EGEDESONSÖZ- İntegral Araştırma Koordinatörü Ümit Yaldız ile Gazeteci Fatih Yapar, SonSöz TV’de yayınlanan programda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Programın gündeminde ise kayyum olasılığına karşı CHP Lideri Özgür Özel’in çağrısıyla yapğılan 21. Olağanüstü Kurultay vardı.

Gazeteci Fatih Yapar, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve partinin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması ve sonrasında İstanbul kongresinin iptal edileceği yönünde beklentilerin olması sebebiyle “CHP’ye kayyum atanması” iddiaları sonrası olağanüstü kurultay kararı alındığını hatırlattı. Yapar, “Özel yaptığı kurultay hamlesi ile ‘bu kayyuma karşı olağanüstü kurultaydır, o yüzden benim listemi de bana verdiğini oy kadar vereceksiniz, burada listelerin parçalanması, muhalefetin listelerinin çıkarmasını doğru bulmuyorum’ dedi il başkanları toplantısında. Bugün sabah bakıldığında Özel’in listesi doğrudan kabul edilmiş. Muhalifler liste delemedi. Bunlar olurken yargılama ve adli işlemler sürüyor. İmamoğlu ile bağlantılı isimlerden birisi KKTC’de tutuklandı. Yargı süreçleri ile ilgili bayram döneminde Mahir Polat merkezli bir sosyal medya hareketliliği vardı. Sağlığında problem var, serbest bırakılması ile ilgili çalışma oldu. Her gün bir hareket var. Bir yandan da savcıların yürütüğü soruşturmada raporlar, evraklar birçok yerde yayınlanıyor. Onu çürütmeye çalışanlar başka bir medya yapılanması var. Medyada bölünmüş durumda” dedi.

İMAMOĞLU DAVASI İNANDIRICI GELMİYOR
Araştırmacı Ümit Yaldız ise “Sonuçta İmamoğlu, Türkiye’de AK Parti iktidarına karşı ciddi zaferler elde etmiş olan, son başbakan Binali Yıldırım’a karşı, kabineye karşı seçim kazanan bir isim. İmamoğlu’nun geldiği orjini biliyoruz. Kronik bir CHP’li değil merkez sağdan gelip CHP’ye monte oldu. ANAP geçmişi var. Merkez sağ çöktükten sonra buranın mirasının bir kısmını CHP, büyük bölümünü AK Parti aldı. İmamoğlu da bu mirastan gelen bir isim. Milliyetçi, muhafazakar daha ortada duran bir isim İmamoğlu. Partisi tarafından cumhurbaşkanı ilan edilmek üzereyken tutuklandı. Örgüt kurarak yolsuzluk yaptığı iddiasıyla tutuklandı. Kent uzlaşısı ile ilgili soruların hedefi oldu. Öcalan’ın umut hakkının konuşulduğu ortamda meclise 3-5 HDP’linin meclise alınması suç mudur? Medya bölünmüş durumda… Örgütlü suç ve belediye üzerinden yapılmış operasyonları bilirim. İzmir Büyükşehir’e yapılan kumpas sürecini yakından takip ettiğim için bilirim. İmamoğlu sürecini okuduğum kadarıyla bize ulaşan bilgilere ve belgelere bakılırsa İmamoğlu’nun tutuklanmasına neden olacak bir durum yok ortada… Tutuklanması daha çok siyasi gibi duruyor. Bunun altına başka evraklar konulur konulmaz bilemem. Kendi kişisel şirketi ile ilgili bir iddia var. O davalarda kapanmış. Neden inanmıyorum? İmamoğlu, 5 sene mecliste azınlıkken belediyeyi yönetmeye çalıştı. Azınlıksanız meclisi komisyonlar yönetir. Doğrudan 3-5 karar alabilirsiniz. Ama komisyon kararları üzerinden belediyede işler yürür. Zaten AK Parti 5 yıl boyunca meclisi yürüttü. Çok iyi denetledi. Komisyonlarda üstündü. Bir taksi plakası bile ekleyemedi İstanbul’a İmamoğlu. İktidar da muktedir değildi. Buna mukabil İçişleri’nin, Çevre Şehircilik’in bütün müfettişlerinin didik didk ettiği bir İstanbul’dan söz ediyoruz. Bugün önümüze konulan belgelerde de ana kademe ya da bağlı şirketlerle ilgili bir şey yok. Sokaktaki ticari ilan-reklam ihaleleri vs. Bakanlıklardan büyük olan bir organizasyon içinde her şey pirupak diyemezsiniz. Yanlış iş yapmış yöneticiler, yanlış organizasyonlar olabilir. İmamoğlu örgüt kurdu, başına geçti ve talimatlı hareket ettiler demek inandırıcı gelmiyor” dedi.

