Gaziemir Belediye Başkanı Halil İbrahim Şenol gazeteciler Fatih Yapar, Mehmet Karabel, Hanzade Ünuz ve Mehmet İşler’in sorularını yanıtladı.
Hayatta hep sol şeritten gitmeyi seçmiş bir adam...
Hız olsun diye değil...
Özgürlük için, adalet için, demokrasi için, eşitlik için...
Halil İbrahim Şenol...
Gaziemir'in CHP'li Belediye Başkanı.
12 Eylül döneminde yaşananlar...
Kuşağının birçok temsilcisi gibi onu da vurmuş.
Çektiği ağır sıkıntıları mizaha vurarak anlatmayı seçiyor.
En ağır sahneler, sanki çok kolay yaşanmış gibi ...
Acı kelimeler gizlenerek gülüyor yüzünde.
Halil İbrahim Şenol hayatın getirdiği tahribatı saklamayan düz bir adam.
Adı gibi 'Dost' bir adam.
Pomak inadı da cabası...
Hayvanseverliği ise dillere destan.
Makam koltuğunun yanında Çiko adlı sarman oturuyor.
Makamda beslediği bukalemun sinek bulamayınca zayıfladı diye doğaya salmış.
'Siyasetteki bukalemunlar daha fazla' diyor.
Kendisini CHP'nin en solunda diye tanımlıyor.
Sonra ekliyor gülerek, 'Belki biraz kaymış olabilirim'...
'Gaziemir'de bir dönem daha' diyor görevdeki hemen her Başkan gibi.
'Başkanlığı çok seviyorum, Gaziemir bizim oğlanı seçer' diyor.
2019'da Gaziemir'de yüzde 50'nin üstünde oy almayı bekliyor.
Halil İbrahim Şenol'un Büyükşehir formülü ise çok basit:
'Aklı olan Aziz Bey ile kavga etmez' diyor.
BEDAVA TIRAŞ...
Benim ailem Demokrat Partili idi. Aile büyükleri Osmanlı döneminde Bulgaristan'da Türk Pomak Cumhuriyeti kurmuşlar, ne Osmanlı'ya yaranmışlar ne Ruslar'a. Savaşmışlar, yenilmişler bütün malı mülkü bırakıp 1912'de Türkiye'ye gelmişler. Önce Konya'ya yerleşiyorlar sonra İzmir'e Gaziemir'e geliyorlar. 1978'de Namık Kemal Lisesi'nde okuyordum. Hızlı solcuydum o yıllarda dünya görüşümü kendim belirledim. Babam hiç tepki göstermedi çok demokrat bir adamdı, saygı gösterirdi. Üniversite için Konya'ya gittim. Üniversitedeyken İzmir'e eve gelirdim, ağzım burnum kırık, kafam yara bere. Saçlarım zaten hiç uzamazdı, hep üç numara. Konya polisinin taktiğiydi haftada bir biz solcuları alır tıraş ederdi, sokakta gezerken tanısınlar diye. Ama bereket para almazlardı, tıraş bedavaydı yani (acı acı gülüyor). Bizim öğrenci evi de zaten mimliydi. Üç kişilikti ama 20 kişi kalıyordu, polise düşen bizim evin adresini veriyordu.LEBLEBİ GİBİ TOPLADILAR
Konya'da makina mühendisliğinde iki sene okudum sonra Konya düşünce biz giremedik Konya'ya toplu kayıtla Adana'ya geçtik. 1980 yılının ortalarıydı, daha 12 Eylül olmamıştı. Üniversitede kızlarla bakışmak bile yasaktı, değil el ele tutuşmak. Bacı muhabbeti vardı bizde. 12 Eylül'den sonra ilk ona şaşmıştım, birdenbire her şey değişti. Kız erkek ilişkileri değişti, çok rahatladı herkes. Ağaç altlarına oturup sohbetler, geziler... Bir baktık ki, birçoğu moda olsun diye solcuymuş. Bizim teorideki düşüncemiz gibi değilmiş. Ortam değişti, bir gecede bütün eylemler bitti. Birçok lider MİT ajanı çıktı zaten, bir baktık ki bizim liderler MİT ajanıymış leblebi gibi topladılar herkesi. Böyle şeyler de yaşadık yani.DÖRDÜNCÜ COPTAN SONRA...
