İZMİR - Motor ustasının yanında çırak olarak çalıştı. Azmi ve çalışkanlığı ile Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi'nde profesör oldu. İzmir'de meslek odalarında aktif rol alarak kent sorunlarına duyarlılığını gösterdi. Sonunda da çocukluğunda önünde su ve limonata sattığı binaya yıllar sonra belediye başkanı olarak girdi.
Bornova Belediye Başkanı Kamil oktay Sındır, Ziraat Mühendisleri Odası
İzmir Şube Başkanı ve Türk Mimar ve Mühendisler Odaları Birliği İzmir sözcüsü olduğu dönemde planlamaya aykırı olduğu gerekçesiyle önünde basın açıklaması yaptığı binada belediye başkanı olunca nikahlar kıymak zorunda kaldı. "Profesörden belediye başkanı olmaz" yönündeki eleştirileri haksız çıkardı.
ORTA DİREK BİR AİLE
* Bornova'da doğup büyüdüğünüzü biliyoruz. Nasıl bir ortamda büyüdünüz?
Babam işçi, annem memurdu. Orta direktik. Büyük sıkıntı çekmedik. Babamın hiç arabası olmadı. Babam matbacıydı. Annem de Ege Üniversitesi hasta kayıtta görevliydi. Ablamla okuldan eve döndüğümüzde annemle babamı beklerdik. Çocukluk dönemi belediyenin bulunduğu bölgede geçti. Sokakta, parkta çocukluğumu yaşadım. Evin içine kapanan bir çocuk değildim. Bornova'da o zaman apartman yoktu. Sokak sokak dolaşırdık. Bir evin bahçesine girip erik alırdık. Akşam eve girmeden önce bahçeye girdiğimizin haberi gelirdi. Babam Konyalı. Buraya bir şekilde gelip yerleşmiş. Annem İzmir doğumlu. Hayatımda ne annemden ne babamdan yüksek sesle azar işittim. Dayakla ya da korkutularak büyümedik.
* Çocukluk, gençlik döneminiz nasıldı?
İlkokul ve ortaokulda yazları motor ustasının yanında çalışırdım. Ablamla soğuk su, limonata satardık. Şans, talih, kader, kısmet hazırlayıp satardık. İlkokulda öğretmenim teyzemdi. Teyzemden korkardım. Teyzemi çok severdim ama öğretmenim olduğu için okul dışında da ondan çekinirdim. Bir gün teyzem bana ve arkadaşıma kızdı. "Sizi sınıfta bırakacağım" dedi. Bizi sınıfa kilitleyecek korkusuyla ilk tenefüste eve kaçmıştım. Okulda prensibim vardı. 5'ten şaşma 6'yı aşma. Sınıfı geçecek düzeyde bir öğrenciydim. Ortaokul, lisede gerçekten okul eğitimini aldık.
* Peki üniversite döneminiz...
Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Makineleri Bölümü'nü kazandım. Yüksek lisansımı yaparken ara verip askere gittim. Askerden döner dönmez üniversitede asistan oldum. Aslında üniversitede kalayım diye bir şey yoktu. Asistanlık teklif edildi.
* Kamil Okyay Sındır bir eş, bir baba olarak nasıl biri?
Kendimi eşime, çocuklarıma sadece iyi bir yaşam koşulu sağlamakla görevli olarak görmüyorum. Onlarla birlikte bir aile olarak var olmaya çalışan, çocuklarımın babası olmaya gayret eden biriyim. Ama zaman darlığı nedeniyle çok zorlanıyorum. Günde yaklaşık 15 saat çalışıyorum.
* Doğup büyüdüğünüz yerin belediye başkanı olmak nasıl bir duygu?
Belki de o nedenle belediye başkanlığı adaylığını kabul ettim. Bu yola girdim. Bu kentte bir geçmişim var. Üniversitede öğretim görevlisi olarak başladıktan sonra, hedefim profesör olmak, bölüm yönetiminde yer almaktı. Belki "rektörlük olabilir mi?" düşüncesi vardı. Ama belediye başkanlığını açıkçası düşünmemiştim. 2007'de CHP'den milletvekili aday adayı oldum. Beni tanıyanlar 2009 yerel seçimleri öncesi belediye başkanı aday adayı olmam konusunda ısrar etti.
* Keşke belediye başkanı olmasaydım dediğiniz oldu mu?
Olmadı desem yalan olur. Keşkelerim benim aileme, çocuklarıma ve kendime ayırdığım zaman yoksunluğu nedeniyle oldu. Çocukların en çok bana ihtiyaç duyduğu dönem. Tercih yapmak durumunda kalıyorsun. Çok zor. Bu mesleğin bana göre en büyük zorluğu o.