OPERASYONLAR SİYASİ ALGILANDIĞI ANDAN İTİBAREN BUMERANG GİBİ YAPANA DÖNER
“Cumhurbaşkanı adayı olmak üzereyken tutuklandı İmamoğlu” diyen Yaldız, “Dünya da olayı böyle algılıyor. Altına hangi dosyayı koyarsanız koyun bu tutmaz. Erdoğan rakibini tutuklattı kalır. Bunun dışındakiler çöp olur. Dış basın ve Türkiye’nin ağırlığı da bu yönde. Bu iş siyasidir algısı, tüm dosyayı bitirir. Cumhurbaşkanın yolculuğu benzer bir yolculuktu. Kalpazanlık davası dahil olmak üzere yöneltilmeyen iddia kalmadı. Onlarca davası var. Bir dünya iddia vardı. Ne oldu? ‘Siyaseten Erdoğan durdurulmak isteniyor’ algısı, diğer dosyaları buldozer gibi ezdi. Sokağa inelim, hatta partiyi yöneten kadrolara kalpazanlık davası olduğunu sorsak bilmezler. Tutmadı. Eski Bakan Hüseyin Çelik’in dediği gibi operasyonlar siyasi algılandığı andan itibaren bumerang gibi yapana döner. Bu süreç İmamoğlu’nun cumhurbaşkanı olmasını 3-5 yıl geciktirir, İmamoğlu’nu daha da büyütür” şeklinde konuştu.

ENGİN ÖZKOÇ SÜRPRİZ OLARAK GÖRÜNÜYOR
Gazeteci Fatih Yapar kurultay sürecine ilişkin olarak değerlendirmede bulundu. Yapar, “liste ağırlık itibariyle değişmedi. Genel Başkan Özgür Özel, blok liste yapacak dediler. Fırsattan istifade vurup geçecek dediler. Blok liste yapmayacağını ifade etti. Çarşaf liste ile ilgili çalışma yapıldı. Liste yerini korudu, sürpriz isimler sınırlı idi. Dikkat çeken isimler olmadı. Engin Özkoç sürpriz olarak görünüyor. O da neden? Kılıçdaroğlu son kurultay sürecinde kendisine örgütlerden sorumlu danışman olarak görev vermişti. PM’de değildi çünkü. Kılıçdaroğlu’na çok yakın biri isimdi. Anahtar listeyi zorlayanlar oldu. Genel itibariye değişim olmadı” dedi.

Zonguldak Belediye Başkanı ifade verdi! Zonguldak Belediye Başkanı ifade verdi!

