HABERLER>SAĞLIK
17 Şubat 2022 Perşembe - 16:16

Prof. Dr. Şener: Bu yıl pandemi bitebilir ama…

Yoğun bakımlarda yatan covid 19’lu 65 yaş üstü hastaların tamamının ya aşısız, ya da eksik aşılı olduğunu önü seren Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Alper Şener, “Bu kişilerin omicron varyantından kurtulması mümkün değil.  Biz iki yıldır bu konuda bağırırken hala hiç aşılanmadıysa, o kişi aslında bir değil, beş mermiyle Rus ruleti oynuyor demektir" dedi ve pandeminin bitmesine ilişkin, "Matematik olarak bu yıl pandeminin bitme ihtimali çok yüksek. Ancak hesap edemediğimiz, aşının mutasyon geçirmesi ve 65 yaş üstü grubun aşılanmaya ne kadar uyacağı…" açıklamasında bulundu.

Prof. Dr. Şener: Bu yıl pandemi bitebilir ama…

EGEDESONSÖZ – İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi, Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Alper Şener, SONSÖZ TV’ye konuk oldu. Gazeteci yazar Muhittin Akbel’in sorularını yanıtlayan Prof. Şener, pek çok konuya açıklık getirdi.

COVİD 19’DA BULAŞMA SKORU, DİĞER VİRÜSLERE GÖRE YAYILMADA 6-7 KAT DAHA YÜKSEK
Türkiye'de koronavürüs salgının uzun sürmesinin nedenlerine değinen Prof. Şener, koronavirüsün diğer salgın hastalıklara oranla daha hızlı yayıldığı belirterek şunları söyledi:

“Covid 19’da işi zorlaştıran kısım, solunum yolu ile bulaşması ve aşı ile yaptığımız bağışıklığın çok uzun sürmemesi... Solunum yolu ile bulaşmasına baktığımızda farklı bir dünya düzeni içindeyiz. Bir globalleşme var. Milyonlarca insan seyahat yapıyor ve artık sınırlar kalmamış durumda. Bizim en rahat kıyaslayabileceğimiz kuş gribi, domuz gribi ve Sars virüsü salgınları. Bunlar hayvanlardan insana ve  insanlar arasında yayılma hızı konusunda büyük bir farklılık var. Bulaşma skoru COVİD 19'da diğer virüslere göre 6-7 kat daha yüksek. Biz önlemleri üst seviyede tutsak dahi bu handikaplar var. Ülkelerdeki aşılanma oranının eşit olmamasından dolayı bu, bizim için uzun sürecek bir salgın olacağı anlamına geliyor. Herkesin aynı anda antikor seviyesi yüksek olmadığı için biz aşı ile bunu yavaşlatmaya çalışıyoruz. Ben şahsen bunu başarı ya da başarısızlık ölçüsünde değerlendiremem. Dolaşımı kısıtladığınızda her 5 kişiden 1 kişi yine dışarıdaydı. Maske, hijyen, mesafeyi belli yaş gruplarında yapamıyorsunuz. Başarı ve başarısızlık kriterlerine baktığınızda bir tarafta başarılı diğer yandan başarısız olarak gözükebiliyoruz."

ŞUBAT'I 3'NCÜ 4'NCÜ HAFTALARINDA DALGALANMA DÜŞECEKTİR
Prof. Şener, şubat ayının sonlarına doğru dalgalanmanın düşeceğine dikkat çekerek "Omicron'un girdiği ülkelerdeki hastalara baktığımızda çok hızlı bir bulaş olduğu için bulaş hızı 30 ila 70 kat daha yüksek. Bu aynı anda daha fazla kişinin enfekte olması demek. Bu neden kötü? Yatan hasta grubunda hasta sayısı artıyor. Ölüm sayılarında da kademeli bir yükselişe neden oluyor. Her girdiği ülkede 6-7 hafta içinde pik yapıp sonra hızlı bir düşüş sağlamış. Omicron varyantı bir anda yükseliş ve sonra düşüşe neden olacaktır. Şubat'ın 3'üncü 4'üncü haftalarında dalgalanma düşecektir. Ölüm oranları daha az olacaktır, vaka sayıların düşüş olacaktır ancak hastaneye yatış oranında daha yavaş bir düşüş olacak" dedi.