Benim başım da beladan hiç kurtulmazdı. Çok polis cobu yedim, günlerce yerimden kalkamayacak kadar dayak atarlardı. Emniyete götürdükleri zaman çok döverlerdi. Hele iki metrelik bir Pol-Bir Başkanı vardı, o çok hoş karşılardı beni, 'Ooo Halil İbrahim kardeşim hoşgeldin nasılsın iyi misin' diye beni alıp döverek götürüyordu. Yere düşüyordum, küfür ediyordum daha da sinirleniyordu. O zaman daha hızlı dövüyordu, dayağı biraz daha fazla yedin mi sonrasını anlamıyordun zaten biliyor musun? Benim de amacım oydu, dört kere cop yedikten sonra beşinciyi anlama şansın yok. Hissetmiyorsun, iyi oluyordu. O yüzden tahrik etmek iyi oluyordu, daha hızlı dövünce alışıyordun ağzın burnun kırılsa da bir şey değişmiyordu.HER AN DAÐA ÇIKABİLİRİM...
1978 yılındaki Halil İbrahim ne ise ben hala oyum, değişmedim. İnsanlar beni seviyorsa bundandır, devrimci ruhumu koruyorum. 1978'de ne söylüyorsam, şimdi de aynı şeyleri söylüyorum. Asla değişmedim. Hatta hanım, çocuklar uyarıyor bazen 'Baba çok sert konuşuyorsun' diye. 'Alırlarsa, alırlar bavulu hazırlayın' diyorum ben de. Her an dağa çıkabilirim, hiç sıkıntı olmaz... Gezmek için tabii (kahkahalar)... Şimdi dağda villalar da yapılıyor... Ben insanları çok seviyorum, özgürlüğü çok seviyorum, ülkemi çok seviyorum, demokrasiyi çok seviyorum. CHP bir kitle partisi, saygı duymak lazım merkez sağdan insan da var, sosyalist komünist düşüncede insan da var CHP'de. Ben kendimi Cumhuriyet Halk Partisi'nin en solunda görüyorum. Belki biraz kaymışızdır farkında olmadan (kahkahalar)... Ama bu ülkenin çıkarları Cumhuriyet Halk Parti'dedir, başka alternatifi yok.MUHİTTİN ABİYE ÖNCE KIZMIŞTIM...
Üniversite bitince mekanımız vardı, aile işi olan kahveciliği yaptım Gaziemir'de. O sırada evlenmiştim, hem kahve çalıştırdım hem ev boyamaya gittim. 1989'da biraz da partinin baskısıyla Ahmet Sarışın ilk olarak beni işe aldı göreve geldiğinde. Siyaset olarak terstik ben ayak diredim ama beni işe aldı. Sözleşmeli girdim işe, İçişleri Bakanlığı 11 ay sonra red verdi bana. 11 ay maaş alamadan çalışmış oldum, ödeyemediler de yasal olarak. Sonra sınav açıldı, sınavla girdim Konak Belediyesi'ne. Şu an ki Karabağlar Belediye Belediye Başkanı Muhittin Bey, beni şantiyeye gönderdi. Sarışın siyasiyim diye beni yanında istiyordu. 'Başkanım olmaz sıfırdan geldi, üst bir yere verirsek yanlış olur, kullanırlar' dedi. Ben Buca Gediz dağına... O zaman çok kızmıştım Muhittin abiye ama şimdi çok teşekkür ediyorum. İzin yapmadan çalıştık yıllarca. Şef yardımcısı, şef derken ilerledik. Sonra Erdal İzgi geldi, önce sürtüştük, işi bıraktım. Ama sonra barıştık güzel çalıştık. Konak Fen İşleri Müdürlüğü'nden sonra 2004'te seçime girdim Gaziemir'den kaybettim. Sonra Konak Belediye Başkan yardımcısı olarak Muzaffer Tunçağ ile çalıştım. 2009'da da seçime girdik, aldık seçimi. Gaziemir'deki ilk CHP'li Başkanım, hem de 60 yıl sonra. Ardından bir seçim daha kazandık. Ben işime bakıyorum, kimseye bulaşmıyorum. Ben partide bölünmelere karşıyım. Etçilere ayrı, balıkçılara ayrı 'Ben vejeteryanım kardeşim, kusura bakmayın beni çağırmayın' diyorum (gülüyor).BİZDE KAVGA GÜRÜLTÜ OLMAZ
İkinci Abdülhamit 1904 yılında Gaziemir'i belediye yapmış, Türkiye'nin ilk üç belediyesinden biriyiz. Resmi nüfusu 133 bin, ileride de en fazla 250 bin olur. Biz daha fazla büyümek istemiyoruz, daha samimi, daha güvenli bir kent olarak kalmak istiyoruz. Hep söylerim Gaziemir'e gelen emniyet müdürleri rütbe alıp gider çünkü bizde kavga olmaz, gürültü olmaz. Kimse mini eteğe, başörtüsüne karışmaz. Gece kızlarımız üçte dörtte yolda gezer sıkıntı olmaz. Yerliler de böyledir, gelenler de uyum sağlar. Genelde Gaziemir'e gelenler eğitim seviyesi yüksek kesim oluyor. Gelen de gitmiyor. Bu ara özellikle İstanbul'dan beyaz yakalılar çok geliyor. İsveç ve Norveç'ten ev alan Türk vatandaşları var.KIZDIRDILAR, ADAY OLACAÐIM
