EGEDESONSÖZ - İzmir'in Gaziemir ilçesi sınırında bulunan Aslan Avcı Kurşun Fabrikası tarafından yurtdışından getirilen radyoaktif maddelerin fabrika sahasına gömüldüğü tespit edilmiş, ancak bu atıkların bertaraf edilmesi ve bölgenin çevresel olarak temizlenmesi yönünde şimdiye dek ciddi bir adım atılmamıştı. 2022 yılında ise Nükleer Düzenleme Kurulu tarafından EKOVAR A.Ş. adlı şirketin bölgenin çevresel iyileştirme faaliyetine ilişkin yetkilendirildiği bilgisi ortaya çıkmıştı. EKOVAR ise alanda çalışmalara başlatmıştı.
İzmir Barosu kamuoyunda tartışmalara neden olan çalışmalarla ilgili Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'na mektup gönderdi. Mektupta, 2006 yılından bu yana Türk hükümeti ve Türkiye Nükleer Düzenleyici Kurumunun (NRA), Gaziemir’de ortaya çıkan hassas nükleer materyallerin kökenleri hakkında resmi bir soruşturma başlatmada başarısız olduğu Uluslararası Atom Enerjisi Ajansının (IAEA’nı), Aslan Tesisinden alınan numunelere yönelik nükleer spektroskopi analizine dair tüm detaylı belgelerin Türkiye NRA tarafından açıklanmasını talep etmesi gerektiği, sözleşmenin onaylayan tarafı olarak Türkiye'nin çalınan yasadışı nükleer materyallerin kurtarılması ve korunması konusunda iş birliği yapma ve ticarete karışanları cezalandırma sorumluluğuna sahip olduğu ifade edildi.
Mektupta şu ifadeler yer aldı:
Dikkatine: Lydie Evrard
Nükleer Güvenlik ve Emniyet Dairesi Başkanı
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı, 1400 Viyana, Avusturya
Konu: Türkiye, İzmir-Gaziemir’de Önemli Bir Nükleer Olay
1 Kasım 2024
Gönderen: İzmir Barosu, Türkiye
Sayın Lydie Evrard,
İzmir Barosu üyeleri adına (https://www.izmirbarosu.org.tr bu mektubu kabul etmenizi rica ederiz.
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA) Nükleer Güvenlik Serisi No. 15-24 (Haziran 2024 STI/PUB/2084, https://doi.org/10.61092/iaea.2nzd-8c4d) rehberliğinde, biz aşağıda imzası bulunan paydaşlar, İzmir, Gaziemir’de gerçekleşen, gerçek zamanlı olarak devam eden önemli bir nükleer güvenlik olayını bildirmek üzere IAEA Nükleer Güvenlik ve Emniyet Dairesi Başkan Yardımcısı ve Direktörü Sayın Lydie Evrard’ı bilgilendirmekteyiz.
İzmir, Gaziemir’deki terk edilmiş bir hurda metal ve kurşun geri kazanım tesisinde yasadışı olarak büyük miktarda gizli hassas radyoaktif malzeme ortaya çıkmasıyla ilgili son gelişmeleri size ve ilgili tüm IAEA yetkililerine rapor etmek istiyoruz.
Ekte, Gaziemir-İzmir’de “Önemli Bir Nükleer Güvenlik Olayı: Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’na Açık Mektup” başlıklı bir belgeyi bulabilirsiniz. Bu belge, Türk Nükleer Kurumu’nun sınırlı ve seçici resmi bilgilerine ve resmi hukuki süreçlere dayanan nükleer güvenlik olaylarının detaylı bir anlatısını içermektedir. Belgede, Gaziemir’deki Aslan Hurda Metal Tesisinin yasadışı hassas nükleer malzeme ticaretinin bir parçası olarak faaliyet
gösterdiği açıkça doğrulanmaktadır.( A Significant Nuclear Security Event in Gaziemir-Izmir, Türkiye: Open Letter to the International Atomic Energy Agency -David Publishing Company)
Acil Dilekçe: Ekte yer alan, hukuki temellere dayanan çok sayıda detaylı bilgi, Gaziemir’deki radyoaktif kirliliğin ciddiyetini ve Türk hükümetinin bu durumu ele alıp çözüm getirmedeki başarısızlığını göstermeye yetecektir. Eylül 2024 itibarıyla, tel örgülerle çevrili bu alanın sadece 50 metre uzağındaki bir ortaokul hala eğitime devam etmektedir.
Türk hükümetinin verdiği izinlerin sadece önlem alma değil, Gaziemir bölgesindeki durumu tamamen düzeltme temeline dayandırılması gerektiğini ısrarla vurguluyoruz. IAEA’nın, Aslan Tesisinde geçmişte gerçekleştirilen gizli faaliyetlerin “Nükleer Maddelerin Fiziksel Korunması Sözleşmesi”nin açık bir ihlali olduğunu Türk hükümetine anlatacak adımları atmasını umuyoruz.
IAEA ve uluslararası kamuoyuna, Türk hükümeti ve altındaki TAEK’in, Gaziemir’deki Aslan Tesisinin yasadışı hassas nükleer malzeme ticareti organizasyonunun bir parçası olarak faaliyet gösterdiğini kabul etmede başarısız olduğunu bildiriyoruz. Ayrıca, IAEA.
GOV/INF/2005/10-GC (49)/INF/6 Sözleşmesi’nin 5. Maddesi uyarınca: “Bir Taraf Devlet, nükleer malzemenin hırsızlığı, soygunu veya başka bir yasadışı ele geçirilmesi ya da bu konuda güvenilir bir tehdit olması halinde mümkün olan en kısa sürede ilgili olduğunu düşündüğü diğer Devletleri bilgilendirmek ve uygun olduğunda Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı ve diğer ilgili uluslararası kuruluşları bilgilendirmek için gerekli
önlemleri alır.”
Sonuç olarak, 2006’dan bu yana, Türk hükümeti ve Türk Nükleer Düzenleyici Kurumu (NRA), Gaziemir’de ortaya çıkan hassas nükleer materyallerin kökenleri hakkında resmi bir soruşturma başlatmada başarısız olmuştur. IAEA’nın, Aslan Tesisinden alınan numunelere yönelik nükleer spektroskopi analizine dair tüm detaylı belgelerin Türk NRA tarafından açıklanmasını talep etmesi gerektiğine inanıyoruz. Türkiye’nin sözleşmenin onaylayan tarafı olarak, çalınan/yasadışı nükleer materyallerin kurtarılması ve korunması konusunda iş birliği yapma ve ticarete karışanları cezalandırma sorumluluğuna sahip olduğunu düşünüyoruz.
İzmir Barosu Üyeleri