İZİKAD üyeleri aylık üye toplantısı kapsamında SwissOtel'de bir araya geldi. İZİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Betül Sezgin, İZİKAD olarak 1 ay süresince yürütülen faaliyet ve etkinlikler hakkında üyeleri bilgilendirici bir sunum gerçekleştirdi. Aylık üye toplantılarının İZİKAD üyelerini bilgilendirmek ve gündeme dair bir sinerji yaratmak açısından önemli olduğunu söyleyen İZİKAD Başkanı Sezgin, 'Bu süreçte hepimizin gündemi yaşadığımız deprem felaketi. Bu afette hayatını kaybeden vatandaşlarımıza rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. Ancak yapılacak çok işimiz var, bu yaraları sarmanın çok farklı boyutları mevcut. Bu noktada bu felaketi katmerli yaşayan kadın ve çocuklara dair atılması gereken adımlar mevcut' dedi.
Sezgin: 'Kadının yükü fazlaydı, deprem sonrası daha da arttı'
Deprem bölgesinde kadınların yaşanan felaketin fiziksel etkilerinin dışında psikolojik etkilerini de fazlasıyla yaşadığını söyleyen İZİKAD Başkanı Sezgin, 'Kadının yükü yaşam normal akarken de yüksekti, böylesi afetlerde de yükleri daha da artıyor. O sebeple kadınlara ve bu süreçte büyük travma yaşayan çocuklara psikolojik destek de verilmeli' dedi. Bu noktada İzmir'e de depremzedelerin geldiğini, yaşam kurmaya çalıştığını söyleyen Sezgin, 'Ev bulma, eşya toplama, maddi destek verme evet, İzmirli ve İzmir'in kurumları ve STK'lar olarak bunları hep yapıyoruz. Ancak atlanan bir nokta var, bu insanlarımıza psikolojik destek de vermek zorundayız. Güvende hissetmelerini ve yaşama yeniden sarılmalarını sağlamalıyız. İZİKAD olarak bu desteği sağlamak istiyoruz' diye konuştu.
Doç. Dr. Ulu: 'Güvende hissetmelerini sağlamalıyız'
Ege Üniversitesi Psikolojik Danışma ve Rehberlik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Elif Ulu ise yaptığı sunumda kadınlara ve çocuklara yönelik atılması gereken adımları anlattı. 10 ili etkileyen büyük depremin ardından üzerinde çalışmamız gereken öncelikli grubun kadınlar ve çocuklar olduğunu belirten Ulu, 'Pek çok kadın ve çocuk hem bu büyük olayı anlamlandırmaya çalışırken hem de tekrar kendilerine 'güvendeyim' diyebilmenin yollarını arıyorlar. Bu arayış içerisinde onlara yardımcı olabilmek için önce onların güvenlik ihtiyaçlarının karşılanması oldukça önemli. Bu noktada nerede kaldıkları kimlerle kaldıkları büyük önem taşıyor' dedi.
Belirli riskleri hesap etmek, rutinler oluşturmak, kaynak erişimlerini desteklemek, duygusal açıdan onları stabilize etmeye çalışmak gerektiğini söyleyen Ulu, 'Yaşanan yüksek kaygıyı anlayarak ihtiyaçlarını dinlemek, gidermek ve duygularının ifadesine yardımcı olmak büyük önem taşıyor. Biliyoruz ki büyük travmalar sonrasında öfke, çaresizlik ve yalnızlık hissedilir. Bu duyguların ele alınması ve desteğin sunulması ileride yaşanabilecek travmaya bağlı sorunların önlenmesinde büyük önem taşımaktadır' diye konuştu.