Soner Çağlar / Egedesonsöz - Türkiye’de sadece sağlık sektöründe değil farklı alanlarda da bazı sıkıntılar yaşandığına vurgu yapan İzmir Eczacı Odası Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Sayılkan, “Bu ülkede son yıllarda düşünce özgürlüğü ile ilgili sıkıntılar yaşanıyor. Korku imparatorluğu oluşturulması gibi kavramları çok duyuyoruz. İnsanlar ne olduğunu bilmeden uzun süreler cezaevlerinde yatıyor. Hatta henüz basılmamış kitaplar bile yasaklanabiliyor. Bu sorunların üstesinden İzmir bakışı ile gelebiliriz” diye konuştu.
Eczacılık Mesleğinin Akademik Kuruluşu’nun her yıl 13-14 Mayıs tarihlerinde kutlanan yıldönümü bu sene 172. kez çeşitli etkinliklerle kutlanıyor. Ege Üniversitesi (E.Ü.) Eczacılık Fakültesi, Türk Eczacıları Birliği (T.E.B.) 3. Bölge İzmir Eczacı Odası, EDAK Ecza Kooperatifi ve E.Ü. Eczacılık Fakültesi Mezunları Derneği’nin işbirliği ile gerçekleştirilen etkinlikler Eczacılık Fakültesi’nde başladı.
Fakülte Konferans salonunda yapılan konuşmalarda E.Ü. Rektörü Prof. Dr. Candeğer Yılmaz; “Hekim, Hasta, Eczacı Üçgeni” konulu bir sunum yaptı. Konuşmasında Candeğer Yılmaz, sağlık sisteminde yaşanan sıkıntılara dikkat çekerek, eczacıların üstlenmesi gereken önemli görevleri bulunduğunu belirtti. Eczacılık mesleğinin tarihi hakkında bilgi veren Yılmaz, Türkiye’de eczacılık mesleğinin günümüze gelinceye kadar olan gelişmelerini anlattı.
Günümüzde üniversiteler bünyesinde 19 eczacılık fakültesi bulunduğunu kaydeden Yılmaz, 2008 verilerine göre AB’de 100 bin kişiye 77 eczacı düşerken, Türkiye’de bu rakamın 100 bin kişiye 34 eczacı olduğunu belirtti. Yılmaz, Türkiye’de 24 bin eczane olduğunu ifade ederek, 37 bin eczacı bulunduğunu bildirdi. Türkiye’de bir eczaneye 2 bin 965 kişi düştüğüne dikkat çeken Yılmaz, İzmir’de bir eczaneye 2 bin 320 kişi düştüğünü belirtti.
Yılmaz, Türk eczacılarının sorunlarını da anlattı. Üniversitelerden mezun olan öğrencilerin büyük bir bölümünün eczane açması, eczanelerin sağlık merkezi anlamında hizmet vermede etkin olmaması, hastane eczacılığı gereksiniminin fazla olması, eczacı sayısının artması, fakülte eğitiminde etkin düzenlemelerin hızla yapılamaması olarak sıraladı. Yılmaz, gelecek için eczanelerin sağlık danışma merkezi gibi faaliyet göstermesinin faydalı olacağını kaydetti.
EÜ Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Varol Pabuççuoğlu, eczacılık mesleğinin sonsuza kadar gelişerek yaşayacağına ve insan sağlığına katkısının süreceğini ifade etti.
İzmir Eczacı Odası Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Sayılkan ise, eğitim ve sağlık hizmetlerinin sosyal devletin bir gereği olarak parasız verilmesi gerektiğine inandıklarını vurgulayarak, günümüzde yaşanan sorunlara dikkat çekti. Sayılkan, insanların ‘parası kadar sağlık’ hizmeti alabilmesinin yanlış olduğunu söyledi. Devlet hastanelerinin yüzde 40’dan fazlasında eczacı olmadığına işaret eden Sayılkan, reçetesiz ilaç satışının olumsuzluklarına da dikkat çekti. Eczacılık ile ilgili olarak 6197 sayılı yasada değişiklik yapılması gerektiğini vurgulayan Sayılkan, hükümetlerin bu konuya değinmemesinin sorunları büyüttüğünü dile getirdi.
Türkiye’de sadece sağlık sektöründe değil farklı alanlarda da bazı sıkıntılar yaşandığına vurgu yapan Sayılkan, “Bu ülkede son yıllarda düşünce özgürlüğü ile ilgili sıkıntılar yaşanıyor. Korku imparatorluğu oluşturulması gibi kavramları çok duyuyoruz. İnsanlar ne olduğunu bilmeden uzun süreler cezaevlerinde yatıyor. Hatta henüz basılmamış kitaplar bile yasaklanabiliyor. Bu sorunların üstesinden İzmir bakışı ile gelebiliriz” diye konuştu.
Başka illerde İzmir’in her şeye muhalefet eden bir kent olarak algılandığını belirten Sayılkan, “biz herşeye muhalif değiliz. Doğru bildiğimizi yüksek sesle söylüyoruz” dedi.
Konuşmaların ardından fakülte sergi salonunda Eczacı Erol Özdayı, ‘Issız, Sessiz, Yalnız’ adlı bir barkovizyon gösterisi sunarken, ödüllü fotoğraflarının yer aldığı sergi de açıldı.
Fakültenin geleneksel pilav gününde ise, en yoğun ilgiyi EDAK üyelerinden kurulan “Enrico Bludo Perküsyon Grubu” gördü.