Geçtiğimiz hafta Beşiktaş’ı kendi saha ve seyircisi önünde hezimete uğratan Göztepe oynadığı futbolla ülke gündemine bomba gibi düşmüştü. Solet’in sakatlığı moralleri bozsa da yerine görev alacak isim kim olursa olsun formanın hakkını verecek olma beklentisi hepimizin ortak arzusuydu. Solet’in eksikliğini Victor Hugo'yla tamamlayan Stanimir Stoilov bu kez baltayı taşa vurdu. Şok edici gollerle maça adeta 2-0 geride başlayan Göz-Göz kendisine yakışmayan bir oyunla arma sevdalılarını derinden kahretti. Yönettiği maçlarda sürekli tartışılan bir isim olan Hakem Çağdaş Altay ilk 35 dakikada rengini açıkça belli edip maçı büyük bir kurnazlıkla katletti. İkili mücadelelere asla izin vermeyen, uydurma faullerle Başakşehir'e nefes aldıran ve rakibin 2 net dirseğini de görmemezlikten gelen şahsiyet, skorun 4-0'a gelmesiyle rahatladı. Elbette hakemin rezil yönetimi Göztepe’nin bu kabul edilemez yenilgisine kılıf olmamalıdır. Haftalardır övgüler yağdırdığımız Göz-Göz, bu kez sahada tel tel döküldü, rehavetten öte isteksiz, disiplinsiz ve bir o kadar da umursamaz vücut dilleri insanın aklına "NEDEN" sorusunu getirdi. 

Stanimir Stoilov bu mağlubiyetin hesabını en ince ayrıntısına kadar sormalı, özeleştirisini de ihmal etmemelidir. Potansiyeli yüksek olan futbolcularımızın önemli zaferler sonrası mental düşüş yaşamalarının önüne geçilmeli, her maç aynı düzen ve istikrarlı futbolun gelişimine yönelik çalışmalar ağırlık kazanmalıdır. Eğer hedef Avrupa Kupaları olacaksa da mutlaka takımımızın 3-4 takviye ile güçlendirilmesi şarttır. Yol kazası olarak nitelendireceğimiz bu kötü yenilgi sonrası tekrar toparlanma sürecimiz başlayacaktır. Adana Demirspor karşısında yine telafi bir 3 puan tekrar pozitif motivasyonu camiamıza sunacaktır. Futbolda bunlar var, takımımıza ve hocamıza sonuna kadar inanıyor, güveniyoruz. Hep destek, tam destek en vazgeçilmez özelliğimizdir, bazen sonuçlar kırıcı olsa da tekrar ayağa kalkar, kıskananları çatlatmasını iyi biliriz. 

GÖZTEPE SEN BİZİM HER ŞEYİMİZSİN !