SÜRECİN EN ÖNEMLİ KAZANANI ÖZGÜR ÖZEL
Ümit Yaldız ise kurultay sürecini “kazananlar-kaybedenler” üzerinden değerlendirdi. Yaldız, “Bu tip olayların ardından bir kazananlar-kaybedenler listesi yaparız. Bir kere sürecin en önemli kazananı Özgür Özel. Türk siyaseti açısından da bir kazanım oldu. Liderlik tartışmasının yapıldığı bir dönemde lider olmaya layık bir hale taşıdı kendisini. İmamoğlu’nun hapse düştüğü andan itibaren verdiği sınav, ortaya koyduğu yeni muhalefet biçimi kendisini ileri taşıdı. Tek dezavantajı çok konuşmak, sürekli konuşuyor. Makineli tüfek gibi konuşuyor, çok konuşması eksisi. Liderin bir ağırlığı olmalı. Mikrofon görünce yarım saat konuşan bir profil. Uygulamada kitleleri yönetme, yönlendirme, boykot, miting düzenleme, dayanışma sandığı biçimleri vardı. Halkla birlikte muhalefet etme gücünü keşfetti CHP… Bu süreçte vesayet altındaki görünümden kendini kurtardı Özel. İmamoğlu’nun gölgesinde bir bakıma emanetçi olarak değerlendirilirken 15-20 oy farkla Kılıçdaroğlu’na karşı seçimi kazanırken oyunu arttırdı. Karşısına rakip çıkmadı. Bu süreçte 15 günlük sınav Özel’i rakipsiz olarak kurultaya taşıdı. Özel’in seçildiği kurultay ile ilgili de çantayla para taşınması gibi acayip iddialar ortaya atılmıştı. Delege onlara da ders verdi. Zorunlu bir kurultaydı. Kimileri için ise Özel’in ekmeğine yağ sürüldü. İmamoğlu’nun desteğiyle seçildiği bir evreden kendi gücüyle seçildiği bir evreye girildi” ifadelerini kullandı.

ERDOĞAN’IN ÖZEL’İN ADAYLIĞI İÇİN HESABI OLABİLİR AMA ÇARŞI ÇOK KARIŞIK
Özgür Özel’in güçlenmesinin cumhurbaşkanı adaylığı dahil olmak üzere farklı tartışmaları da beraberinde getirdiğini söyleyen Yaldız, “Vatandaş, ‘CHP lideri olarak sınav verdin, doğruları yaptın. Yanlışların vardı 1,5 yılda. Normalleşme süreci, kırmız kart gibi hamleler yaptın. Süreci iyi yönettin, boykot yaptın, muhalefeti halkla yürütme noktasında önemli işler yaptın ama bir dakika’ diyor. Cumhurbaşkanlığı meselesi ayrı bir paradigma. Özgür Özel’in ‘ikinci bir Kılıçdaroğlu olabilme’ potansiyeli olduğu düşüncesi var. Özel’in bundan sonrası için dikkat etmesi gereken nokta burası… Özel, İmamoğlu’nun başına hukuken iş gelirse Yavaş’ın CHP ile ilişkisizliği üzerinden CHP’nin cumhurbaşkanı adayı olabilir değerlendirmesi var. Erdoğan’ın bunu istediğine yönelik bir senaryo var. Türk siyasetinde oyunlar kuruluyordur ve biz bunu görmüyor olabiliriz. Dünkü cunta çıkışı sonrası tüm kabinenin Özel’e cevap vermesinin altında Özel’in güçlendirilerek Erdoğan’ın karşısına aday olarak çıkarma senaryosu var. Cunta yönetimi çıkışına AK Parti’de eski-yeni herkes cevap verdi. Eskiden de Kılıçdaroğlu döneminde de olmuştu. Her saldırı kişiyi kendi cephesinde büyütür, sahiplenmeye iter. Yaşanan Özel’i sahiplenme ve yüceltme olarak karşılık buluyor. Erdoğan, Özel’i rakip olarak istiyor ve o yüzden güçlendiriyor değerlendirmesi var. Evdeki hesap bu olabilir ama çarşı çok karıştı. Erdoğan sadece kendi partisini değil diğer partileri de yönetme iddiasında… Bunu çoğunlukla başardı, rakibini hep seçti. Kılıçdaroğlu’nun en zayıf aday olduğunu herkes söyledi. Biz de söyledik. Yaptığımız anket araştırmalarında İzmir’de bile en zayıf aday olduğunu söyledim. İmamoğlu ve Yavaş’ın seçilecek aday olduğunu söyledik. Nitekim bugün de Erdoğan’ın Özel’i istediği söyleniyor. 3 potansiyel aday var. İmamoğlu’nun diploma ve operasyon süreci sonrası başına bir hal gelme ihtimali yükseldi. Özel, CHP’nin kurumsal olarak daha fazla temsil ediyor. İmamoğlu doğal olarak lider görünebilir ama İmamoğlu orjin bir CHP’li değildir. İmamoğlu partinin başına geçmeli diyenlerden birisi olarak söylüyorum; Sadece CHP seçmenine hitap etmek istemeyen bir tarzı var İmamoğlu’nun. Kronik, ideolojik yapılara hitap etmek istenmiyor. Karadeniz’e, Doğu’ya hitap etmek istiyor. Yavaş, Cumhur İttifakı’nda deprem yaratır. Cumhur İttifakı’na oy veren insanları kendisine çekebilir. AK Parti’nin değişim isteyen seçmeninde Yavaş’ın devlet adamlığı kimliğinden kaynaklı tercih edilebilir. İmamoğlu daha popüler bir aday olarak görülebilir ama Yavaş, İzmir anketlerinde hep birinci çıkmıştı. Yavaş’ın ülke popüleritesinde hala zirvelerde. Özgür Özel burada nerede duruyor dersen Özgür Özel, CHP’dir. Genel başkandır, CHP’den oy alır, diğer iki aday göre karşı cepheden oy alma potansiyeli daha zayıftır. Özel de ortaya son dönemde koyduğu performansla bir Kılıçdaroğlu olmayacağını düşünüyor. Kılıçdaroğlu 13-14 seçim kaybetmişti, yıpranıktı. Özel’in ise bir seçim zaferi var. Üzerine Kılıçdaroğlu kadar yıpranmışlığı yok. Evde hesap varsa çarşı da karışık” dedi.

