Türkiye'nin sürekli patinaj yapması, en basit sorunlarını çözmede zorlanması, istenen kalkınmayı sağlayamaması, demokrasisinin standartlarını yükseltememesinin bir sebebi de mevcut Siyasi Partiler Kanunudur. Uzun yıllar bu konuda özellikle Avrupa ülkelerinde ki yasalar üzerinde çalışmalar yaptık.
Bu çalışmaları gerekli yerlere sunduk, kanun teklifi haline getirip TBMM Başkanlığına verdik. Kitap yazdık, ama sonuç alamadık. Çünkü Genel Başkanlar ellerinde tuttukları yetkileri asla paylaşmak istemezler.
Esasında Genel Başkanlar, yetkilerini muhafaza edebilmek uğruna mevcut düzeni sürdürmekle, ülkenin boğazını sıktıklarının farkında değillerdir. Bizim özet olarak anlatacaklarımızı Genel Başkanlar bilmiyorlar mı? Bilirler bilmesine de, yapmak işlerine gelmez…
Bu çalışmaları gerekli yerlere sunduk, kanun teklifi haline getirip TBMM Başkanlığına verdik. Kitap yazdık, ama sonuç alamadık. Çünkü Genel Başkanlar ellerinde tuttukları yetkileri asla paylaşmak istemezler.
Esasında Genel Başkanlar, yetkilerini muhafaza edebilmek uğruna mevcut düzeni sürdürmekle, ülkenin boğazını sıktıklarının farkında değillerdir. Bizim özet olarak anlatacaklarımızı Genel Başkanlar bilmiyorlar mı? Bilirler bilmesine de, yapmak işlerine gelmez…
Yapılması gerekenlerden bazıları;
*Her İlçede, Hakim denetiminde olacak 'Siyasi Parti Sicil Bürosu' kurulmalıdır. Siyasi Partilerin üye kayıtları bilgisayar ortamında burada tutulacaktır. Herhangi bir partiye üye olmak isteyen kişi bu büroya gidecek ve gerekli evraklarını verecektir. Her ay toplanan kayıtlar, partilere gönderilir. Partiler bu kayıt taleplerinden kabul ettiklerini Sicil Bürosuna bildirirler. Üyelikleri kabul edilmeyenlere Yargıya başvurma hakkı tanınmalıdır.(Şimdiki yasada böyle bir hak yoktur. İlçeler eş-dost akrabaları kayıt ederler, muhaliflerini kayıt etmezler) Bu şekilde oluşturulacak kayıtlar sağlıklı kayıtlar olacaktır. Bu kayıtlar 6 ayda bir yenilenecek ve her isteyene açık olacaktır.
Bu uygulamadan amaç, her isteyenin istediği siyasi partiye üye olmasını yasal güvenceye almak ve en önemlisi siyasi katılımı en geniş tabana yaymaktır.
*Her İlçede, Hakim denetiminde olacak 'Siyasi Parti Sicil Bürosu' kurulmalıdır. Siyasi Partilerin üye kayıtları bilgisayar ortamında burada tutulacaktır. Herhangi bir partiye üye olmak isteyen kişi bu büroya gidecek ve gerekli evraklarını verecektir. Her ay toplanan kayıtlar, partilere gönderilir. Partiler bu kayıt taleplerinden kabul ettiklerini Sicil Bürosuna bildirirler. Üyelikleri kabul edilmeyenlere Yargıya başvurma hakkı tanınmalıdır.(Şimdiki yasada böyle bir hak yoktur. İlçeler eş-dost akrabaları kayıt ederler, muhaliflerini kayıt etmezler) Bu şekilde oluşturulacak kayıtlar sağlıklı kayıtlar olacaktır. Bu kayıtlar 6 ayda bir yenilenecek ve her isteyene açık olacaktır.
Bu uygulamadan amaç, her isteyenin istediği siyasi partiye üye olmasını yasal güvenceye almak ve en önemlisi siyasi katılımı en geniş tabana yaymaktır.
*Yapılacak olan gerek Parti içi, gerek yerel yönetim, gerekse genel seçimlerde yukarıdaki sağlıklı üye kayıtları esas olacaktır. O İlçede seçilecek Belediye Başkanı Adayını da, Belediye Meclis Adaylarını da, İl Genel Meclisi Üyelerini de, milletvekili adaylarını da üyeler belirleyeceklerdir.
