Gazeteci-yazar Hasan Tahsin, 12 Mart’’ta gönderdiği yazısının yayınlanmaması üzerine Yenigün’’den ayrıldığını duyururken; Ertan Sayın da, Buca Belediyesi ile ilgili bir yazısının yayınlanmaması üzerine, 4 Şubat’’tan bu yana Yenigün’’e yazı göndermiyor.’
İZMİR - 22 yıllık gazeteci Hasan Tahsin Kocabaş, uzun süredir yazdığı Yenigün gazetesi ile yollarını ayırdı. Hasan Tahsin’’in, AKP İzmir Milletvekili Tekelioğlu’’nu konu aldığı yazısı, gazetede ’“uygun bulunmadığı’” için yayınlanmayınca, bir süre bekleyen yazar; dün dostlarına şu mesajı geçti:
Yorum yapmıyorum....
"Kimseyi de" suçlamıyorum...
Yorumu da, hükmü de TARİH'e bırakıyorum...
Herkese "saadetler" dilerim, vesselam :)
12 Mart'tan bu yana ölçtüm, biçtim, tarttım ve artık "sıkıntı" kaynağı olmamak için "son kurşunu" yaktım...
Yazısının yayınlanmadığını gazeteyi açıp bakınca gördüğünü, kendisine hiçbir haber ve gerekçe göstermeden yapılan bu davranışın basın ahlakı/yayıncılık etiği ile nasıl bağdaştırılacağını ’“tarihe’” bırakan Hasan Tahsin; sesini artık yazılarıyla değil, DOKUZEYLÜL RADYO’’dan duyuracağını söyledi. (Hafta içi her gün 08.00’’de Hasan Tahsin’’le ’‘SABAH RESİMLERİ’’ 107.9’’da Dokuzeylül Radyo’’da)
Hasan Tahsin’’in ’“son kurşun’”u sıkmasına AKP İzmir Milletvekili Mehmet Tekelioğlu neden olurken; aynı gazetede yazan tecrübeli gazeteci Ertan Sayın ise CHP’’li Buca Belediyesi’’nin gadrine uğradı.
4 Şubat’’tan beri Yenigün’’e yazı göndermeyen Ertan Sayın’’ın, CHP’’li Buca Belediyesi aleyhine yazdığı yazının hiçbir gerekçe gösterilmeden yayınlanmaması üzerine tepki koyduğu, o yazı yayınlanıncaya kadar Yenigün’’e yazı göndermeyeceğini söylediği öğrenildi.
İŞTE HASAN TAHSİN’’İN YENİGÜN’’DE YAYIMLANMAYAN O YAZISI:
’“Siz kimi kandırıyorsunuz!’”
Bu başlık bana ait değil’… Bu başlık bir kitap adı’…
Yazılarını, kitaplarını hep ’“temkinli’” okuduğum bir yazara, Soner Yalçın’’a ait bir kitap ’“Siz kimi kandırıyorsunuz!’”
Peki ne ilgisi var şimdi?
Bu kitabı okudunuz mu bilmiyorum. Lakin önceki gün bazı gazetelerde, akşamı da Kanal 7 haber bülteninde izlediğim bir haberden sonra yeniden bu kitabı aldım elime’…
’“Siz kimi kandırıyorsunuz!’” Doğan Kitap’’tan 2008 yılı Nisan ayında yayımlandı.
Bir kez daha yazayım, yazarı Soner Yalçın’…
’“Efendi’” kitabının yazarı vardı ya? O işte’…
Bu kitabın 15 sayfasında bir başlık var: ’“AKP’’nin tesettüre girme hikayeleri’” diye’… Bu başlığın altında önce kısa bir paragraf var: ’“AKP’’lilerin eşleri, ne zaman nasıl örtündü? Aile, mahalle, koca baskısı gördüler mi? Mesleklerini bırakıp ’‘ev kadını’’ olmaya mecbur mu edildiler? Hepsi aynı sosyal sınıftan mı geliyor? İşte onların, isim isim örtünme hikayeleri’…’”
Soner Yalçın daha sonra tek tek ve ayrı ayrı Hayrunnisa Gül, Emine Erdoğan, Münevver Arınç, Ahsen Unakıtan, Mehtap Güler, Gülten Çiçek, Semiha Yıldırım, Fatma Şeyda Akdağ, Saniye Şahin, Meserret Ekren ve Zeynep Babacan hanımefendilerin ’“örtünme’” hikayelerini yazmış.
Soner Yalçın’’ın ’“varmak’” istediği nokta farklı. Benim yazı konum ise daha farklı. Merak edenleriniz varsa, zaten kitabı alır okur.
Gelelim önceki güne’…
10 Mart Çarşamba günü Bugün Gazetesi’’nde bir haber başlığı aynen şuydu:
’“AKP'li eşleri de fişlemişler’”.
Haberin metnine dikkatinizi çekerken, yukarıda Soner Yalçın’’ın kitabını göz önünde bulundurmanızı da özellikle istiyorum. Bakın haberde neler yazıyor:
’“Erzincan'da Ergenekon davasından tutuklanan Erzincan İl Jandarma Komutanlığı'nda İstihbarat Şube Müdür Yardımcısı olan Üsteğmen Ersin Ergut'a ait ele geçirilen dijital delilleri arasında yer alan AK Parti'nin lider kadrosundakilerin eşlerine yönelik bilgi notları ve değerlendirmeler dikkat çekti. Yaklaşık 5 bin sayfalık iddianamenin ekleri arasında 3 sayfayı bulan Üsteğmen Ersin Ergut'a deliller arasındaki 'AKP'lilerin eşleri.doc' isimli dosyada, siyasetçilerin eşleri ile ilgili tesettüre girme hikayelerine geniş yer verildi. Dosyada, lider eşlerinin ne zaman ve nasıl örtündükleri, aile, mahalle, koca baskısı mı gördükleri, mesleklerini bırakıp ev kadını olmaya zorunlu mu kılındıkları üzerinde duruldu. 'Hepsi aynı sosyal sınıftan mı geliyor?' denilen dosyada AK Partili yönetici eşlerinin isim isim örtünme hikayelerine yer verildi. İddianamede yer alan dosyadaki notlara göre AK Parti'nin yönetici kadrosundaki politikacıların kızlarının en iyi üniversitelerde okutulmalarına karşın hemen evlendirilerek ev kadını yapıldıkları belirtilerek, yapılan yorumda ise bu durum eleştiriliyor.’”