KAYBEDENLERİN BAŞINDA KEMAL KILIÇDAROĞLU VAR

Yaldız şunları söyledi:

Ben, öyle yada böyle İmamoğlu’nun kaybetmediğini düşünüyorum. İmamoğlu’nun kontrollü biçimde yazdığı liste değişime uğramadı. İmamoğlu için kayıp yok. Kaybedenlerin başında Kılıçdaroğlu var. Yeniden aday olur mu, olmaz mı derken aday olamaz noktaya geldi. 1300 delegenin 1200 tanesinin Kılıçdaroğlu ile yakın hukuku var. Siyasete başlamalarında büyük emeği var bu insanlarda. İmamoğlu ve Özel de hakeza öyle… Delegelerin pek çoğu ile her türlü ilişkisi vardır ama ‘Kılıçdaorğlu’na senin dönemin bitti, evine dön’ mesajı verildi.

Kaybedenler arasında her dönem aday olan Berham Şimşek var. Oğuz Kaan Salıcı kaybedenler arasında. Örgütlerden sorumlu genel başkan yardımcılığınız var, demek ki yatırım yapamamışsınız”

KURULTAYIN İZMİR’E YANSIMALARI
Gazeteci Fatih Yapar programda kurultay sürecinin İzmir’e yansımaları ile ilgili açıklamalarda bulunurkenMurat Bakan, Deniz Yücel, Yankı Bağcıoğlu, Gökçe Gökçen  PM’de yeniden varlar. YDK’da Özkan Tice, Ekincan Aksoy var. Bu anlamda PM ve YDK’da İzmir için değişim yok. Tunç Soyer’in dikkat çeken biçimde yükseldiği değerlendiriliyor. PM’de birkaç kişi istifa ederse PM’ye girecek. 404 oy aldı. Listede 9’uncu sırada İzmir Milletvekili Mahir Polat var. Muhalefetteki isimler partide görevi olan isimler olmasına rağmen Soyer aktif görevde değildi. Açıklamasında özellikle doğu ve güneydoğu illerinden telefonlar aldığını ve aday olmayı düşündüğünü açıklamıştı. Aday oldu ve yedek üçüncü sırada yer buldu. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın işlettiği bir süreç var. Milletvekili Ednan Arslan’ı PM’de görmek istedi. Ancak genel başkanın genel bir tavrı vardı yeni bir isim alınmaması ile ilgili. Cemil Tugay ayrıca il yönetimi ile de bir ayrışma yaşadı. İl Başkanı Aslanoğlu ile İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay arasında işleyen bir süreç var” dedi.

