EGEDESONSÖZ - İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi, Aliağa'da inşaatı devam eden TOKİ konutlarıyla ilgili yazılı açıklama yayımladı.
Hak sahiplerinin şikayeti üzerine Oda uzmanları proje sahasında 18 Nisan 2024 tarihinde incelemelerde bulundu. Hayati tehlike arz edecek şekilde imalat hatalarının olduğunun ifade edildiği açıklamada Oda denetim eksikliğine de dikkat çekti. Oda, dikkatsiz ve özensiz imalatların telafisi mümkün olmayan sonuçlara yol açabileceğini de vurguladı.
Oda, tarafından paylaşılan görüntülerde kolonlarda imalat hataları olduğu görülüyor.
ÇOK SAYIDA İHALEYİ ALMIŞ
Öte yandan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın gerçekleştirdiği 'İzmir İli, Aliağa İlçesi, Aliağa Mahallesi 614 Konut, 32 Dükkan ve 1 Adet Cami İnşaatları ile Altyapı ve Çevre Düzenlemesi İşi`` ihalesini Diyarbekir merkezli Kayasan Yapı İnşaat Şirketi'nin aldığı ortaya çıktı. EKAP'ta yer alan bilgilere göre 25 Ağustos 2023 tarihli ihalede maliyet bedeli 1 milyar 84 milyon 240 bin 286 TL ile belirlenirken Kayasan isimli şirket ihaleyi 1 milyar 79 milyın 917 TL ile aldı. Şirket aralarında İzmir'deki yurt ihalesi de olmak üzere çok sayıda kamu ihalesini aldığı da öğrenildi.
Oda'nın açıklaması şu şekilde:
BASINA VE KAMUOYUNA
T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı/Toplu Konut İdaresi Başkanlığı tarafından 31.03.2020 tarihinde yapım işi ve sonrasında ikmal işi olarak ihale edilen '`İzmir İli, Aliağa İlçesi, Aliağa Mahallesi 614 Konut, 32 Dükkan ve 1 Adet Cami İnşaatları ile Altyapı ve Çevre Düzenlemesi İşi`` ile ilgili Şubemize hak sahipleri tarafından imalatla ilgili fotoğrafları da içeren şikayet dilekçesinin iletilmesi sonrasında Şubemiz tarafından proje sahasında yerinde incelemelerde bulunulmuştur.
Tespit edilen imalat hataları, deprem tehdidi altında olan kentimiz ve vatandaşlarımız adına endişe vericidir.
Yapılan incelemede, betonarme elemanların yapımında tünel kalıp sisteminin kullanıldığı anlaşılmaktadır. Taşıyıcı elemanların deprem kuvvetleri etkisi altında kritik öneme sahip alt ve üst uç birleşim bölgelerinde hayati tehlike arz edecek şekilde imalat hataları görülmektedir. Bu kusurların uygulamadaki hatalardan ve denetim eksikliğinden kaynaklandığı şüphesizdir. Deprem tehdidi altındaki bir bölgede, kurulma amacı özellikle dar ve orta gelirli vatandaşın nitelikli konut ihtiyacını karşılamak olan TOKİ tarafından inşa edilmekte olan bu yapılarda dikkatsiz ve özensiz imalatlar telafisi mümkün olmayan sonuçlara yol açabilir.
Binalar, güncel yönetmeliklere uygun şekilde tasarlanmış olsa da yerinde projesine ve fen-sanat kurallarına uygun şekilde imal edilmediği, imalat sonrası bakımları ve denetlemeleri yapılmadığı takdirde hayati tehlike oluşturacak sonuçların ortaya çıkması kaçınılmazdır. Üstelik bu tür imalat hatalarının, olası bir deprem sonrası binanın yıkılması durumunda tespitinin de oldukça zor hatta imkansız olduğunu ifade etmek isteriz. Dolayısı ile imalat aşamasındaki denetim de bu nedenle son derece önemlidir. Devam eden bloklarda aynı durumların oluşmaması için; kullanılan kalıp malzemesinin teknik dokümanları, kurulum projesi, hesap raporu, işçilerin mesleki yeterlilik belgeleri ile imalatları teslim alan teknik personellerin imzaladıkları tutanaklar incelenmeli ve tüm sürecin mevzuata uygun olarak devam etmesi sağlanmalıdır. Denetim konusunda yaşanabilecek herhangi bir zafiyetin bedelinin ne kadar yıkıcı olabileceğini 30 Ekim 2020`de İzmir`de ve 6 Şubat 2023`te on bir ilimizde yaşadık.
Yetkilileri uyarıyoruz ve sorumluluklarını yerine getirmeye davet ediyoruz.
Konuya dair Şubemize ulaşan şikayet sonrasında söz konusu durum, ivedi bir şekilde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ), İzmir Valiliği Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü ve Aliağa Belediyesine iletilmiştir ancak ilgili kurumlar tarafından bugüne kadar sahada herhangi bir denetim yapılmadığı bilgisi Şubemize ulaşmıştır.
Ayrıca bu süreç içerisinde sahada söz konusu kusurlu imalatlara taş dolgu ve basit sıva tamiratı yapıldığına dair bilgiler iletilmektedir. Taşıyıcı sistemin bütünlüğünü etkileyen bu tip bir yapısal hasara el yordamı yama yöntemi ile müdahale edilmesi sorunu çözmeyecek, sadece örtbas edecektir. Güvenilir onarım yöntemi, konusunda uzman yetkin bir inşaat mühendisinin yönlendirmesiyle yapılacak hesap ve analizlerle belirlenecek bir malzeme ile kontrollü şekilde ve literatürde kabul görmüş testlerin de yapılıp raporlanmasıyla ve denetlenmesiyle mümkün olabilir.
Halihazırda yapılmış bir tamirat var ise kalite kontrol testlerinin yapılarak sonuç raporlarının paylaşılması gerekmektedir. Ayrıca bu tür kritik imalat hataları yapılan binaların, Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği Bölüm 15`teki 'Deprem Etkisi Altında Mevcut Bina Sistemlerinin Değerlendirilmesi ve Güçlendirme Tasarımı İçin Özel Kurallar' bölümüne uygun değerlendirmelerle tahkik edilerek performansının belirlenmesi ve sonuçlarının kamuoyu ile paylaşılması beklenmektedir. Bu koşulların sağlanmadığı hallerde ise tamiri ve güçlendirilmesi mümkün olmayan noktalarda yıkım ve yeniden yapım yoluna gidilmesi kaçınılmaz olacaktır.
Fotoğraflara yansıyan ve yansımayan, şimdiye kadar yapılan imalatların hatalı olup olmadığının denetlenmesinin, denetleme sonuçlarının kamuoyu ile paylaşılmasının, usul ve yasalara, projesine ve fen-sanat kurallarına aykırı imalatların tespiti halinde gereğinin yapılmasının idari makamların sorumluluğunda olduğunu hatırlatıyoruz.
Yapı üretim süreçlerinde 'etkin denetimin' önemini bir kez daha hatırlatarak sorumluluğu bulunan kurumları göreve davet eder, konunun kamu adına takipçisi olacağımızı saygılarımızla bildiririz.