Büşra ÇETİNKAYA / EGEDESONSÖZ – İzmir Ticaret Borsası (İTB) Mart ayı meclis toplantısı İzmir Ticaret Odası meclis salonunda yapıldı. Meclis Başkanı Ömer Gökhan Tuncer idaresinde gerçekleşen toplantıya İTB YK Başkanı Işınsu Kestelli ve meclis üyeleri iştirak etti.

Toplantıya konuk olarak katılan İzmir Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Dr. Mehmet Yavuz İzmir Bölge Planı (2024-2028) tanıtım sunumunu yaptı. 

KESTELLİ: ÜLKE OLARAK DİKEN ÜSTÜNDEYİZ
İTB YK Başkanı Işınsu Kestelli, CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması sonrasında yaşananların ekonomiye yansımasına dair “Ülke olarak bir kez daha diken üstündeyiz. Hep birlikte sürecin nasıl evrileceğini merak ediyoruz. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’na yönelik adli soruşturma ve yargılama sürecinin ekonomik hayattaki yansımaları hepimizi yakından ilgilendiriyor.  Enflasyonla mücadelenin nasıl etkileneceği de gündemimizdeki bir diğer önemli konu. Bu süreçte önceliğimiz hiç kimseye bir zarar gelmeden tüm tarafların sağduyu ile hareket etmesi.

“ÜLKE OLARAK ÖDEDİĞİMİZ FATURANIN KABARMASI, ELDE ETTİĞİMİZ KAZANIMLARIN KAYBEDİLMESİ OLASIDIR”
Anayasamızın değiştirilemez ilk üç maddesinden olan ikinci maddede aynen şu ifade yer alır:
“Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk devletidir.” Atılacak her adımın, ülkemizin bir hukuk devleti olduğu gerçeğinden sapmadan, kamuoyunu doğru ve zamanında bilgilendirerek ve de tatmin ederek atılması en büyük dileğimizdir. Aksi takdirde ülke olarak ödediğimiz faturanın kabarması, son iki yıldır büyük fedakarlıkla elde ettiğimiz kazanımların kaybedilmesi olasıdır” ifadelerini kullandı.

“BU HEDEFLERE ANCAK KURAL HAKİMİYETİYLE ULAŞABİLİRİZ”
Kestelli,  2025 yılının ilk çeyreğinde fiyat istikrarının önemine değinerek şu maddeleri sıraladı:
-Öngörülebilirlik,
-Düşük enflasyon,
-Kalıcı düşük faiz,
-Uzun vadeli finansman imkanı,
-Yatırım ortamında iyileşme,
-Sürdürülebilir büyüme
-Ve toplumsal refah artışı şarttır.
Büyük aşama kaydettiğimiz bütün bu hedeflere ancak kural hakimiyetiyle ulaşabiliriz. Günümüzde bütün ülkenin ekonomik ve sosyal kalkınmasını hedefleyen makro planlar kadar, daha küçük ölçekli bölgesel planlarda hayati önem taşıyor. Kaynakların ve risklerin her bölgede farklı olması da ulusal planlarla uyumlu yerel planların hazırlanmasını zorunlu kılıyor. 

“BÖLGE PLANI ÖNEMLİ BİR REHBER NİTELİĞİNDE”
İzmir Bölge Planı ile ilgili konuşan Kestelli,  “Şehrimizin sadece ekonomik büyümesine değil, sosyal ve mekânsal gelişimine de katkı sağlayacağına inandığım planın, ilimizin yanında hem Borsamız hem de üye firmalarımız için önemli bir rehber niteliği taşıyacağına inanıyorum.  Borsa olarak biz de, bu yıl hazırlayacağımız yeni dönem stratejik planımız başta olmak üzere gelecek dönem proje ve çalışmalarımızda bölge planını bir rehber olarak görüyoruz.  İzmir Kalkınma Ajansımız bugüne kadar Borsamızın yürütücü veya ortak olduğu birçok projeye teknik ve maddi destek sağladı. Bunlardan en önemlisi şüphesiz ki girişimci kabulüne geçtiğimiz günlerde başlayan İzmir Tarım Teknoloji Merkezi projemiz oldu. Önce fizibilitesinin hazırlanması, ardından güdümlü proje desteği ile Ajansımız projemize olan inancını ve desteğini ortaya koydu.  İTTM projemiz ile tüm paydaşlarımızın da desteği ile birlikte sürdürülebilir bir tarım ve gıda sektörünün tesis edilmesine imkân sağlayacak tarım teknolojilerinin geliştirilmesinde İzmir’i ulusal ve küresel bir merkez yapmayı amaçlıyoruz” ifadelerini kullandı.

