Buse AÇIKALIN / EGEDESONSÖZ - İzmir Ticaret Borsası (İTB) Aralık ayı Olağan Meclis Toplantısı İzmir İnovasyon Merkezi’nde Meclis Başkanı Ömer Gökhan Tuncer başkanlığında gerçekleştirildi.

“ÜLKEMİZİN TOPLUMSAL REFAHI KARMAŞIK”

Zor ve birçok yönüyle olumsuz gelişmelerin yaşandığı bir yılın geride kaldığını söyleyen Tuncer,  “Yine de enerjimizi ve iş yapma motivasyonumuzu kaybetmeden hep birlikte mücadeleye devam ettik. 2024 yılında Türkiye ekonomisi, çeşitli makroekonomik göstergelerde önemli gelişmeler kaydetti. Uluslararası para fonu verilerine göre 1,3 trilyon doları aşan milli gelirimizle dünyanın 17. Büyük ekonomisi konumundayız. Bu önemli bir başarı. Ancak ekonomik büyüklük maalesef tek başına eş zamanlı olarak refah anlamına gelmiyor. Ülkemizin toplumsal refah durumu, sosyo-ekonomik göstergelere bağlı olarak karmaşık bir görünüm sergiliyor. “ifadelerini kullandı.

DİSK Başkanı Çerkezoğlu'ndan asgari ücret açıklaması! DİSK Başkanı Çerkezoğlu'ndan asgari ücret açıklaması!

“CARİ AÇIK VE DIŞ BORÇ SORUNU DEVAM EDİYOR”

Tuncer, ülkenin enerji, teknoloji ve sanayi girdilerinde dışa bağımlığı olduğunu, cari açık ve dış borç sorununun devam ettiğini belirtirken sözlerine şöyle devam etti:

“Dünyanın en büyük ekonomileri arasında yer alsak da; gelir dağılımındaki adaletsizlik, yüksek enflasyon ve işsizlik gibi sorunlar hatırı sayılır kişinin refah seviyesinin düşmesinin en önemli sebeplerinden. Özellikle orta ve dar gelirli gruplar, artan yaşam maliyetleri karşısında maalesef ekonomik zorluklar yaşamaya devam ediyor. Makroekonomik problemler, dışa bağımlılık, yakın coğrafyamızdaki istikrarsızlıklar gibi çeşitli faktörler bu sorunların başlıca nedenleri arasında. Hala enerji, teknoloji ve sanayi girdilerinde dışa bağımlıyız, cari açık ve dış borç sorunumuz devam ediyor. İhracatımızda düşük katma değerli ürünler, bu konuda atılan tüm adımlara rağmen halen büyük yer tutuyor.”

“2024 İÇ AÇICI DEĞİL AMA 2025’TEN UMUTLUYUZ”

2025 yılından umutlu olduğunu söyleyen Tuncer, “Kısacası 2024 tablomuz pek iç açıcı değil. Ancak umutluyuz. 2025 yılı cumhurbaşkanlığı yıllık programında yer alan ülke hedefleri ve stratejilerini gerçekleştirme potansiyelimiz mevcut. Program,  sürdürülebilir ve dengeli bir büyüme odağında; makroekonomik dengeleri gözeten politikaların uygulanmasını öngörüyor. Yüzde 4 büyüme, tek haneli enflasyon ve istihdamın artmasına yönelik hedefler umut verici. 2025 programında ayrıca, kamu yatırımlarının verimli sektörlerde yoğunlaştırılması, sanayi ve hizmetler sektöründe katma değeri yüksek ürünlerin üretilmesinin teşvik edilmesi planlanıyor. Dijital dönüşüm ve yeşil ekonomi alanındaki yatırımların artırılmasına yönelik hedefler de mevcut. Küresel rekabet gücümüzün yükseltilmesi için bu adımlara ihtiyacımız var.” şeklinde konuştu.

“ÇALIŞANI DA İŞVERENİ DE KORUYAN DENGE YAKALANMALI”

2025 yılı asgari ücret miktarının belirlenmesi ile ilgili konuşan Tuncer, bu süreçte çalışanın da işverenin de korunması gerektiğini ifade etti. Tuncer konuşmasında şunları söyledi:

“Makro ekonomik reformlar uygulanırken mikro ekonomide yer alan tüketiciler, üreticiler ve esnaflar gibi küçük işletmelerin, alınacak kararlardan nasıl etkileneceklerinin göz ardı edilmemesi gerekir. Biliyorsunuz çok yakında 2025 yılı asgari ücret miktarı belirlenecek. Ülkemizde 33 milyona yakın istihdam bulunmaktadır ve ne yazık ki çalışanların yarıya yakını en düşük yasal ücret olan asgari ücret üzerinden maaş almaktadır. Ve yine dikkatinizi çekmek isterim ki asgari ücretlilerin dağılımında küçük ve orta ölçekli işletmelerin çoğunluklu olduğu hizmet, tarım ve inşaat sektörleri öne çıkmakta. Ücret maliyetinin işverene yükü arttıkça işten çıkarmalar, küçülmeye gitme, fiyat artışı, kayıtdışı çalışma veya çalıştırma gibi bir takım yeni sorunlar ortaya çıkabilir. Bu nedenle, ücret artışları, hem işverenin hem de çalışanların uzun vadeli refahını göz önünde bulunduran bir dengeyle yapılmalı; çalışanı da işvereni de koruyan dengeyi mutlaka yakalamalıyız. İyi bir ücret her çalışanın hakkı olduğu gibi, karlı bir ticari faaliyet her işletmenin tabiatıdır.”

“ANANIN OLMADIĞI YERDE DANA OLMAZ”

Konuşmasında hayvancılık sektörüne de değinen Tuncer, “Yeri gelmişken bir dizi sıkıntılar içinde boğuşan hayvancılık sektöründen de bahsetmek istiyorum. 1 Ocak itibariyle çiğ süt tavsiye fiyatları 17,15 TL olacak. Yaklaşık yüzde 17’lik bir atış gerçekleşti. Ancak TÜİK’in açıkladığı tarımsal girdi fiyat endeksine baktığımızda son güncel verilere göre; tarımda kullanılan girdilerin yıllık ortalama maliyet artışı yüzde 32.  Süt fiyatlarındaki güncelleme her ne kadar sevindirici olsa da, aslında 17,15 TL üretim maliyetine tekabül etmektedir. Hayvancılık, süt ve et üretimiyle bir bütündür. Sektör tabiriyle “ananın olmadığı yerde dana olmaz!” Yani, süt arzında istikrar olmadığı sürece,  et arzındaki açığı kapatmamız mümkün değildir. Özetle,  tüm tarım ürünlerinde gerçekçi fiyatlar olmadan gıda güvencesinden bahsedemeyiz” dedi.