İzmir’’in kültürel değerleri ve tarihi eserlerine sahip çıkma noktasında alkışlanacak bir adım atan Aziz Başkan’’dan önce Halikarnas Balıkçısı olarak bilinen ünlü edebiyatçımız Cevat Şakir Kabaağaçlı’’nın da yıllar önce İngiltere kraliçesine mektup yazarak Türkiye’’den götürülen eserlerin iadesini istediğini biliyor muydunuz?’¶
Halikarnas Balıkçısı Bodrum’’a gönderildiği ’“Mavi Sürgün’” hayatında kültürel değerlere sahip çıkmak adına önemli bir adım atmıştı. Yaşadığı maddi sıkıntılar nedeniyle çeşitli dergi ve gazetelerde çalışmanın yanı sıra bir dönem de turist rehberliği yapan ünlü yazarımız Cevat Şakir Kabaağaçlı, Bodrum ve civarında sömürgeci devletler tarafından yurt dışına kaçırılan tarihi eserlerin geri gönderilmesi için o yıllarda ilk adımı atmıştı.
Robert Koleji’’nden sonra bir dönem eğitimine Oxford Üniversitesi’’nde devam ettiren Kabaağaçlı, bu topraklar üzerindeki değerlerin yok olmasına da seyirci kalmak istemez. Türkiye’’den kaçırılıp British Museum’’da sergilenen, dünyanın yedi harikasından biri olan Mouseleum’’un geri getirilmesi ile ilgili İngiliz Kraliçesi’’ne yazdığı mektupta şu ifadeler yer alır:
’“Mouseleum’’un güzelliği ve yeri, Bodrum’’un mavi göğü ve parlayan ışıkları altındadır. British Museum’’un karanlık salonlarına yakışmamakta, bu nedenle getirilmeli ve yerine konulmalıdır.’”
Bir ay sonra British Museum’’un müdürü, küstah alaycı bir tavır ile şu cevabı verir;
’“Kraliçe hazretlerinin bize havale ettikleri mektubunuzu dikkatle okuduk. Sizi yerden göğe kadar haklı bulduk. Evet, hakikaten böyle bir sanat şaheserinin masmavi bir gök ve ışık altında daha da kıymet kazanacağına karar verdik. Bu nedenle Mouseleum’’un bulunduğu salonun duvarlarını bodrum mavisine boyatıyor ve ilave projektörlerle aydınlatıyoruz.’”
Geçtiğimiz aylarda Aziz Kocaoğlu da Halikarnas Balıkçısı’’nın yaptığı gibi Pariste’’ki Louvre Müzesi’’nde sergilenmekte olan bu topraklara ait Smyrna Apollonu ve Smyrna Jüpiteri heykellerini geri istemiş ve bu tavrı on binlerce geçmişine sahip çıkmak isteyen duyarlı İzmirli tarafından Facebook’’ta başlatılan ’“Eserimi geri istiyorum’” kampanyası ile tam destek bulmuştu.
Ancak Kocaoğlu’’na Fransa’’dan cevap gecikmemiş ve Müze Müdürü Henri Loyrette, ’“Eserler, 1680’’de ülkenizle ayrıcalıklı ilişkileri bulunan Kral XIV. Louis adına Türk piyasasından tamamen yasal yollardan edinilmiş bulunmaktadır. Uluslararası sözleşmeler, tümüyle kanuna uygun yollardan yüzyıllar önce edinilmiş eserlerin iadesini öngörmemektedir. Bu konudaki tek düzenleme, Fransa’’nın da 1997’’de onayladığı ve geriye yürümeyen 1970 tarihli Kültürel Değerler Hakkında UNESCO Sözleşmesi’’dir. Bu eserler, ayrılmaz biçimde Fransız koleksiyonlarındadır ve iadeleri düşünülemez’” yanıtını vermişti.
Farklı zaman aralıklarında farklı kişilerce icra edilmiş her iki istekte de hak ve demokrasi öncüsü (!) Avrupalı ülke temsilcileri tarafından nazikçe reddedilmiş görünüyordu. Aziz Başkan yaptığı açılamada aynı müzeye 2. bir mektup daha yazacağını ve bu eserleri almak için mücadele edeceğini söylemişti.
Benden Başkan Kocaoğlu’’na bir öneri’… Görüyoruz ki Avrupalı sömürgeci ülkeler mektuplarımızı pek dikkate almıyorlar. Kültür ve Turizm Bakanlığı da geçmişte yine bu topraklardan Amerika’’ya kaçırılan Karun Hazineleri’’nin iadesini talep etmiş, ancak sonuç alamayınca Metropolitan Müzesi yetkililerine karşı dava açmıştı. Kazanılan hukuk mücadelesi sonucu geri aldığımız eserlerimizi tarihteki yerlerinde yani Uşak’’ta sergilemeye başlamıştık. Belki de Apollon ve Jupiter’’in de İzmir’’de sergilenebilmesi için acilen hukuki süreç başlatılmalıdır.