“AB EKONOMİSİNDEKİ DEĞİŞİM DOLAYLI OLARAK BİZİ DE ETKİLİYOR”
Kestelli, son 5-6 yıllık süreçte yaşanan gelişmeler doğrultusunda ekonomi ve ticaret değerlendirmesinde bulunarak “Üretim ve tedarik zincirleri son 20-25 yılda doğu coğrafyasına kaydı.  Nitekim, 2000 yılında yüzde 22 olan Avrupa Birliği’nin dünya ekonomisindeki payı, 2023 yılında yüzde 18’e geriledi.  AB ekonomisinde yaşanan bu değişim, toplam ihracatımızın yüzde 41’ini bu ülkelere gerçekleştirdiğimiz için dolaylı olarak bizi de etkiliyor.  

“AB REKABET GÜCÜNÜ KAYBETTİ”
AB ekonomisi, yapısal zorluklar, ağır işleyen bürokrasi, demografik değişimler ve teknolojik gelişmelere ayak uyduramaması gibi nedenlerle ABD ve Çin gibi büyük ekonomilere kıyasla rekabet gücünü kaybetmiş durumda.  AB’nin yeniden rekabetçi bir ekonomiye sahip olabilmesi için yeni ve radikal adımlara ihtiyacı var. Geniş pazarı, stratejik enerji koridorlarına sahip olması ve dinamik ekonomisi ile Türkiye’nin tam üyeliği, AB ekonomisini canlandırarak büyüme ve yenilikçilik açısından yeni fırsatlar sunabilir. Uzunca bir süredir askıya alınmış gibi görünen Türkiye’nin tam üyeliğinin tekrar gündeme alınması hem Avrupa Birliği hem de Türkiye açısından kazan kazan ilkesi ile de uyumlu olacaktır” dedi.

“BÖLGEMİZDE YAĞIŞLAR YÜZDE 74 AZALDI”
Kuraklığın artmasına dikkat çeken Kestelli sözlerine şöyle devam etti:

“Önümüzdeki günlerde yoğun yağışlı bir dönem yaşamadığımız sürece son yıllarda etkisini giderek daha fazla hissettiğimiz küresel iklim krizinin etkilerini, en azından kuraklık açısından bu yılda yaşayacağımız kesin gibi. Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün son yayınladığı Zirai Meteoroloji Raporu yine kuraklık alarmı veriyor.  Ülkemiz genelinde Şubat ayı yağışlarında (1991-2020) normale göre yüzde 33 azalış, geçen yılın aynı ayına göre ise yüzde 16 artış meydana geldi. Bölgemiz ise şubat ayını ülkemiz geneline göre daha kurak geçirmiş ve yağışlar normale göre yüzde 74, 2024 yılı Şubat ayına göre ise yüzde 30 azalmıştır.  Su yılı olarak ifade edilen Ekim ayı sonrasındaki 5 aylık süreçte, bölgemizde yağış miktarında normaline göre yüzde 28, 2024 su yılı dönem yağışına göre yüzde 20 azalma gerçekleşmiştir.  Barajlarımızdaki doluluk oranı çok düşük seviyelerde diyebiliriz. İlimizin en önemli içme suyu kaynaklarından olan Tahtalı Barajında doluluk oranı geçen yılın yarısında ve yüzde 15 seviyesinde.  Küçük Menderes ovasının tarımsal sulamasında kullanılan Beydağ Barajında doluluk oranı yüzde 7, Gediz Ovasını sulayan Demirköprü Barajında ise yüzde 10 seviyelerinde.  Bölgemizde ise kuraklığın en somut sonuçlarından birine tanıklık etmeye başladık bile.

