EGEDESONSÖZ – İzmir Eczacı Odası Başkanı Tuncay Sayılkan, SONSÖZ TV’deki programda, üç harfli marketlerin çeşitli vitamin ilaçlarını satmasını sert bir dille eleştirdi. Gazeteci yazar Muhittin Akbel’in bu konudaki sorularını yanıtlayan Başkan Sayılkan, doktorun reçeteye yazdığı bir vitaminin ilaç olduğuna vurgu yaparken, devletin takviye gıda sınıfına koyduğu bu ürünlerin marketlerde satılmasının sağlık açısından sakıncalı olduğunu ifade etti.
SAĞLIK BAKANLIĞI’NDAN RUHSAT ALMAK 1,5 YIL, TARIM BAKANLIĞI’NDA BİR HAFTA SÜRÜYOR
İlaç ruhsatlarının Sağlık Bakanlığı tarafından verildiği, gerekli inceleme ve analizlerin çok uzun sürdüğünü belirten İzmir Eczacı Odası Başkanı Tuncay Sayılkan, A, B, C, D vitamini içeren ilaçların “gıda takviyesi” adı altında Tarım Bakanlığı tarafından ruhsatlandırıldığını söyledi. Başkan Sayılkan, şu değerlendirmelerde bulundu:
“80’li yılların ikinci yarısıydı. İlaçlara Sağlık Bakanlığı’ndan ruhsat almak zahmetli bir işti. Çok sayıda analizler yapılıyor, zaman kaybı oluyordu. Girişimciler bu konuda şikayetlerini artırınca, onlara kolaylık sağlamak adına gıda takviyesi, ya da takviye gıda olarak Tarım Bakanlığı’ndan ruhsat almasının önü açıldı. Sağlık Bakanlığı’nın 1 yıl, 1,5 yıl süren analizler sonrası verdiği ruhsat, Tarım Bakanlığı’ndan bir haftada alınır oldu. Bir hafta sonra ruhsatı alıp ilacı satmaya başlıyorsunuz. Problem şu: Biz onlara ilaç diyoruz, sistem gıda takviyesi ya da takviye edici gıda diyor. Tarım bakanlığı, takviye edici gıda deyince, onlar ilaç olmaktan çıkıyor mu? Bence çıkmıyor, çünkü ilaç! Devlete göre ilaç olmayan bu ürünler, haliyle her yerde satılmasının da önü açılmış oluyor. Bu doğru bir şey mi? Bir C vitamininin vatandaş tarafından bir zincir marketten, internetten alınıp kullanılması, kalsiyumu, magnezyumu, D vitaminini kullanıyor olması doğru bir şey mi? Kesinlikle hata! Bu ilaçlar bir doktora danışılmadan, doktor reçetesinde yazılmadan kullanılması doğru değil.”
40 YILLIK YANLIŞTA ISRAR EDİLİYOR
Ruhsat karmaşasına sona erdirilmesi, vitaminler dahil tüm ilaçların ruhsatlarının eskiden olduğu gibi Sağlık Bakanlığı tarafından verilmesi gerektiğini anlatan Başkan Sayılkan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Danıştay’a dava açtık, devletin takviye edici gıda olarak kabul ettiği bu ürün ilaçtır, dedik. Halk sağlığı adına ruhsatlandırmanın Sağlık Bakanlığı tarafından yapılması gerektiğini ifade ettik. 1,5 yıl sonra bize bir yazı geldi. Dediler ki, haklısınız ama siz bu başvuruyu, 80’li yıllarda yapacaktınız! 40 yıl bu yanlış yapıldıysa, aynı yanlışı devam ettirmek mi gerekir? Hatadan dönmek suç mu olur? Yanlışta ısrar edip insan sağlığını riske mi atacağız? Böbrek taşı olan bir hasta marketten kalsiyum alıp kullanırsa, ne olacak? Bir kanser hastasının bilmeden, multivitamin alıp kullanıp kanser hücrelerini çoğaltırsa ne olacak? İlacın nasıl kullanılacağını marketteki kasiyer arkadaş mı açıklayacak, reyon görevlisi mi? Yoksa burada amaç sadece para kazanmak mı? Bence para kazanmak! Bence para her şey demek değildir. Bu ürünler, eczanelerde satılmalı, ilaçla ilgili bilgiyi doktor vermeli, eczacı vermeli, kasiyer değil. En önemlisi, Tarım Bakanlığı’nın bu tür ilaçlara ruhsat verme yetkisi de kaldırılmalı, bu yetki Sağlık Bakanlığı’na devredilmeli.”