MURAT BAKAN VE DENİZ YÜCEL’İN YERİNİ KORUMASI MÜHİMDİR

Ümit Yaldız ise şunları söyledi:

İzmir boyutunda PM’de ve YDK’da 5 İzmirli deniyor, zaten çoğu İzmirli değil. Hala daha neresine İzmirli yazacağız Selin Sayek Böke’yi. Kontenjandan iki dönem İzmir milletvekili olmanız sizi İzmirli yapmaz. Gökçe Gökçen, İstanbul çocuğu… İstanbul’da siyaset yapmış ve orada halen siyaset yapıyor. Murat Bakan ve Deniz Yücel’in yerini koruması anlamlı. Üstü çizilebilir deniliyordu. Hatta Ednan Arslan konuşuldu. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın Bakan’ın veya Yücel’in yerine Ednan Arslan’ın PM’de değerlendirilmesi şeklinde bazı kulis bilgileri, değerlendirmeler vardı. İl başkanın cebinde ise kendisine yakın siyaset yapan bazı isimler olduğu söylenirken Murat Bakan’ın ve Deniz Yücel’in yerinde kalması mühim… Bir önceki kurultay kadar oy alamamışlar, sıralamada gerilemişler ama yerlerini korudular. Özkan Tice’nin YDK’dan PM’ye taşınması için bir alt çalışma yapıldığı konuşulmuştu. Tüm bu konuşulanların hiçbiri olmadı.

BERKAY GEZGİN’İN LİSTE BAŞI OLMASINI BEKLERDİM

Soyer de iddia ortaya koydu, 400’ün üzerinde oy aldı, yedek üçüncü sırada. Her an PM’ye girebilecek durumda… Liste deler değerlendirmesi doğru değilmiş. Rüzgar muhalefetten esmedi, Özel ve İmamoğlu tarafından esti. Orhan Sarıbal sevilen bir PM üyesiydi. Liste delip gelmişti, bu dönem seçilemedi.

Daha çok şunu beklerdim. İmamoğlu sürecinin gölgesindeki bir kurultay olduğundan Berkay Gezgin’in liste başı olmasını beklerdim. Kendisi ‘Her şey çok güzel olacak’ diyen ve şu an eylemler sebebiyle içeride olan çocuğumuzdur. Neden 15’inci sırada seçildi? Deniz Yavuzyılmaz başarılı bir isim ama Berkay liste başı olsaydı çok anlamlı olurdu.

TUGAY’IN GÜCÜ VARSA İL BAŞKANINI DEĞİŞTİRMEYE ÇALIŞABİLİR
Kurultay sürecinde CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu ile İzmir Büyükşehir Beleidye Başkanı Cemil Tugay arasındaki uçurumun derinleştiğini belirten Araştırmacı Yaldız, “Kılıçdaroğlu aday olur mu, olmaz mı tartışmalarının olduğu süreçte İl Başkanlığı’nın kararından önce Cemil Tugay’ın 35-40’a yakın imza topladığı konuşuluyor Özel’in adaylığı noktasında… O aşamadan itibaren bir çatışma olduğu, toplantıların birlikte yapılamadığı, whatsapp gruplarında tartışma yaşandığı bir süreç oldu. Belki Başkan Tugay, Ednan Arslan’ı ya da kendine yakın isimleri PM’ye taşımakta zorlanmış olabilir. Ancak Tugay, Aslanoğlu ile siyasal mücadeleyi İzmir üzerinden sürdürebileceği bir durum oluşmuş durumda… Tugay,  belediye başkanı olarak gücü varsa il başkanını değiştirmeye yönelik çalışma yapabilir yönünde değerlendirmeler var. Bende bu değerlendirmelere katılıyorum” dedi.