İKİ DOZ AŞILI VATANDAŞLAR, KENDİLERİNİ ALDATIYORLAR
Hastalıklarda verilen reçete gibi aşının da koronavirüste önemli olduğunu belirten Prof. Şener, şu değerlendirmede bulundu:

"Bizim de hala anlayamadığımız bir şey, aşıdan kaçılması. Sağlık camiası sağlık iletişimi ile ilgili bir eğitim almıyor... Bizim hekim kimliğimiz ile yaptığımız belli. İlaçları yazıyoruz ve şunları yapacaksınız diyoruz. İnsanların ilaçları tamamını almazsa iyileşme ihtimali var mı? Aşı da aynı çerçeveye girer.  Aşıları olursanız ona göre iyi olacaksınız. Aşı eksik kalırsa, reçeteyi eksik almış olursunuz. İki doz aşılı vatandaşlar kendilerini aldatıyorlar. İki doz aşı, sıfır doz aşı demektir. Kanlarındaki antikor yok oldu ve buna tekrar hatırlatma yapmamız lazım. Hastaneye gelip 3 doz aşılı olanlar hastalığı hafif geçiriyor. 2 dozlarda ya da hiç aşı olmamışlarda hastaneye yatış oranı yine yüksek. Ölüm oranları da ona göre yüksek oluyor aşısızlarda ve 2 doz aşılılarda."

YUMUŞATMAMIZ İÇİN VERİLERİ PAYLAŞMAMIZ GEREKİRDİ
Aşı karşıtı gruplarla ilgili de verilerin açıklanması gerektiğini belirten Prof. Şener, "2 yıllık süreçte aşı karşıtı grupta zaman dilimi içinde ufak tefek kopmalar oldu. Bunlar aşıya koşma şeklinde olmadı. Biz birinde kırılma noktasını ilk doz aşısını olanlarda gördük. Ancak 1 aşı olduğunda yine hastalık gördüler. Bir kişiyi ikna etmek istiyorsanız, rakamları açıklamanız lazım. Bu da sağlık camiası olarak bizlerin bir hatası. Bir diğer kırılma noktası ile Turkovac'ta yaşandı. Israrla bir grup ‘yerli aşı olursa olurum’ diyordu. Şimdi yerli aşı üretildi. Turkovac ile birlikte bir hareketlenme yaşandı. Turkovac'a bir ilgi çıktı. Diğer aşıların kuyruğu boşken, Turkovac sırası doluydu. Bizim bireysel olarak söylediğimiz şeyler sadece bizi takip edenleri etkiliyor. Diğer kitleleri etkilemiyor hatta antipatik geliyor. Biz bunu yumuşatmamız için verileri paylaşmamız gerekirdi. Ben Turkovac'tan umutluyum. Turkovac'ı bulan doktor basın açıklaması yaptı ancak basında yer bulmadı. Bunun görünürlük konusunda ne yapmak gerekiyor bilmiyorum" ifadelerini kullandı. Aşılanma konusunda ise sağlıkçılar ve bazı grupların aşılanmamasını kabul etmediklerini dile getiren Şener, "Belli grupların aşılanmamasını kabul etmiyorum. Hekimler ve sağlık grupları, başta geliyor. Biz enfekte olana da olmayana da eşit davranıyoruz. Benim bildiğim sağlık çalışanları içinde yüzde 10'luk bir aşı olmayan grup var bunların da aşı olması lazım. Huzurevlerinde çalışanların, okullarda çalışanların, öğretmenlerin aşı olması gerekir. Biz bir taraftan yayılmasın diye çabalarken bir grup da inadına yayılsın diye uğraşıyor gibi" açıklamasında bulundu.

