Hiç biriniz ıvırıp-kıvırmayın, evirip çevirmeyin. Başımıza gelen bu belaların sorumluları sizlersiniz.
Sırasıyla Başbakan Erdoğan, Cumhurbaşkanı Gül ve Genelkurmay Başkanı Özel.
Akan kandan da, ölen bebelerden de, ölen asker-polislerden de sorumlu olan sizlersiniz.
Türkiye'nin teröre karşı olan direncini, sizin saçma-sapan 'Açılım' politikalarınız ve Türk Ordusu Komuta Heyetine olan düşmanlığınız kırdı.
'Biz yapacaktık, ama bırakmadılar veya yetkimiz yok' mazeretine hiçbiriniz sığınamazsınız.
Özel Paşa;
Terörle mücadele için size gerekli olan yasal ve idari bir eksikliğiniz olmadığı görünüyor.
Eğer talepleriniz Hükümet tarafından karşılanmıyorsa, iftar yemeği vereceğinize derdinizi niçin Türk Milleti ile paylaşmıyorsunuz? Eğer karşılanıyorsa, niçin terörü önlemiyorsunuz? Siz kendinizi izcilerin oymakbaşı mı sanıyorsunuz? Bilmez misiniz ki, anaların ahı yeri-göğü titretmektedir!...
Başbakan Erdoğan;
Yasamanın da, yürütmenin de, yargının da, basının da tek hakimi sizsiniz. Kuvvetler ayrılığı masalını bana anlatmaya kalkmayın. Ülke yönetimiyle ilgili sizin uyanıkken bildiklerinizi ben, uykuda bilirim.
İsteyip de çıkaramayacağınız bir kanun var mı? Size karşı çıkacak bir Bakan-Milletvekili var mı?
Kendini Şeyhülislam ilan eden sapığı, Başbakan Danışmanı yapabiliyorsunuz da, terörü önleyebilecek yetenekteki devletin bürokratlarını niçin göreve getirmiyorsunuz? Habur'da eşkıyaları, devletin müsteşarına karşılatan, Oslo'da devleti PKK'nın kucağına oturtan sizler değil misiniz? 10 senedir gittikçe artan terörün ülkemizi bölünme noktasına getirdiğini görmüyor musunuz?
Cumhurbaşkanı Gül;
'Güzel şeyler olacak' dediniz, hükümetten gelen her kararnameyi, meclisten gelen her kanunu anında tasdik ettiniz. Üniversiteleri istediğiniz kişilerle dizayn ettiniz.
Hükümetin 'Açılım' politikalarını bizzat desteklediniz.
Anayasamıza göre devletin başı sizsiniz. Türkiye'nin bir kan gölüne dönüştüğünü ve bu gidişin tam bir felaket olacağını göremiyor musunuz?
Türk Milletinin yönetimine gönüllü olarak talip olanlar, eğer tek başlarına iktidara gelirlerse ülkenin her şeyinden sorumludurlar.
Sizlerin işi makam saltanatı sürüp, kendi adamlarınızı işe yerleştirmek, devlet kadrolarını cemaat ve tarikatların elemanları arasında pay etmek midir?
Hepiniz Dışişleri Bakanı Davutoğlu'nun peşine takılıp, tüm komşularımızla kavgalı hale gelmemize sebep oldunuz.
Binlerce kilometre uzaklıktaki Myanmar'ı düşündünüz, ama gözlerinizin önünüzdeki Gaziantep'i göremediniz. Yönetiminizin acizliği sayesinde, PKK yol keser, haraç toplar hale geldi.
Asker garnizonunu, Polis karakolunu koruyamaz halde. Ülkenin belli bir bölgesinde Türk Bayrağı asılamıyor…
Bunlar, sizleri hiç rahatsız etmez mi? Bu vatan sizin için hiçbir şey ifade etmiyor mu?
Ya görevinizi yapacaksınız, ya da emaneti sahibine yani Türk Milletine iade edeceksiniz.
Bunun başka bir şekli yok, Mübarek Üçlü kankalar, tamam mı?...