Bugün büyük acının 'beşinci' günü…
Yıkıldık!
Ama…
Bu millet ayağa kalkmasını bilir…
***
14 milyon nüfusu barındıran 10 şehrimiz…
Kahramanmaraş… Kilis… Diyarbakır… Adana… Osmaniye… Gaziantep… Şanlıurfa… Adıyaman… Malatya… Hatay…
Moloz dağları haline geldi…
Yürekler kanıyor; Türkiye ağlıyor…
Can kaybımız…
Bu satırlar yazıldığı sırada ne yazık ki…
16 bini geçmiş durumdaydı…
***
İlk üç gün…
Vatandaş yakınlarını beton yığınları arasından elleriyle çıkardı…
Ben söylemiyorum…
Canlı yayında muhabir söylüyor…
Su bile bulmak mümkün değildi…
***
Hastaneler yıkıldı…
Yaralılara…
Önce Allah sonra sağ kalan aileleri yardım etti…
Yıllarca…
Böylesi doğal afetlere…
Son derece deneyimli olan kahraman madenciler koşardı…
TV'deki görüntülerde hiç rastladınız mı?
***
100 yıllık Cumhuriyet'in…
Savaş'ta düşmana korku salan…
Barış'ta milletinin hizmetkarı olan Kahraman Mehmetçik…
İlk üç gün neredeydi?
Böylesi o korkunç saatlerde…
Neden can kurtarmaya koşamadı?
***
Soru sormayı bırakalım…
Gerçeklere dönelim…
***
Aslında biz…
Doğal afetlerle mücadelede geri kalmış bir ülke değiliz!
Çünkü biz…
84 yıl önce 27 Aralık'ta…
Bu memleket o sabaha karşı tarihinin en büyük depremini yaşadı…
Erzincan ve çevresi yerle bir oldu…
33 bin vatandaşımızı kaybettik…
Mehmetçik olmasa…
Kaybettiklerimizin sayısı kim bilir kaç olurdu?
İşte o büyük acı karşısında…
Genç Cumhuriyet hemen önlem aldı…
Taaa 80 küsur yıl önce…
İtalyan yasalarından esinlenerek…
'Deprem Yönetmeliği' hazırladı ve devreye soktu…
Yetmezmiş gibi…
'EMASYA Protokolü'nü hayata geçirdi…
'Emniyet-Asayiş-Yardımlaşma' kelimelerinin…
Kısaltılmış haliydi 'EMASYA'…
Bu protokol ile…
Mehmetçik, doğal afet yaşanan bölgeye…
Anında müdahale ediyor…
Afetzedelerin her türlü ihtiyaçlarını…
(Çadır, su, yiyecek vb…) karşılıyordu…
İşin ilginç yanı şuydu:
Bu protokol sayesinde…
Mehmetçik, 'vali izni' olmadan harekete geçebiliyordu…
N'oldu, biliyor musunuz?
Bugünün Hükümeti…
2010 yılında 'EMASYA Protokolü'nü kaldırdı…
O günleri yaşayanlar…
Kahraman Türk Askeri'ne…
Neden?
'Sen kışlanda otur; yeter…' dendiğini iyi hatırlar…
Kaldı ki…
Bu Devlet'in dört büyük kara ordusundan biri olan…
İkinci Ordu'nun karargahı Malatya'daydı…
Bir emirle…
En az yıkım yiyen dört kentin yaralarını sarardı…
Kötü mü olurdu?
***
Türkiye'nin…
Toplam nüfusları 13-14 milyonu bulan 10 şehrini…
7.7 ile yıkan deprem…
Türkiye'nin yakın geleceğinde…
Derin izler bırakacak; bu kesin…
Sağ kalanlar…
Ömürleri boyunca hep şunları hatırlayacak:
Dört gündür TV'de canlı yayını izlerken…
Yakınlarını…
Çöken evden çıkarmak için iş makinelerini…
Vatandaşın 'kendi cebinden' nasıl kiraladığını…
İlk üç gün…
Devlet Baba'nın 'sıcak şefkatini' niçin bulamadığını…
Neden en çok devlet binalarının göçtüğünü…
Ne yazıktır ki…
O şehirlerde, ilçelerde, ulaşılamayan köylerde…
Vatandaşın depremden olmasa bile…
Soğuktan son nefesini verdiğini…
(Allah aşkına söyleyin; şu aşamada o 10 kentimizde 'kimsecikler enkaz altında donarak ölmedi' diyebilen çıkar mı?)
***
Bi'an için…
O derin yara almış 10 şehirden birinde olduğunuzu düşünün…
Acı var…
Evler çökmüş…
Tuvalet bulmak mümkün değil…
Dün…
DEVA'nın Lideri Ali Babacan söyledi…
Şehirlerde seyyar tuvalet yok…
Allah korusun…
Salgın tehlikesi başlarsa n'olacak?
Vatandaş her gün içtiği ilacı bulamıyor…
Başına yıkılmış evden sağ çıkmış ama…
Düzenli alması gereken ilaca muhtaç; bulamıyor…
Eczaneler de göçmüş…
***
Bizi bezdiren…
Liyakatsızlık'tan(*) başka bi'şi değil…
***
Bitiriyoruz…
24 yıl önce yaşadığımız büyük felaketin…
Marmara Depremi'nin kahramanlarından…
AKUT Vakfı Başkanı Nasuh Mahruki…
Uzman gözüyle takip ettiği…
10 şehri vuran felaket karşısında…
Dayanamadı…
Devlet Baba'nın nasıl yetersiz kaldığını şöyle özetledi:
'Tam bir felaketle karşı karşıyayız... Yurttaşlarımız anormal derecede sahipsiz kaldı... Bölgeye ulaşabilen kurtarma ekipleri, kahramanca çalışıyorlar ama sayıca çok yetersizler… Neden helikopterler çalışmıyor? 1999'daki Marmara depreminde havada vızır vızır çalışan en az 5-6 helikopter vardı… Bu deprem bir afet değil, bir felaket…'
Nokta…
Hamiş: Günün cevabı geç kalmış en önemli sorusu şu: 'Kahramanmaraş merkezli depremde neden yıkılan binaların çok büyük bir kısmı olduğu yere yığılarak çöktü?' Uzmanlardan çok kısa cevap geldi: 'Taşıyıcı kolonların bağlantı noktaları sağlam değil de ondan…' Ne uğruna? Üç kuruş daha ucuza inşaatı mal etmek uğruna?'
Sonsöz: 'Çürümeye yüz tutmuş insan kokusu sokakları sarmaya başladı… O kokunun ne demek olduğunu bilemezsiniz… Bilmenizi hiç istemem… Devlet'in canlı insan umudunu kestiğini görüyoruz…' / CHP YDK Üyesi ve İzmir Milletvekili Mahir Polat, Gaziantep'teki izlenimlerini bu sözlerle anlattı…
(*) Liyakat: Yeterlilik / Yetenek / Uygunluk / Yaraşırlık…