ASLANOĞLU’NUN ÖZEL; TUGAY’IN İMAMOĞLU İLE HAREKET ETTİĞİ BİLİNİYOR
Gazeteci Fatih Yapar ise “Cemil Tugay, enerjisini Arslan’ı PM’ye sokmak için harcarken İzmir’e döndüğünde bu enerjiyi siyasi karakter ve İzmir’in patronu olma ile ilgili gömleği giydikten sonra enerjisini il başkanına mı yöneltir mi?” sorusuna ise Yaldız şu yanıtı verdi:

“Yöneltebilir. Bu noktada duyumlar var. Tugay’ın daha çok İmamoğlu ile hareket ettiği, Aslanoğlu’nun ise daha çok Özel ile hareket ettiği bildiriliyor. Ekipleşmenin ve itiş kakışın bu sebeple olduğu yönünde değerlendirmeler var. Benim de okumalarım o yönde… Aslanoğlu bir biçimde Özgür Özel ile problemlerini çözmüş ve oradan bir sahiplenme ile ödüllendirilmiştir. Özel’in de Aslanoğlu’nun da çok ayrı orjinlerden geldiğini düşünmüyorum. Geçmişlerinde özgürlükçü sol gruplarda aynı toplantılara katılan isimlerdi. Siyasi patron olarak İzmir’de Murat Bakan ve Deniz Yücel yerel politika yapmıyorlar, daha çok genel merkez endeksli bir çalışma içindeler.

BU KURULTAY O KURULTAY DEĞİLDİ
Ednan Arslan ise Tugay’ın hakkını, hukukunu iktidar partisinin aktörlerine karşı daha yoğun koruyan bir isim. Büyükşehir ile ilgili topa giren tek isimdi çoğu zaman Ednan Arslan… Bu sebepten Arslan’ı istemesini anlayabilirim, doğaldır. Yerelin sözcülüğünü yapan, büyükşehirin çatışma alanlarında yer alan bir isme apolet takılmasını Başkan Tugay ister. Bunu başaramadı. Bu kurultay o kurultay değildi belki. Bu kurultray olağanüstüydü. Bir kişiyi sokamamasını başarısızlık olarak değerlendirenler var.

ORTAK PAYDA DA BULUŞULAMAZSA İZMİR’DE BİR İL BAŞKANI DEĞİŞİMİ UFUKTA GÖRÜLEBİLİR
Aslanoğlu da kimseyi PM’ye taşıyamadı, Tugay da taşıyamadı. Yarın öbür gün bu mücadelenin İzmir’e yansıması olacak görünüyor. Bu itiş kakış devam edecek görünüyor. Ortak paydada buluşulamazsa İzmir’de bir il başkanı değişimi ufukta görülebilir. Büyükşehir Belediye başkanının bu yönde talebi olabilir. Sonuçta 1 yılı geride bıraktı, önüne daha net şekilde hedeflerini koymalı. Bu hedefleri gerçekleştirirken de örgütsel gücü kullanmak durumunda. Gençlik kolları seçimine müdahalesini doğru bulmamıştım ama il başkanlığı noktasında hep bu hakkı belediye başkanları kullandı. Aslanoğlu’nu Kılıçdaroğlu’na önerenler arasında Soyer yok muydu? Kocaoğlu bizzat il başkanlarının listesine, kurultay delege listesine kadar eline kalem kağıdı alıp yazıyordu. Kemal Karataş’tan sonra gelen tüm il başkanlarında özellikle ikinci döneminde belirleyici olmuştur Kocaoğlu… Dolayısıyla bu hak onlara verilirken Tugay da bu hakkı kullanmak isteyecektir. Ortak payda buluşamazlarsa…

İzmir açısından sis bulutları dağıldı. İzmir’de daha imza toplama sürecinde yaşanan itiş kakış, 50 delegenin içinde bulunduğu whatsapp grubunda çatışma, Ankara’da bir takım hamleler, bazı dedikodular -ki ilerleyen dönemde daha net duyacağız- bu ikilinin birlikte siyaset yapmasını zorlaştıran işler olarak görülüyor.