Günün sorusu şu:

“CHP’nin Cumhurbaşkanı aday adayı heyecanı...

Nasıl oldu da...

Derin bir küskünlüğe doğru dönüşmeye başladı?”

***

Daha üç hafta önce...

Ekrem İmamoğlu’un...

İstanbul Adliye Sarayı önündeki otobüsünün üstünde...

İmamoğlu için...

Heyecanlı konuşma yapan Mansur Yavaş değil miydi?

Beş, on gün içinde...

Nasıl oldu da her şey bi’çırpıda değişiverdi?

***

İmamoğlu Otobüsü’nün üstündeki görüntünün...

CHP kulislerine...

Rüzgarla gelen şunun gibi kulis yorumları şaşırtıcı değil mi?

“Eski CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na yakın isimler parti üyeleriyle ön seçim formülünü (Mansur Yavaş’ı adaylık yarışı dışında bırakma hamlesi) olarak görüyorlarmış...) Olur mu böyle bi’şi?”

Altıoklu parti, ne zamandır?

“İnsan insanın kurdudur!” felsefesini yürütüyor?

Nasıl oluyor da...

“Kendi çıkarlarını elde edebilmek için diğer insanları nasıl da yokmuş gibi farz edebilmek?”

Birdenbire CHP’de “ete kemiğe” bürünüyor?

***

Ankara’nın reisi de bunaldı bu yorumlardan...

Durdu... Durdu ve...

Sonunda patladı:

“Tartışmaların içerisinde yer almayacağım ve CHP’yi dağınık görüntüye sokacak şekilde kendimi asla konumlandırmayacağım... Ekrem Başkan benim yol arkadaşımdır. Ancak benim de kendi siyasi yol haritam var... Bunları günü geldiğinde oturup konuşacağımız daha önce de ifade etmiştim. Elbette toplantıya hayırlı olsun mesajımızı yollayacağız...”

***

Şurası önemlidir...

CHP’nin Ankara Reisi çok deneyimli bir siyasetçidir...

Ne var ki...

Sonunda...

Şu cümleyi söylettirmek...

O’na değil...

Bilakis CHP’ye zarar verir:

“Yıllardır siyasetin içindeyim ve doğruları söylemekten çekinmem... İmamoğlu’na yapılacak hukuksuzlukların karşısındayım... Ancak “Kimsenin yedeği değilim...”

***

İşte bunu...

Mansur Yavaş’a söyletmemeleri gerekirdi...

Her şeye rağmen...

Yine de duruşunu bozmadı Ankara’nın Reisi...

Ve...

Ant içer gibi şunu da ekledi:

“Bir siyasetçi hakkında (O’na yasak gelsin de onun yerine ben geçeyim...) diye düşünüyor demek hem o siyasetçiye çok büyük bir ayıptır hem de bana karşı yapılmış çok büyük bir terbiyesizliktir. Ekrem başkana yapılacak hukuksuzlukların sonuna kadar karşısında olacağım... Ayrıca kimsenin yedeği değilim, kendimi o konuma düşürmem... Bu insani açıdan da siyasi açıdan da hem bana hem Ekrem başkana ayıptır, benim açımdan kabul edilebilir bir şey değil...”

***

Mansur Yavaş...

Belli ki...

Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusundaki kulislerden...

Bir hayli içerlemiş...

Ni’tekim...

Kalbinden geçenleri şöyle özetliyor:

“Ekrem Başkan’ın her zaman yanında olmaya da hazırız... (Acaba fırsat mı kolluyor?)  diyorlar. Biz yol arkadaşının ayağının takılmasından fırsat bekleyecek, alçaklık edecek insanlardan değiliz... Eğer Ekrem Başkan'a siyasi kumpaslar kurulursa bütün ülke bilmelidir ki; en başta yanında ben olacağım... Bunu kamuoyuna saygıyla açıklıyorum...”

***

Bitiriyoruz...

Cumhurbaşkanlığı seçimi...

İster erken olsun ister zamanında...

Heyecan şimdiden dorukta...

Sağduyunun hakim olduğu CHP saflarında...

Merak edilen soru şu?

“CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı kim olacak?”

Bu soruyu...

Asırlık CHP'de...

Neredeyse hemen her '1 Numaralı' koltukta görev yapmış…

Değerli büyüğüm Bülent Baratalı'ya sordum...

