GİTTİ EVREN’—GELDİ TAYYİP!
Kenan Evren, 12.Eylül 1980 darbesi sonrası, idam sehpalarını acımasızca çalıştırmıştı.
Hatta bu acımasızlık zamanla ’“GADDARLIĞA’” dönüşmüştü.’¶ Öyle ki, idam edilmek için yaşı tutmayan bir çocuğu (suç işlediği tarihte 16 yaşında idi) yasa tanımadan, Allah’’tan korkmadan, kuldan utanmadan idam ettirmişti.
Darbe döneminde bu idamlara birkaç cılız ses karşı çıkınca, Kenan Evren tarihe geçen o utanç vesilesi sözlerini söylemişti. O sözler şöyleydi:
’“NE YAPALIM YANİ, ASMAYALIM DA BESLEYELİM Mİ?’”
En az bu söz kadar korkunç olanını, 23 Nisan törenleri sırasında, makamını temsili olarak bir kız çocuğuna devreden Başbakan Tayyip Erdoğan söyledi. Tayyip Bey, 9-10 yaşındaki kız çocuğuna tüm televizyonların önünde aynen şöyle dedi:
’“YETKİ SENDE, İSTER ASARSIN, İSTER KESERSİN.’”
AKP’’den beslenen basın bu cahilliği görmezden geldi. Diğer basın organları ise ’“masum bir hata’” olarak bu ayıbı küçültmeye çalıştılar.
Kim ne derse desin gerçek şudur; Bu sözler Tayyip Bey’’in ağzından bilerek çıkmıştır.
Bu sözler Tayyip Bey’’in Başbakanlığa ve demokrasiye bakışının, iç dünyasının, hislerinin, dışavurumudur.
İstediği zaman asabilen, istediği zaman kesebilen, asgariden bunu, yani asmayı-kesmeyi düşünebilen bir beyin siyasi rakiplerine neler yapmaz?
Bu beynin, devlet gücünü örneğin polis gücünü, vergi denetim gücünü, ADİL-TARAFSIZ-EŞİT kullanacağını düşünen varsa, ben de onun aklına şaşarım.
Daha önce yazmıştım, gene yazıyorum; Siyasi güç ve cahillik buluştuğunda,ortaya diktatör özentileri çıkar. Fakat diktatör özentilerinin sonu hep hüsran olmuştur. Bakın Kenan Evren’’e; kapısını çalan yok, kendisine selam veren yok.
Türk Milleti diktatör özentilerine asla prim vermeyecektir.
B.ARINÇ’’I SEMPATİK BULAN E.S TEDAVİ ALTINDA; (NGH’’den alıntıdır)
Bülent Arınç’’ı sempatik bulan 38 yaşındaki E.S güvenlik güçlerince gözaltına alındıktan sonra Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesine sevk edilerek tedavisine başlandı.
Her şey E.S’’nin yakın arkadaşlarıyla birlikte haberleri izlemesiyle başladı.
Bülent Arınç çıktığında herkesin yüzünde limon emmiş de dişleri kamaşmış gibi bir ifade oluşmuşken, E.S’’de herhangi bir değişiklik olmaması, dikkatleri E.S’’nin üzerine çekmişti. Kaygılanan arkadaşlarının ’“Neyin var, iyi misin?’” gibi sorularına gayet soğukkanlılıkla cevap veren E.S, kafalarda soru işaretleri yaratmıştı bile.
Durum tekrarlandıkça bir bir arkadaşlarını kaybedip yalnızlaşan E.S, düşüncelerini dile getirmeye başlayınca, yabancıların da dikkatini çekti. Bülent Arınç ağlayınca kendi de ekran karşısında ağlayan E.S’’nin Facebook’’ta ’“Bülent Arınç’’ı seven 1 Milyon kişi bulabilirim’” isimli sayfayı açması ise güvenlik güçlerince takibe alındı.
Sayfaya Fan olan ikinci kişiye ulaşıp sorguya alan emniyet yetkilileri, A.A adındaki kişinin kedisinin klavye üzerinde dolaşırken yanlışlıkla Fan olmuş olabileceğini, benzer bir durumu Nihat Doğan’’a fan olarak da yaşadığını, kendisinin de bu durumu sorguda yeni öğrendiğini, böyle bir şeyin bilinçli bir şekilde gerçekleşmesinin mümkün olmadığını söyledi. A.A ifadesini imzaladıktan sonra serbest bırakıldı.