"2 PROJE BENİ ÜZDÜ"
* En önemli projeniz nedir?
İnsana yatırım projesidir. Sağlık hizmeti, evde bakım hizmeti... Mesela çocuklara, gençlere yönelik bilim merkezi. Bunu benim tek başıma ve bir dönemde başarmam mümkün değil. Bu bir süreçtir. Bir belediye başkanı olarak herkesin önüne çıkıp iki çift laf eden ama duruşu, davranışıyla örnek olacak nitelikleri ön plana çıkarmaya çalıştım.
* Söz verip yerine getiremediğiniz proje var mı?
Dramalılar Köşkü'nün bitmesi gerekiyordu. 2012'ye sarktı. İki önemli proje beni üzdü. Biri Bornova Merkez Yeri projesidir. İkincisi de büyük çarşı ve sokak sağlıklaştırma projesi. Bornova'nın ciddi bir hizmet binasına ihtiyacı var. Keşke bu projeye göreve gelir gelmez başlasaydım. Planlamayı bitirdik. Bu projeyi bir sonraki döneme bırakmayı tercih ettik.
* Seçimlere iki yıl kaldı. Bu süreye kadar hangi projeleri hayata geçireceksiniz?
Altındağ Kültür Merkezi, Bornova Şehir Stadyumu, Yeşilova Höyüğü Ziyaret Merkezi, Çamkule, Evka-4, Evka-3, Pınarbaşı Pazar yerini ve sağlık köyünü yapacağız. Bornova ila yatıp Bornova ile kalkıyorum. Kesintisiz...
"HALKTAN KOPMADIM"
* "Profesörden belediye başkanı olmaz" diye bir önyargı vardı... Bu yıkabildiniz mi?
Ben hiçbir zaman halktan kopuk olmamışımdır. Profesör demek odasına kapanmış, kendisini dünyadan soyutlamış demek değildir. Profesör aydın bir insan olmak zorundadır. Dolayısıyla profesörleri bir kalıba sokup değerlendirmek çok yanlış. Günün her saati her yerde ülkenin sorunlarını tartışan kişileriyiz. Ayrıca ziraat profesörüyüm. Kırsalda, köylerde her yerde vatandaşlarla birlikte oldum. Halkın arasına girmekten hiçbir zaman rahatsızlık duymadım. Belediye başkanının başarılı olup olmadığının kararını halk verir. Üç ay kadar önce ülkemizin önemli bir araştırma kuruluşu tarafından Türkiye'de 32 bin kişi arasında bir araştırma yapıldı. Bu kişilere "Belediye başkanınızı başarılı buluyor musunuz?" diye soruldu. Bu ankette benim de Türkiye'nin en başarılı 10 ilçe belediye başkanı arasında seçilmem, sanırım benim ve yaptıklarımın halk tarafından benimsendiğini gösteriyor.
* Boş zamanlarınıza ne yapıyorsunuz?
Boş zamanım yok desem yalan olmaz. Kitap okuyacak zamanım yok. En son sinemada Eyvah Eyvah 2'yi izledim.
"BORNOVA'DAKİ İLK MATBAAYI BABAM KURDU"
* Babanız Yeşil Bornova Gazetesi'nin kurucusu...
Babam Bornova'daki ilk matbaanın kurucusu. Hemen arkasından Yeni Bornova diye bir günlük gazete çıkartıyor. 160 sayıdan sonra kendine ortak alıyor. Gazetenin adı daha sonra Yeşil Bornova olarak değiştiriliyor. Doğumunun ertesi günü babam 'Mesut bir doğum' başlıklı bir haber yapmış. O gazete küpürünü hala saklarım.
İLGİNÇ BİR ANI
* Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanlığı yaptınız... Bu dönemde şimdiki Nikah ve Meclis Salonu'nun olduğu binanın yapılmasına karşı çıktınız, orada eylem yaptınız. Şimdi orada nikah kıyıp meclisi yönetiyorsunuz. Bu nasıl duygu?
Şu anki nikah salonunun olduğu yerde ben kendimi bildim bileli bir bina zaten vardı. Orası yıkıldı. Yıkıldıktan sonra orada bir proje olduğunu öğrendik. Oranın planlarında bir inşaat görünmüyor. SİT alanına aykırı bir şey yapılamaz diye karşı çıktık. Yasal olmayan bir yerde şu an bir şey yapmıyorum. Bu konu siyaseten benim önüme birkaç kez geldi. (Onur Çakır-Yeni Asır)