*Seçim Sistemi; Seçim bölgesi BİR Milletvekili olan 'Dar Bölge' sistemi olmalıdır. O zaman her parti o yöredeki seçim kazanabilecek en iyi adayı göstermek zorunda kalacaktır. Seçilen milletvekili ise kendini seçen seçmenlerin taleplerini göz ardı edemeyecektir. Liderinin gözünün içine bakan değil, halkın sesine kulak veren milletvekilleri meclise girecektir.
*Genel Başkanların seçiminde sayıları 1000-1200 olan ve her zaman kontrol edilme olanağı bulunan sistem kaldırılacaktır. Genel Başkanlar her il'de bulunan ve yaklaşık 600 kişi olan 'İl Kongresi Delegeleri' tarafından seçilecektir. 81x600= 48.600 kişi Genel Başkanı seçecektir. Böyle olunca 'Ölene kadar Genel Başkanlık' devri sona erecektir.
*Parti üst yönetimlerine ve Genel Başkan'a, milletvekili seçimlerinde %2 kontenjan hakkı verilecektir.
*Üyelerin Siyasi Partilere aidat vermeleri zorunlu hale gelecektir. Aidatını ödemeyen üyenin oy kullanma hakkı askıya alınır. Bu konu zannedildiğinden çok daha önemlidir. İnsanımız, üye olduğu spor kulübüne veya bir derneğe aidatını severek öder, ama iş partiye gelince kimse para ödemek istemez. Küçük miktarlarda ki aidatlar, o partiyi çıkar gruplarına muhtaç olmaktan kurtarır.
*Devlet, %5 ten fazla oy alan her partiye, aldıkları oy oranına göre yardım eder. Genel Merkezlere verilen paranın yarısı, örgütlere aldıkları oy oranına göre dağıtılır.
*Adaylar, seçim kampanyaları sırasında yaptıkları harcamaları belgelemek ve YMM'ye(Yeminli Mali Müşavir) onaylatıp, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına teslim etmek zorundadırlar.
Son seçimde İzmir'de AKP'nin iki Bakanının yaptığı harcamalar akıl alır gibi değildi. En iyi kalite kuşe kağıda basılmış 35 sahifelik yüz binlerce kitapçıklar, milyonlarca broşürler, 5mx10m lik yüzlerce posterler, gazetelere ve internet sitelerine her gün verilen ilanlar, binlerce seçim büroları, çok sayıda araç ve bir ay boyunca tertip edilen toplantılar yemekler ve dağıtılan kumanyalar.
Milletvekili maaşından başka geliri olmayan iki Bakanın tahminen 10 Milyon TL tutan harcamaların hesabını vermeleri gerekmez mi? Destekçilerini kamuoyuna açıklamaları iyi olmaz mı?
*Adaylar, seçim kampanyaları sırasında yaptıkları harcamaları belgelemek ve YMM'ye(Yeminli Mali Müşavir) onaylatıp, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına teslim etmek zorundadırlar.
Son seçimde İzmir'de AKP'nin iki Bakanının yaptığı harcamalar akıl alır gibi değildi. En iyi kalite kuşe kağıda basılmış 35 sahifelik yüz binlerce kitapçıklar, milyonlarca broşürler, 5mx10m lik yüzlerce posterler, gazetelere ve internet sitelerine her gün verilen ilanlar, binlerce seçim büroları, çok sayıda araç ve bir ay boyunca tertip edilen toplantılar yemekler ve dağıtılan kumanyalar.
Milletvekili maaşından başka geliri olmayan iki Bakanın tahminen 10 Milyon TL tutan harcamaların hesabını vermeleri gerekmez mi? Destekçilerini kamuoyuna açıklamaları iyi olmaz mı?
Bunlar sizleri sıkmadan özet olarak verebildiklerim. Merak edenler, özellikle yeni seçilen milletvekilleri, aslını ve kanun diliyle ve gerekçeleriyle yazılmış şeklini TBMM arşivlerinde bulabilirler.
Gerçek demokrasi isteyenler, Türk Milletine demokrasinin standardını yükseltmeyi vaat eden Siyasi Partiler ve Genel Başkanları eğer samimi iseler, önce kendi partilerinde demokrasiyi uygulasınlar. Yapmazlarsa ne mi denir?..
Kendi muhtaç himmete bir dede,
Nerde kaldı ki başkasına yardım ede…
Nerde kaldı ki başkasına yardım ede…