İZMİR - Şaziment Duran konuşmasında daha çok kişisel gözlemlerine ve araştırmalarına yer verdi. Kırsalda ve kentte çalışan ve ev kadınlarının çok çalıştıklarını, eşlerine karşı oldukça özverili yaşadıklarını ama buna karşılık kocalarından özverilerine eş değer bir karşılık göremediklerini dile getirdi. Evde olsun, tarlada olsun kadının emeğinin ekonomik bir değer taşımadığına değinen Duran, modern ekonomik ünitelerde çalışan kadının da acımasızca çalıştırıldığını söyledi. Özellikle maddi ve manevi tacizlerin kadınları oldukça fazla yıprattığını ve bunların bir türlü engellenemediği vurguladı.
Ayşe Arslan Erten de kırsalda doğduğunu, çocukluğunun kırsalda geçtiğini, kente sonrada geldiğini söyledi. Erten, yaşamanın geri kalan kısmını büyük kentlerde geçirirken hep bir karşılaştırma yapmadan yaşamına anlam veremediğini dile getirdi. Ayşe Arslan Erten, kırsal yaşamda kadın erkek arasında yüzyıllara dayanan geleneksel bir iş bölümü olduğunu ve bunun rahatsız edici olmadığına değinirken asıl rahatsız edici olanın modern çalışma hayatında kadının henüz yerini bulamamasıdır, dedi. Kariyer yarışında kadınlara karşı takınılan tavrın çok acımasız ve kaba olduğunu, doğumun, ev işlerinin, eşe ve çocuğa gereken ilginin kadını iş hayatında kariyer yarışının dışına ittiğini, direnmesi durumunda ise işinden olabildiğini gündeme getirdi.
Ayşe Arslan Erten de savunduğu tezleri daha az teorik ve daha çok da gözleme dayandırması sohbeti izleyenler arasında bol miktarda soru-cevaba ve tartışmaya fırsat tanıdı.
Ressam ve yazar Şaziment Duran ile işletme uzmanı ve bankacı Ayşe Arslan Erten sohbet sırasında iki saati araşan süre içinde birçok soruya ve eleştiriye yanıt verirken erkeklerin anne, kız ve kızkardeş ile eşlerini ayırdıklarını ve nedense eşlerine aynı şefkati ve özeni göstermediklerini dile getirdiler.