Bülent Arınç’’ı görünce gülmeye başlayan E.S’’yi toplumun huzurunu bozmaktan gözaltına alan yetkililer, ’“Bence Bülent Arınç çok sempatik biri. Hem sempatik hem yakışıklı, doğrusu çok mert bir delikanlı. Bir gülüşüyle kalbimi çaldı, seviyorum onu çok seviyorum!!!’” diyen E.S’’nin akli dengesinin yerinde olmadığına kanaat getirip, onu Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’’ne sevk ettiler.
Doktorların ’“Manisa Sendromu’” adını verdiği rahatsızlığın sebebi olarak, çok küçük yaşta ’“Derviş Mehmet’’in’” kitaplarını okumak gösteriliyor.
ŞAKA GİBİ BAKANLIK
Adalet Bakanlığının başında, Ali Dibo Sado var. Ama bundan böyle Sado’’ya ’‘Pinokyo Sado’’ da diyebiliriz. Bunun sebebini Sayın Ruhat Mengi yazdı. Olay şöyle:
Bakan HSYK’’da yeni yapılanma için yapacakları Anayasa değişikliklerini televizyonda anlatırken, ’“Bakın Fransa’’da Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulunun başkanı Cumhurbaşkanı, başkan yardımcısı ise Adalet Bakanıdır’” diyordu. Halbuki Fransa’’da gerçek; HSYK ikiye bölünmüştür. Hakimler Kurulu ve Savcılar Kurulu diye. HAKİMLER KURULU’’NUN Başkanı YARGITAY BAŞKANI’’DIR, SAVCILAR KURULUNUN Başkanı ise YARGITAY BAŞSAVCISI’’DIR.
Şimdi anladınız mı, Bakanın burnu neden devamlı uzuyor?Seni gidi Pinokyo seni!!!
Bu ŞAKA GİBİ BAKANLIK’’ta ikinci rezaleti ise Emin Çölaşan’’dan öğreniyoruz.
Bildiğiniz gibi bunların Osman ismine hayranlıkları var. Gizli şahitleri var, adı Osman, hani kız kardeşini pazarlayan, anasını bıçaklayan,tinerden beyni erimiş sapık var ya işte o. Bu Osman’’a Savcı Bey OSMANIM diye sesleniyor, neredeyse evlatlık alacak!
Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner, kendisini tutuklayan Osman Şanal adlı Hakimi (Bakanın hemşerisi) Bakanlığa şikayet ediyor. Bakanlık 2 ay içinde cevap vermeyince İlhan Cihaner’’e dava açma hakkı doğuyor, o da dava açıyor ve dava Ankara 1. İdare Mahkemesi’’ne düşüyor. İşte rezalet burada başladı.
Adalet Bakanlığı, duruşmadan önce Hakim Gürsel Özkan’’ı REDDETTİ, yani KENDİ HAKİMİNİ REDDETTİ.
Gerekçe olarak da Hakim Gürsel Özkan’’ın YARSAV yönetim kurulu üyesi olması gösterildi. Kolayı var, çağır Osman Can’’ı, iste bir raporcuk, ver kararını, Tayyip Bey’’de tasdik etsin, mahkemeye ne gerek var a benim akıllı Pinokyo Sado’’ cuğum.
Yüce Divan’’da bunlar yargılanırken, yeniden ANKARA’’ya taşınacağım. Hem gidip gelmek kolay olur, hem de ne söyleyecekler merak ediyorum!!
’“Hırsızı, polis yakalayıp HAKİMİN huzuruna çıkarmış. Hakim sormuş;
’“Oğlum, bir diyeceğin var mı?’”
Hırsız; ’“Avukat istiyorum Hakim Bey’” demiş.
Hakim; ’“Avukatı ne yapacaksın, bak çaldıkların ceplerinde duruyor, her şey ortada’”.
Hırsız: ’“BEN DE AVUKAT NE SÖYLEYECEK, ONU MERAK EDİYORUM, HAKİM BEY’”.