BU YIL PANDEMİNİN BİTME İHTİMALİ ÇOK YÜKSEK
Pandeminin ne zaman biteceği konusunda da tahminde bulunan Prof. Şener, yazı tura benzetmesi yaparken şu ifadeleri kullandı:

"Öngörü yapmak hem kolay hem zor. Rakamları alt alta toplarsınız, matematiksel modellerde bir milat söylersiniz. Ancak bizim hesap ettiğimiz rakamların dışında varyantlar ortaya çıkıyor. Virüs boş durmuyor, şekil değiştiriyor. Rakamsal olarak baktığımızda aşılanma oranda kötünün iyisiyiz. Matematik olarak bu yıl pandeminin bitme ihtimali çok yüksek. Ancak hesap edemediğimiz, aşının mutasyon geçirmesi ve 65 yaş üstü grubun aşılanmaya ne kadar uyacağı… 65 yaş üstü vatandaşlara biz pandemi sonrası da koronavirüs aşısını rutin tutacağız. Virüsün bitmesi biraz yazı tura gibi diyebiliriz. Biz sürü bağışıklığında yüzde 70 barajındayız. Omicron varyantı ile baraj hasar gördü. Aşı ile bunun bitirme ihtimalinin çok zor olduğunu görerek Avrupa biraz serbest dolaşıma bıraktı. Ben ümit ediyorum. Koronavirüsün endemik hale gelmesi… Ben umut ediyorum bu yıl, aşılama oranı Türkiye gibi ortalama olarak giden bir ülkede son olağanüstü pandemi yılımız olabilir."

SAĞLIK BAKANLIĞI DA BUNA GÖRE BİR DEKLARASYON YAYINLAYACAKTIR
Hangi aşının hangi gruplara uygulaması konusunda ayrım yapılıp yapılmayacağının sorulmasını da yanıtlayan Prof. Şener, “Belirli yaş grupları için belli aşı tipleri olarak gruplamak lazım. Antikor üretimi yüksek olan aşı grubunu, yandaş hastalığı yüksek olan 65 yaş üstü olan vatandaşlara uygulamalıyız. Rakam vermek gerekirse, Biontech ile Turkovac arasında dağlar kadar fark yok ancak ihtimali azaltmak için benim görüşüm bu. Turcovac, 65 yaş altındaki gruba hedeflenebilir. Yaygın anlamda bir yarışa girdiğinizde, o insanları ikna etmiyor bu. Ben bilim insanı olarak herkes için bunun gerekli olduğunu düşünmüyorum. 65 yaş üstü için koruyuculuğu yüksek olan aşı kullanılmalı. Ben eminim Sağlık Bakanlığı da buna göre bir deklarasyon yayınlayacaktır. Şu an yerli ve milli aşımız var, neden ısrarla tartışılıyor, anlamıyorum" dedi.

BU YÜKSELİŞİN DEVAM EDİP ETMEYECEĞİ ÖNEMLİ
İzmir'deki vaka sayılarına bakıldığında sıçrayışların olduğunu dile getiren Prof. Şener, aşılanmaya da dikkat çekti:

"Sıçrayışlar ve dalgalanmalar oldukça önemli. 3 ve 7 günlük tabloya baktığımızda hala yükselişte. Omicron gibi varyantların doğal seyri bu. Haritaya baktığımızda aşılama yüzde 60 oranında desek de 3'üncü aşı oranına baktığımızda yüzde 50'lerde. Bu oranda artışlar gayet normal. Bu yükselişin devam edip etmeyeceği önemli. Eğer devam ederse, biraz daha ileriye dönük düşünmek gerek. Benim görüşüm, Şubat ayının içinde düşüşe geçeceği yönünde… Bunu rahatlatacak mesaj olarak algılamamak lazım. Aşılanma oranı yükseltmediğimiz sürece yoğun bakıma yatış devam edecektir."