“ÜRETİCİNİN ELEKTRİK MALİYETLERİ ARTACAK”
Aydın Valiliği Büyük Menderes Havzası’nda tarım arazilerinin yalnızca yarısına su verileceğini açıkladı. Bu durum imkânı olan üreticilerimizin yer altı su kullanımının artmasına neden olurken, elektrik maliyetlerini de ciddi şekilde yükseltecektir.  Son yıllarda yağış eksikliğinin neden olduğu su sorununun şiddeti durmadan artmaktadır ve önümüzdeki yıllarda da benzer şekilde devam ederse, 5-10 yıl içerisinde insan tüketimi için bile su kaynaklarımız yeterli olamayabilecektir.  Bu nedenle amasız ve fakatsız ciddi tedbirleri almak zorundayız. Ürün desenimizi yeniden ele almalı, kuraklığa dayanıklı çeşitlerin ekimini sağlamalı, çiftçimizin suyu bilinçli kullanması yönünde eğitmeli ve hatta tarımda modern sulama sistemlerine geçişi ciddi desteklerle zorunlu kılmalıyız”

TUNCER: İYİ HAZIRLANMIŞ PLANLAMALAR YEREL POTANSİYELİ ORTAYA ÇIKARIR
İTB Meclis Başkanı ise İzmir Bölge Planı’na dair konuşarak, “Bölgesel kalkınma planımız önemli, çünkü iyi hazırlanmış planlamaların; 
-    Şehir için ekonomik dengenin sağlanması,
-    Kırsal alanlarımızla kent merkezlerindeki yatırım dengesinin gözetilmesi,
-    Yerel potansiyelin ortaya çıkarılması,
-    Altyapının verimlilik ilkesiyle ihtiyaca göre güçlendirilmesi,
-    Sürdürülebilir kalkınmayı desteklemesi,
-    Kamusal kaynakların daha etkin kullanımının sağlanması,
-    Ve istihdama katkı sağlanması noktasında önemi çok büyük. 
Özellikle de bu planlar tüm ülkeyi kapsayan kalkınma stratejisinin bir parçası olarak konumlandığında bölge gelişimine etkisini de göreceğimize inanıyorum” dedi.

Bakanlık markasını ifşa etti: Bu çocuk giyim ürünü piyasadan toplatılacak Bakanlık markasını ifşa etti: Bu çocuk giyim ürünü piyasadan toplatılacak

“2025-2026 YILLARINDA KÜRESEL BÜYÜMENİN YILLIK YÜZDE 2,7’DE SABİT KALACAĞI ÖNGÖRÜLÜYOR”
Tuncer, Dünya Bankası’nın yayımladığı rapora değinerek küresel büyüme ile ilgili, “Yakın zamanda Dünya Bankası tarafından yayınlanan “Küresel Ekonomik Beklentiler” raporunda, ülke ekonomilerinin performansı incelenmiş ve önümüzdeki 25 yıl için beklentiler ortaya konulmuştur. Raporda hepimizi yakından ilgilendiren çarpıcı bilgiler yer almakta. Örneğin, 2025 ve 2026 yıllarında küresel büyümenin yıllık yüzde 2,7'de sabit kalacağı öngörülüyor.  Ancak bu oran, sürdürülebilir ekonomik kalkınma açısından yetersiz. Raporda ayrıca, artan küresel siyasi belirsizlik, olumsuz seyreden uluslararası ticaret politikaları, jeopolitik gerilimler, enflasyon ve iklim değişikliği kaynaklı doğal afet risklerinin söz konusu büyümeyi olumsuz etkileyen faktörler arasında olduğu da yer alıyor. Diğer taraftan, özellikle gelişmiş ülkelerde enflasyonun düşük seyretmesi ve talebin artması beklentileri aşan bir ekonomik büyümeye yol açabilir.

“GELİŞMİŞ EKONOMİLERE PARALEL İYİLEŞME İÇİN BORÇLAR AZALTILMALI”
Ülkemizin gelişmiş ekonomilere paralel iyileşme gösterebilmesi için öncelikle dış ticaret hacminin korunması, borçların azaltılması ve iklim değişikliği ile mücadeleye hız verilmesi gerektiği kanaatindeyim. Bunun için de yatırım ve verimliliği artıracak, makroekonomik istikrarı sağlayacak reformlara ihtiyacımız var. Gerek ülkemiz içerisinde, gerekse dünya genelinde hassas günlerden geçiyoruz sağduyulu bir şekilde süreçleri izleyip doğru kararların alınmasını temenni ediyoruz” ifadelerini kullandı.