Aynı haber aynı sözcüklerle 10 Mart akşamı Kanal 7 TV haber bülteninde yayınlandı’…
Yorum morum yazmıyorum’…
Ama kafam allak bullak’…
Birileri bizi ciddi ciddi ’“kandırıyor mu’” yoksa?
Vekili anlamak mümkün değil’…
Önceki akşam Yeni Asır TV’’de sürekli izlemeye çalıştığım bir program’…
İki sevdiğim, saygı duyduğum gazetecinin Muzaffer Oktay ile Atilla Sertel’’in yaptığı ’“Gazeteciler’” programı’…
Aaaaa!
İki usta meslektaşımın konuğu AK Parti İzmir Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Saim Tekelioğlu’…
Ne güzel’…
Demek Tekelioğlu hocamızın ’“gazetecilerle’” ilişkisizliğinde yanılmışım’…
Dinliyorum’…
Tekelioğlu konuşuyor’…
Sevgili Başkanım Atilla Sertel konuyu alıyor Sayın Vekilin ’“müjdesini’” verdiği Turgut Reis Üniversitesi’’ne getiriyor’…
’“Gerekli mi?’” diye soruyor Sertel’…
Yeni üniversitenin ’“gereğini’” soruyor Üniversite hocası ve de kudretli iktidar vekili Tekelioğlu’’na’… İşsizliğin boyutuna gönderme yapıyor’…
İzmirlinin Vekili Tekelioğlu önce o sempatik gülüşünü gönderiyor’…
Sonra ’“eğer üniversite mezunlarını devlette istihdam etmeyi düşünüyorsanız üniversite sayıları çok fazla, ama özel de istihdam için daha çok üniversiteye ihtiyacımız var’” diyor Mehmet Tekelioğlu vekilimiz’…
Sonra ’“yeni üniversite gereğini’” öyle bir noktaya taşıyor ki, tüylerim diken diken oluyor’…
’“Ben’” diyor Vekil Mehmet Bey ’“ben falanca zamanda Göç Komisyonunda çalışmıştım, Avrupa yetişmiş insan arıyor, Avrupa’’da yetişmiş insan sıkıntısı var’” diyor’…
Yani?
Yanisi şu’…
Yeni üniversiteler kuralım, çocuklarımızı yetiştirelim, Türkiye’’de torpili olmayanları Avrupa’’ya yollayalım, biz yetiştirelim dünya faydalansın demeye getiriyor’…
Hükümeti oluşturan partinin İzmir’’deki en güçlü olduğu iddia edilen Vekili, hükümetin ’“istihdam’” politikası olmadığını, üniversiteden mezun olanların ne olacağının kendilerini ilgilendirmediğini, işsiz olanların mümkünse başka ülkelere gitmesi gerektiğini söylüyor sanki’…
Yanılıyor muyum yine?
Yanılıyorsam Tekelioğlu hocamız yine çıkar bir meslektaşıma, ustama verir yanıtını’…
Ne yani, yaptığım ne kadar ayıp değil mi?
Koskoca Vekil bana mı yanıt verecek yani?
’“Dokunmak’” lazım ama?
Anayasa değişmeli diyen Başbakandan dokunulmazlık konusunda bir ’“düzenleme’” lafı duydunuz mu hiç?
Ya Bülent Arınç’’tan?
Ya Hüseyin Çelik’’ten?
Ya Egemen Bağış’’tan?
Ya Bekir Bozdağ’’dan?
Ya Cemil Çiçek’’ten?
Maşallah anayasa değişsin diye bağıranların hiç biri ’“dokunulmazlık’” zırhı konusunda ’“tık’” etmiyor’…
Aksini söyleyen buyursun inandırsın beni’… Onca iddiayı yazan da söyleyen de ben değilim. Basın arşivi Başbakandan vekillere birçok ’“dokunulmaza’” dokunulması gerektiği haberleriyle dolu değil mi?
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’’ı dinledim TV’’de’… ’“Dokunulmazlıklar’” önemli diyor, kürsü ve düşünceyi ifade dışında dokunulmazlık olmamalı diyor’…
Muhteşem’… Aynen destekliyorum.
Peki ’“demokrasi’” diyen ’“normalleşme, sivilleşme’” falan diyen iktidar ne ediyor?
Çok garip bir şekilde ’“CHP’’li vekillerin de dosyaları var’” diyor’…
Konuya bak, cevaba bak’…
Hatta cevaba bak bir de çay demle iç’…
CHP Lideri ’“CHP’’lilerin dokunulmazlığı kalsın, diğerleri kaldırılsın mı’” diyor yahu?
Baykal bütün dosyalardan, dokunulmazlıklar4dan bahsediyor ve açıkça da söylüyor ’“kimin neyi varsa’” diye haykırıyor’…
Ne dersiniz millet?
Yine ’“cambaza bak’” modundayız galiba ha?