BEŞ MERMİ İLE RUS RULETİ OYNUYORLAR
İzmir'deki hastanelerde yoğun bakım doluluk oranlarının sorulması üzerine Prof. Dr. Alper Şener, aşısızların yoğun bakımdan sağ çıkma ihtimallerinin düşük olduğuna şu sözlerle vurgu yaptı:

“Çalıştığım hastane, bir depo hastane aslında. Bizim salgının başından beri yoğun bakım sayımız hiç değişmedi. Bence asıl acil ve yatış oranlarına bakmak lazım. Diğer varyantlarda servis oranı daha yüksekti ancak yatış oranı şimdi daha az. Ancak acile başvuruda, diğer varyantlara göre şu an daha yüksek. Diğer hastaneler için bir şey söylemem mümkün değil çünkü rakamlara ben de vakıf değilim. Yoğun bakımlara yatan 65 yaş üstü hastaların tamamı ya aşısız ya da eksik aşılı. Bu kişilerin omicron varyantından kurtulması çok olası değil. Hayal olur. Biz 2 yıldır bağırırken, hala hiç aşılanmadıysa, o kişi aslında beş mermi ile Rus ruleti oynuyor demektir. Hiç aşı yaptırmadıysanız, Omicron'dan, yoğun bakımdan sağ çıkma ihtimaliniz yok."

Karantina sürecinin düşürülmesi hakkında ise destekleyici bir açıklamada bulunan Şener, "Omicron ile birlikte virüsünün sıçraması 3 ile 10 gün. Virüs salınım süresi kısa olan hastalıkta da karantinada 14 gün tutarsanız bunun hiçbir manası yok. Bu psikolojik olarak de ekonomik olarak da hasar bırakıyordu. 3-5 gün arasında omicron bittiği için karantinanın kısaltılması doğru bir karar. Moral konusunda da bunun bir artısı olduğunu düşünüyorum" dedi.

EŞİT ŞARTLARI SAĞLAMAK MÜMKÜN DEĞİL
Yarıyıl tatilinin ardından yeniden okulların başlamasıyla ne gibi önlemler alınabileceğinin sorulmasını da yanıtlayan Prof. Dr. Alper Şener, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Yapılabilecek şeyler var elbette. Hızlı testler var; belli aralıklarla, hızlı testlerle, bireysel testlerle bireysel karantinaya alınma konusunda. Bu testlerde bireysel değerlendirilip beyana esas karantina diye bir şey var. Siz iyi niyetli olabilirsiniz ama testim pozitif çıktı, işe gelemiyorum, diyenler olacaktır. Suiistimale açık bir durum söz konusu. Okullar için karbondioksit sensörleri uygulanıyor. Özellikle bu ders sürelerini belirlemek için. Burada belli bir seviyeye çıkıldığında derse ara verilmesi gerekiyor. Bu bazı okullarda uygulandı ancak biraz maliyetli. Bir diğer konu da sınıfların havalandırılması. Düşük ultraviyoleleri harekete geçiren şeyler var. Bunların hepsi maliyete dayanıyor. Bir de ülkenin her yerinde aynı şartları sağlayabilecek misiniz? Bunları toplayınca eşit şartları sağlamak mümkün değil. Bunlar olunca asgari koşullarda birleşmemiz gerekiyor."

