İslam adına hareket ediyoruz diye Suriye ve Irak'ta devlet kuran Irak Şam İslam Devleti (IŞİD), dünyayı özellikle de Müslüman coğrafyasını kan gölüne çevirmeye devam ediyor.
Araplar bir yandan Tunus gibi ülkelerde demokrasi kavgaları verirken, diğer yandan IŞİD gibi örgütler ortalığı kana buluyor.
İki yıl önce küçük bir grup olarak tarih sahnesine çıkan IŞİD, bir yıl içerisinde hem Suriye'nin hem de Irak'ın yarısını kontrol ediyor.
Cihatçı örgüt her nedense Esad rejiminin güçleriyle savaştırılan 'Özgür Suriye Ordusu' adlı şemsiye örgütün altında geliştiriliyor. Bir süre sonra da ÖSO'nu ılımlı bularak örgütten ayrılıyor.
Zamanla, ABD müdahalesi sonucunda yer altına girmiş olan Saddam'ın ordusunun artıklarıyla ve işgal sırasında acılar çekmiş olan Sünni kabilelerle ittifak yaparak bölgenin en güçlü örgütü haline geliyor. Suriye ordusunu önüne katarak Rakka'yı, Irak ordusunu önüne katarak da Musul'u işgal ediyor.
Bu kentin petrolünü dünyaya kaçak yollardan satıyor ve zenginleşiyor. Ardından da bu para ile savaşçı devşiriyor.
Bu kadar kısa süre içerisinde bu denli askeri ve siyasi başarı kazanması IŞİD'in, ABD ve Batı tarafından sahneye konulmuş bir hareket olduğu şüphesini güçlendiriyor.
Zaten ABD'ye ve Atlantik ittifakına yakın kaynaklara dayanılarak bir uslamlama yapıldığında, IŞİD'in emperyalizmle doğrudan ve dolaylı bağlantısının olduğu, esas görevinin bölgenin egemen devletleri olan Suriye ve Irak'ı zayıflatmak, bölmek ya da bu devletleri bölme ve istikrarsızlaştırma sürecine katkı sunmak olduğu görülüyor.
El Kaide gibi kontrolden çıkınca da mücadele ediliyormuş gibi yapılıyor. Bu bağlamda IŞİD ve Esad konusunda son zamanlarda Suriye'de sanki dengeler yerinden oynuyor gibi görünüyor. ABD ve Türkiye'nin uzlaşması yeni dengeleri oluşturacak. Bir yandan Suriye ordusu-YPG, diğer yandan ABD-Türkiye-ÖSO şeklinde ittifaklar kuruluyor. Bunu PYD lideri Salih Müslüm'ün son açıklamalarından ve Türkiye savaş uçaklarının YPG mevzilerini vurmasının ABD'de kaygı yaratmamasından anlıyoruz. Ancak ne gariptir ki dün YPG Suriye'de önemli bir ilçeyi daha ABD hava desteğiyle ele geçiriyor.
Bu ilişkilere bakıldığında da Suriye'nin nasıl bir bataklık olduğu kendiliğinden ortaya çıkıyor.
Bütün bunlara rağmen Türkiye'de birileri (bir zamanlar Esad'a Esed dedikleri gibi) IŞİD'e, önce DAİŞ diyorlardı şimdi de DEAŞ diyorlar.
Bakalım daha ne diyecekler?