Sarnıç'taki bu 33 hektar orman alanını tel örgü altına aldım, yeni projem Ankara'da onaylanırsa futbol sahaları, çocuklar için yüzme havuzları, kır düğün salonu, kır kahvesi, tenis sahası, anfi tiyatro yapılacak. Büyük savaş verdik burayı almak için, onaylanırsa hemen başlayacağız. Görevde kalırsam Gaziemir cennet gibi olur. Ama kalır mıyım onu vatandaş bilir, Genel Merkez bilir. Ben aday olacağım, aslında çok yorulmuştum. Ama birkaç kişiye çok kızdım, saygısızlık yaptılar. Dünkü çocuklar bana gelip de değişik konuşmalar yaptılar. Sistemi biliyorum, kimler ne yapıyor biliyorum. Dirildim, birdenbire kendime geldim. Ben de Pomak inadı var. Bazı kırgınlıklarım var, birkaç kişiye kızdığımdan adayım, hem de bu işleri bitirmek zorundayım.BEŞ YIL DAHA İSTİYORUM
Beni birinci sıra milletvekili yapsalar istemem, parmak kaldır indir. Ben onu istemem ama yerel yönetimi seviyorum. 30 yıllık bir sevgi var, bir iş yapıyorsunuz teşekkür ediyorlar. Bu işi çok seviyorum, beş yıl daha yapmak istiyorum. Genel Merkez derse ki, 'Halil İbrahim sen iki dönem yaptın şimdi başka bir arkadaşı atayacağız' derse ben başka hiçbir partiye gitmem. Aleyhte asla çalışmam, kızmam. Çünkü bu parti bana bu onuru 10 yıl vermiş. Kendimi, siyasi hayatımı kirletmem. Parti kamuoyu yoklaması yaparsa ben çıkarım, başkası çıkamaz. Parti içinden aday çıkar ama örgüt yapısıyla halk yapısı çok farklı Gaziemir'de. 'Bizim oğlanı' aday olmazsa herkes kendi partisine oy atar. Ben Gaziemir'in 'Bizim oğlan'ıyım. Gaziemir'in genelde muhafazakar bir yapısı var. Ben MHP'den de oy alıyorum, AKP'den de oy alıyorum, hepsinden oy alıyorum. Gaziemir'in yerlilerini düşündüğünüzde ben seçime nereden baksanız 15 bin önde başlıyorum. Bugün seçim olsa yüzde 50'nin üzerinde oy alırım, benim ortalamam budur.HER GÜN SOKAKTAYIM
Makamda üç dört saat dururum, her gün tüm mahalleleri gezerim. Ama fark edilmez çünkü resmi araba kullanmam, bayrak takmam. Korumam yoktur, tek başıma gezerim. Şantiyelerimi dolaşırım, işçilerle görüşürüm. Çok sıcak, çok soğuk olduğunda işi bırakın arkadaşlar derim, Cumartesi tamamlarsınız derim. 900 çalışanımız var belediyede, çalışanlarımla iyi anlaşırız, maaşlarını zamanında öderiz. Belediyelerin borcu olur ama borcun döndürülebilir olması önemli. Biz borcu döndürebiliyoruz.ÇİKO'YU KİMSE KALDIRAMAZ
Evimde bir köpeğim var, yolda buldum çamur içinde. İki yıldır bakıyorum. Muhabbet kuşlarım var, taklacı güvercinlerim var, gülen kumrularım, papağanlarım var. Hayvanlara olan sevgim her zaman vardı. Başkan olduğumda Gaziemir'de veterinerlik müdürlüğü yoktu, biz kurduk. Şimdi insan nasıl hastaneye gittiğinde röntgen çektiriyor, ultrasona giriyorsa şimdi hepsi var bizde de. Hayvanlarla ilgilenmek bana terapi gibi geliyor. Benim ismim Halil Arapça bir kelime, anlamı dost demek. İki kurt köpeğim var yeni, birinin ismini Dost diğerini de Zeyna koydum. Dünyanın en tehlikeli varlığı insanlar, bir kere bunu kabul etmek lazım. Hayvana saldırmazsanız size hiçbir kötülüğü dokunmaz, yılan dahil. Bir ara makam odamda bukalemun bakıyordum, bizim odada sinek yok bir şey yok hayvan başladı zayıflamaya. Ölecek bu dedim, aldım Doğal Yaşam Parkı'na bıraktım. Siyasette de bukalemun çok malum ama ben doğadaki gerçek bukalemunu daha çok seviyorum. Başkanlıkta yan koltuğumda da kedim Çiko oturuyor. Kimse yerinden kaldıramaz, kimseyi umursamaz.
