİ ALIRIZ, PATRONDAN GELECEK MİLYONLARI KABUL ETMEYİZ
-Maddi ve manevi olarak kısıtlı imkanlarınız var, sizin motivasyonunuz nedir?
İmkanlarımız sermaye partilerine göre az bir durumda. Bizim imkanlarımız parti üyelerimiz ve partiye gönül verenlerin vermiş olduğu aidat ve bağışlar üzerinden yürüyor. Olanaklarımız yok. Bizim paramızla sermaye partileri propaganda yapıyorlar. Devlet bütçesinden büyük paralar akıyor. Biz hazineden destek olmasın, her parti kendi imkan ve olanakları ile seçim çalışması yapmalıdır diyoruz. Aynı şartlarda gitmiyoruz. Herkes kendi cephesinde kendisine hizmet edecek partiye imkan sunuyor, bize sadece işçiler emekçiler imkan sunuyor. Bize bir patron böyle maddi bir destek vermek istese kabul etmeyiz. Onların parasını aldığınız zaman onlara hizmet etmek zorunda kalırız. İşçiden gelecek 1 TL'yi seve seve alırız ama patrondan gelecek milyonları kabul etmeyiz.
GÜN GELECEK İZMİR'İ EMEKÇİLER YÖNETECEK
-İzmir'deki yarış CHP ile Cumhur İttifakı adayları arasında geçeceğini gösteriyor. EMEP'in bu ortamda şansı nedir, neden yarışa girdiniz?
Sermaye tarafı kaybetmelidir. Belediyeler iki kutba sıkıştırılmak isteniyor. Bir sıkışmışlık var. Elbette ki derdimiz kazanmak ama bugün biz seçime girerken biz kendimize kazandık diyoruz. Bizim derdimiz örgütlü toplumu yaratmaktır. Biz belediyeleri yönetme bakış açımızı ne kadar işçiye ve emekçiye anlatabilirsek önümüzdeki dönemde şansımız olacaktır. Belediye yönetme şansını bize vermeyecektir halk ama inanıyoruz belli bir mücadele sonucunda halk bu meselenin farkına varacaktır. Biz bugün bir binanın temelini atıyoruz. Gün gelecek İzmir'i emekçiler yönetecek.
İZMİR'İ BERABER YÖNETELİM
Yerel yönetimler örgütlü toplum yaratma iddiasında olmalı. Toplumu örgütlü hale getirmeliler. Bize oy verin biz sizi yönetelim değilim. Hem oy verin ben olmaktan ziyade biz olalım ve İzmir'i beraber yönetelim. Biz toplumu oradan örgütlemeye çalışıyoruz.
HALK MECLİSLERİ OLUŞTURULMALIDIR
-Yerel yönetim modeliniz nedir? İzmir'i nasıl yöneteceksiniz?
Başta sokaklardan başlayarak mahallelerde ve ilçelerden kentin bütün bileşenlerinin içinde olduğu, sendikalar, odalar, kadın örgütleri, gençlik örgütleri gibi bütün kurumların içerisinde olduğu bir halk meclisinin oluşturulmasıdır. İzmir'in önceliklerinin ne olduğu oradan belirlenmeli. Kaynakların nereye aktarılacağı oradan belirlenmelidir. Belediye başkanı ve meclis üyeleri halk meclisinden çıkan kararları uygulayan mekanizma olmalıdır. Bir belediye başkanı o belediyedeki memur ve işçilerin ortalama ücreti kadar bir ücret almalıdır. Belediye başkanı veya meclis üyeleri görevlerini yapmadıkları takdirde halk tarafından değiştirilmelidir.
NE KADAR RANTIN DÖNDÜÐÜ BU KADAR ADAY ADAYI ÇIKMASINDAN BELLİ
İhaleciliğin, taşeronun, adamcılığın diz boyu olduğu yerler oldu belediyeler. Ne kadar rantın döndüğünü bu kadar aday adayının ortaya çıkmasında görüyoruz. İşçiler ve emekçilere oralar zaten kapalıdır. Orada aday adayı olabilmek için bile her parti farklı farklı rakam açıkladı. Bir işçi veya emekçinin oradan aday olma şansı yoktur. Sermaye partilerinden aday olanların hiçbir tanesi İzmir'deki işçilere ve emekçilere hizmet etmek gibi bir derdinin olmadığını bizler biliyoruz.
KENAR MAHALLE VURGUSU
İzmir'in kenar mahallelerinin yaşam biçimi ve yapılan yatırımlar ile kıyı şeridine yapılan yatırımlar aynı mı? Kenar mahallerde insanlar aç bir durumda. Depremde sallandığı zaman 'Bu binanın neresinde kalırsam sağ kalırım?' diye cebelleşiyor. Bazı bölgelerde hiç hizmet yok. Kenara gittiğimizde insanların ne koşullarda yaşadığını zaten görüyoruz.
SOYER ADAY OLSAYDI YİNE ADAY ÇIKARTIRDIK
-2019 yerel seçimlerinde İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adaylığı yarışında Tunç Soyer'i desteklediniz. Soyer aday gösterilseydi yine aday çıkarır mıydınız?