İşte Sayın Baratalı'nın yorumu:

Cumhuriyet Halk Partisi’nin yetkili kurulları (MYK, PM ve Milletvekili Meclis Grubu) önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı Secimi için adayını seçim yaparak belirleyecek... Ön seçime girme şartlarını tamamlayan tek aday Ekrem İmamoğlu’dur... 23 Mart’ta Cumhurbaşkanı adayını belirlemek için yapılacak ön seçim için genel merkez, il, ilçe ve belde başkanlıkları gerekli önlemleri almış, partinin bütün üyelerine ulaşmış, ulaşmakta ve ön seçim katılımını çoğaltmak için çaba gösteriyorlar... Seçime daha uzun zaman varken adayın şimdiden belirlenmesi ve tek adaylı seçimin doğru olmadığı varsayımını, İmamoğlu’nun bugüne kadar yaptığı halk buluşmalarında aştığı çok açık ve net görülüyor...

İstanbul’un büyük başkanı, yakın gelecekteki halk buluşmalarında, büyük ilgi göreceği gibi; yoksulluk, umutsuzluk, kimsesizlik, gelecek korkusu gibi olumsuz koşullardan etkilenen partili, partisiz herkesin toplantılara katıldıklarını göreceğiz...

Korku duvarı aşılmış, İmamoğlu’nun önündeki engelleri aşmaya halk karar vermiştir... Partinin aldığı ön seçim kararı heyecan yaratmış, üye kaydının kolaylaştırılması sonucu olumlu etkilemiş, kısa zamanda 100 binden fazla seçmen partiyle katılmıştır... Bu üyelerin çoğu diğer partilerden geldiğine göre, demek ki; tutulan yol doğrudur, aday seçmen tabanında belirlenmiştir... İmamoğlu, her şartta ön seçime girecek ve adaylığını sonuna kadar devam ettirecektir... Yasak getirme ve önünü kesme sonuçları ne olursa olsun özellikle ön seçim öncesi ve sonrası İmamoğlu’nun adaylığına getirilecek bir kısıt, CHP’nin cumhurbaşkanı adayının “seçime sokulmaması” sonucunu doğuracağı için yurtta ve yurt dışında bir infilale neden olacak; zaten sorgulanan demokrasimiz daha da sorgulanacak hale gelecektir... Siyasi yaşamımızda şunu unutmamak gerekir... Tayyip bey için “Muhtar bile olamaz!” diyenlerin, O’nun milletvekilliğini, başbakanlığını ve cumhurbaşkanlığını yaşamış ve yaşamaktadırlar... Ayrıca Tayyip Bey’in tekrar siyasete dönmesi için CHP’nin desteklerini unuttuğunu sanmıyorum... “Siyasette vefa olmaz!” denir ama umarım Tayyip Bey bizi şaşırtır...

Mansur Yavaş cephesinde ise değişen bir durum yok... İmamoğlu yola çıkarken, yapılan “Üçlü Zirve”de aday belirlenmesinin erken olduğunu, ön seçime girmeyeceğini, seçim kararı alındığı tarihte yapılan kamouoyu yoklamalarına göre tavrını belli edeceğini söylemiştir... Bu tavrını devam ettirmekte yine aynı gerekçelerle İmamoğlu’na çıktığı yolda eşlik etmemekte bu nedenle Ankara toplantısına katılmamaktadır... Ancak, CHP’nin kuşatılmışlığına İmamoğlu’nun aday yapılmaması çabalarına şiddetle karşı çıkmakta, kimsenin yedeği olmadığını, bunun böyle söylenmesinin de kendine ve İmamoğlu’na yapılan bir terbiyesizlik olduğunu söylemektedir... Yavaş’ın, CHP ve İmamoğlu için söyledikleri ve takındığı tavırlar çok şıktır... Dışa dönük bu söylemlerini içselleştirdiğini söylemek, samimiyetine inanmak durumundayız... Partinin birlik ve bütünlüğüne yaptığı ve yapacağı katkılar ile sadakat görmezden gelinemez... Mansur Yavaş’ın bu katkısının Kılıçdaroğlu taraftarları tarafından da paylaşıldığı söyleniyor... Erken ve zamanında yapılacak seçim, CHP ve ülkemiz için çok önemlidir... Anayasa değişiklikleri, üniter yapı, laiklik, Türklük tanımının değiştirilmesi, çok dillilik istemi, partiler, eski başbakanlar ve AK Partili milletvekilleri tarafından açıkta dile getirilmektedir... İşte bu söylemler, CHP ve Atatürk Türkiyesi’nin kırmızı çizgileridir... Bu çizgilerdeki kararlılık, CHP’nin rütbelilerinde, sıra neferinde ve seçmende açıkça görünmektedir... İmamoğlu’na “yasak gelse de gelmese de” Tayyip Bey’in karşısındaki aday artık kitleleri, halkı, arkasına almış olan İmamoğlu’dur...

Ya seçilecektir ya da seçtirecektir...