DERS VERİRKEN...
Eşim Birsen Hanım benim kadar siyasetçidir. 10 CHP ilçe sekreterliği yaptı, şimdi Gıda Bankası Derneği'nin başında ihtiyaç sahiplileriyle ilgileniyor. O da benim gibi her gün sokakta çalışıyor. Onun ilk başta siyasetle ilgisi yoktu, benden bulaştı. Tanışmamız da ilginçtir, en yakın arkadaşımın kuzeniydi. İki kız kardeşler ama dersleri kötü, bana matemetik dersi verir misin dediler. İkisine de ders verdim, Birsen Hanım hiç ders dinlemiyor, kafayı bana takmış. Kız kardeşi geçti, o zayıfları veremedi. Böyle tanıştık ve 1982 yılında evlendik.YANIMDAKİ ŞAKŞAKÇILAR
Kent sadece Belediye Başkanının yönetimine kalmamalı. Vatandaş da sahip çıkacak kente, ben her yola zabıta dikemem. Kentte oturanlar o kentin bekçisi gibi bizi uyaracaklar. Çok hoşuma gider bu, bzizi arasınlar çok hoşuma gider. Sakın sadece Belediye Başkanına bırakmayın diyorum ben. Bizim yanımızda yalaka var, şakşakçı var. Kötü yapıyorsun işi, hata yapıyorum biliyorum, 'Başkanım on numara yaptın' diyor. Ben biliyorum hatalı olduğunu oysa. Bizim bulunduğumuz yerler, siyasilerin çevresi hep böyle, boşaltırsın yenisi gelir. Onlar da başlar alkışlamaya. Ama vatandaş direkt söylüyor o güzel.BOŞVER BENİ DE YAZMADILAR ...
İl kongresine karışmadım, Genel Başkan başkan karışmayın dedi karışmadım. Ne bir belediye meclis üyesini, ne bir delegeyi aramadım. Belediyede çalışan birçok kişi istediği insana verdi oyunu, kimseye karışmadım. Bunu yapmadım ama belediye başkanlarının delege yazılmamasını siyasi nezaketsizlik olarak görüyorum, mesela öteki liste yazmış. Aziz Başkan'a söyledim delege seçilmedim diye. 'Boşver, ben belediye başkanı olurken önseçim delegesi bile yazmadılar ama 15 senedir İzmir'i yönetiyorum' dedi.AZİZ BEY'E 'OBAMA' DİYORDUM
Aziz Bey bana göre tekrar aday olmalı. İzmir'in bir dönem daha ihtiyacı var Aziz Bey'e. Aziz Bey Türkiye'de modeller yaratan kişi oldu. En büyük arıtma tesisleri burada, köylere çıkın bakın kimse CHP demiyor, 'Aziz Başkan' diyor, ki kırsal genelde sağdır. Aziz Bey şu anda oturduğum belediye binasının yarı parasını verdi, 42 kilometre yağmur suyu döşedi, yedi tane yürüyen merdivenli üst geçit yaptı, spor salonumuzun yarı parasını verdi. Yeni itfaiye ve İZSU binaları yaptı. Yollarımız tamamlandı, Gaziemir'in altyapı sorunu kalmadı. Yoksa ilçeler kendi imkanlarıyla çok az yatırım yapabilirler.
Aziz Bey olabilecek işe olur der, ben de olmayacak bir işi meclise göndermem. Önce olgunlaştırırım ona göre davranırım. Benim hiçbir kararım Büyükşehir meclisinden dönmedi. Giderim önce ölçerim Aziz Bey'in durumunu, neşeli mi sinirli mi bakarım. Önce ters davranabilir, ben yarım saat sonra gene kapısına dayanırım. Bu kez güler... Ama dışarıya kavga gürültümüzü de asla yansıtmam. Zaten niye kavga edeyim ki, akıllı olan kavga etmez. Ben Büyükşehir'e Amerika diyorum, bir ara Aziz Bey'e de Obama diyordum (kahkahalar)...