2019'da seçime girme yeterliliğimiz yoktu. İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri'nin düşüncesi o yöndeydi. Emek ve meslek örgütleri Soyer'i destekleme kararı aldı. Nasıl bir yerel yönetimler toplantıları yapılmıştı o dönemde Mimarlar Odası'nda. Bir platform ortaya koydu. Ama bu dönemde biz yine aday çıkartırdık. Seçildiği dönemle şimdiye bakınca dediğimiz tarzda bir hizmet yapmadığını hepimiz biliyoruz. O günkü koşullarda öyle bir destek sunduk. AKP'nin geriletilmesi ve daha fazla güçlenmemesi meselesi de bizim düşüncemizdedir. Bir siyasi partinin hangi adayı aday göstereceği bizi aslında çok ilgilendiren bir durum değil. O anlamda bir husumet de beslemeyiz desteklemeyiz de.
İKTİDARIN GERİLETİLMESİ ÖNEMLİDİR
-Bugün halen daha AK Parti'yi geriletmek gibi bir düşünceniz var mı?
Elbette. Siyasi mücadelemizin temelinde o yatıyor. Merkezi idare halk tarafından seçilen belediye başkanlarına kayyum atıyor, seçilmiş belediye başkanlarına parmak sallıyor. Onun için bu iktidarın geriletilmesi önemlidir.
KRİTİK YERLERDE ADAY ÇIKARMADIK
Genel seçimlere bakışımız Cumhur İttifakı'nın geriletilmesi. Bu temelde Ankara ve İstanbul'da aday çıkarmıyoruz. O şehirlerdeki kritik durumu biliyoruz o yüzden bazı şehirlerde aday çıkarmadık. Kayyum atanan illerde aday çıkarmıyoruz. İzmir'de 2019 yerel seçimlerinde Emek ve Demokrasi Güçleri'nin bir eğilimi vardı ve onun dışında kalmadık ona uyum sağladık. Bu dönem Emek ve Demokrasi Güçleri'nin öyle bir bakış açısı yoktu herkes dağınıktı.
-AK Parti aday çıkardığınız şehir olan İzmir'de kazanırsa düşünceniz ne olur?
Bizim amacımız İzmir'de AKP'nin kazanmaması yönündedir. CHP kendisini ne kadar anlatır onu bilmiyoruz.
PROJELERİ NASIL DEÐERLENDİRİYOR?
-Belediye başkan adaylarının açıkladığı projeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bir tarafta gerideki mahallerdeki açlığı ve yoksulluğu görünce bu projelerin İzmirlilerin ihtiyacı olmadığını söylüyoruz. İzmir'in kaynaklarını halk meclisi oluşturmalıdır. Bireyler mega projeler çiziyor. Belediyenin kaynaklarını rant ve ihale anlamında başkalarına peşkeş çekiyorlar. O paranın nereye kullanılacağı bizim için önemlidir. Kenar mahallerde insanların aldıkları ücretlerin bir çay parasına yetmediğini hepimiz biliyoruz. Belediyeler o mahallelere sosyal tesisler kurmuş olsalar bu insanlar orada ücretsiz oturup sohbet edip çay içseler kötü mü olur?
MEGA PROJELERDEN HALK FAYDALANAMAYACAK
Su faturalarının ne kadar yüksek olduğunu biliyoruz. Başta açlık sınırı altında ücret alan insanlara ücretsiz su verseler kötü mü olur? Ulaşım ve su tamamen ücretiz olmalıdır. Bu bir insanın olmazsa olmazıdır. Mega projelerden zaten toplumun bir kısmı faydalanamayacaktır. Yoksul mahallerde oturan insanların kaçı o dedikleri yerlere gidebiliyor? Halka mı sordular bu projeleri yaparken? Halka bu projeleri sorma şansları yok. Halkın önceliği nedir onları sorgulamak lazım.
GÖKDELENLERİN DİKİLDİÐİ YERE HİZMET EDECEK HALİM YOK
Ben başkan olursam geldiğim yere hizmet edeceğim öncelik olarak. Gökdelenlerin dikildiği yere hizmet edecek halim yok. İzmir'in en geri mahallerinden tutarak buradaki insanların yaşam koşullarını nasıl değiştirebiliriz buna bakacağım. Halka oturup birinci derece ihtiyaçlarına bakarak kaynakları birlikte kullanacağız.
AYRI DÜŞSEK DE DOST PARTİLERİMİZLE İLERİDE YAN YANA YÜRÜRÜZ
-Seçim çalışmaları sırasında vatandaşlardan nasıl tepkiler alıyorsunuz?
Bizi tanıyan, mücadelemizi bilen veya anlattığımızda 'benim istediğim aday' tepkisini alabiliyoruz. Bu ne kadar oya dönüşür çok bilmiyoruz. 'Keşke yan yana olsaydınız' diye tabanın da bir talebi var. Bugün dost partilerimiz ile ayrı düşsek de ileride yine yan yana yürüyebiliriz.
BİZ BÖLÜCÜYÜZ, EMEK İLE SERMAYEYİ BÖLECEÐİZ
Oyları bölüyorsunuz diye sitemler de duyuyoruz ama biz orada oyları böleceğiz. Biz çalışanla işveren arasında oyları böleceğiz. Emek ile sermayeyi böleceğiz. Emekçileri bir kutupta örgütlemek istiyoruz, biz buradan bölücüyüz. İzmir'de yaşayan 4,5 milyonun azınlık olan sermayeyi bir kenara atarak kalanını bir cephede örgütlemek amacımız var.