Halk, içine sinmeyen işler için bu deyimi kullanır. Eğer bir iş'te alavere-dalavere hissederse, 'Bu iş'te bir köpek dolabı' var der.
Türkiye, kasaba particisi çapındaki siyasetçileri ve yabancı istihbarat örgütleri tarafından esir alınmış bürokratları sayesinde tam bir 'Köpek Dolabı' ile karşı karşıyadır.
Dün yaşadıklarımıza bakar mısınız?
-BDP'li heyet, Narko-Terör örgütünün başını- caniyi- küresel fahişeyi törenle ziyarete gidiyor ve ondan mesaj getiriyor. Tüm TV'ler aynı anda yayınlıyor!
-Anayasa Mahkemesi Kararları(Anayasa maddesi hükmündedir) yok sayılarak, devlet dairelerinde isyan başlatılıyor.
-Bebek Katili AKP tarafından yüceltilirken, eş zamanlı olarak Türk Ordusunun Genel Kurmay Başkanı ve Komutanları, 'Üye olmadıkları Terör Örgütü' ile
AKP Hükümetini yıkmaya teşebbüsten, 'Ömür Boyu Ağırlaştırılmış Hapis Cezası' ile cezalandırılmak isteniyor. Aynen cani Öcalan'a verilen ceza miktarı kadar. AKP diyor ki, 'Sen benim dört yıl Genelkurmay Başkanlığımı yaptın. Üstelik seni ben atadım. Senin için yüreğim kan ağlıyor ama terörle niçin mücadele ettin be Komutan? Patronu kızdırdın. İşte olacağı buydu. Al sana Apo kadar ceza…'
-Aynı anda Türkiye'nin meydanlarında, PKK bayrakları asılıyor ve Öcalan'a özgürlük naraları yükseliyor fakat eline Türk Bayrağı ile sokağa çıkanlar, tahrikçi diye gözaltına alınıyorlar!
Bunun ufak bir benzerini Özal zamanında yaşamıştık. Darbecilerin koyduğu 'Siyasi Yasakları' TBMM'de kaldırma gücü varken kaldırmayan demokrat Özal(!), referanduma gitmişti. Öyle bir tuzaktı ki, tam bir deli kapanı!
Demirel-Ecevit-Erbakan-Türkeş Siyasi yasaklı idiler. Toplumun çoğu darbecilerin koyduğu yasakların kalkmasını istiyordu. Fakat Demirel'e kızan CHP-MSP-MHP'lilere yasaklar kalksın diye oy verdirmek, Ecevit'e kızan AP-MSP-MHP'lilere oy verdirmek, Erbakan'a ve Türkeş'e kızan AP-CHP'lilere oy verdirmek, deveye hendek atlatmaktan zordu. İzmir ili o zaman, yasaklar kalksın diye 256 bin fazla oy verdi ve Türkiye genelinde 51 bin oyla yasaklar kalktı!..
Şimdi ise Türk Milletinin önüne çok daha büyük bir tuzak hazırlanmakta.
Yapılacak Anayasa'ya bir madde koyacaklar, 'Genel Af,'
Tabii ki, Anayasa'da ilerde bölünecek Kürdistan'ın oluşmasına izin verecek maddeler 'Yerel Yönetimlerin Güçlenmesi' adı altında ustaca işlenecek.
Cani Öcalan'ın serbest kalmasını isteyenler nasılsa 'Evet' oyu verecekler.
Evet oyu vermeyeceklerin önüne ise Türk Ordusunun Komutanları atılacak. 'Hayır oyu verirsen, Öcalan affedilmez ama Komutanlar da ömür boyu hapiste kalırlar', denecek! Bıçağı sokmuşlar, kanırtıp duruyorlar.
Yani, Türk Ordusunun Komutanları esir alınarak Türk Milletine kendi idam fermanını imzalatacaklar.
Bu planı Türkiye'deki bademlerin yıllar öncesinden organize etmesi mümkün değildir. Onlar sadece kendilerine deneni yapıyorlar. Aynen zavallı tetikçiler gibi. Plan hazırlayıcıları ve uygulayıcılarını, tarihi perspektif içinde, Davut oğlunun konuşmalarındaki ip uçlarından hareketle yarın yazmak istiyorum.
Bu köpek dolabını Türk Milletinin başına saranlar, yine yenilecekler. Göreceksiniz.
Üzüldüğüm konu şudur;
Bir insan kendi özgür ülkesinde seçimle gelen bir yönetici olmak yerine, bir İslam Devletinde yalandan 'Halife' olmayı nasıl tercih edebilir ve vatanına nasıl ihanet edebilir?