BUNLAR DÜNYA ÇAPINDA BİR TARTIŞMA
Pandeminin başlarında gündeme gelen 'açıklanan veriler yanlış' eleştirileri hakkında ise şu an öyle bir durumun kesinlikle mümkün olmadığı belirten Prof. Şener, “Kodlamalar ile ilgili çalışma 3 ay sürdü. Sonrasında hiçbir hata olmadı. Rakamsal olarak baktığınızda dünyanın yaşadığı anlam kargaşası ortadan kalktı. Pozitif konusunda zaten kaçarınız yok. Dünya sizi izliyor, eksik bildirim söz konusu olamaz. 300 vaka anlamında PCR testi pozitif iken mi ölen, yoksa sonradan bağlantılı ölümler rapor ediliyor mu, edilmiyor mu tartışması var. Bunlar dünya çapında bir tartışma. PCR testi negatif olduktan sonra dışarıya çıkanlarda sorun yok. Ancak hastanelerde negatif çıkan ancak başka sorunlardan ölenler dahil edilecek mi listeye, edilmeyecek mi tartışması var. Biz COVİD 19 tanısı alıp hayatını kaybedenleri alıyoruz. Ancak diğer hastalıklar konusunda da bağıntılı olup olmadığı konusunda hayatını kaybedenlere baktığımızda, rakamlar, açıklanan rakamların beş katı diyebilirim” açıklamasında bulundu. Sağlık Kurulu’nun aldığı kararların, bakanlıkça ne kadar kabul gördüğüyle ilgili olarak da Prof. Şener, “Bilimsel Danışma Kurulu, son derece ciddi çalışıyor. Ancak orada aldığınız kararların bağlayıcı önemi yok. Biz bilimsel anlamda kuralları çiziyoruz ancak bazı şeylerin bürokratik uygulanırlığı yok. Yani alınan kararın sahada uygulanabilirliği yoksa, tabii ki uygulanamaz. Böyle şeyler oluyor tabii ki. Ancak bilimsel açıdan kesinlikle uygulanması gereken her şey uygulandı. Yüzde 99'una uymaya çalışıyorlar" diye konuştu.

TÜRKİYE, SALGINLA MÜCADELEDE PEK ÇOK ÜLKEDEN İYİ DURUMDA
Türkiye’de salgınla mücadeleyi, Avrupa ülkeleriyle kıyaslayan Prof. Dr. Alper Şener, şu görüşlere yer verdi:

“Türkiye'nin salgın ile mücadelesi çok kötü değil. Daha iyi tabii ki olabilirdi. Salgın yönetimi biraz da ekonomik bir durum. Özeleştiri yapmak gerekirse tabii ki eksiklikler vardır. 2 yıllık süreçte sağlık çalışanları hem ekonomik hem çalışma koşulları anlamında erozyona uğradılar. Bunların giderilmesi lazım.”

HER BURNU AKAN, TESTE GİTMESİN
Son zamanlarda mevsimsel olarak grip olanla koronalıların birbirine karıştığını hatırlatılan Prof. Dr. Alper Şener, “Kimler test yaptırmaya gitmeli?” sorusuna şu yanıtı verdi:

“Her burun akıntısı olan, her hapşıranın hastaneye gidip test yaptırmasına gerek yok. Çünkü artık korona semptomlarını çok net biliyoruz. Kas ağrısı, eklem ağrısı, ateş ve tat - koku kaybı ve ishal... Bu saydığımız semptomlardan en az 3 tanesi varsa, test yaptırmaya gitmek gerekiyor. Onun dışında her öksüren, burun akıntısı olanın ihtiyacı yok. Mart'ın başıyla mevsimsel değişim olacak, polen mevsimi gelecek. O yüzden bu durumda vatandaşların kendilerinden çok ciddi derecede şüphelenmesine gerek yok. Kas, eklem ağrısı ve ateş daha belirgin oluyor. Bunlar belirginse test vermeliler.” 

BU TÜR POPÜLİST SÖYLEMLERDEN UZAK DURMAK LAZIM
Oytun Erbaş adlı bir akademisyenin, “Türk ırkına korona teğet geçer” sözlerini eleştiren Prof. Dr. Alper Şener, “Bu tür düşünceler, bizim koronaya karşı verdiğimiz mücadeleyi zorlaştırıyor” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bazıları kasıtlı olarak bunları söylüyor, bazıları iletişim hatalarından kaynaklanıyor. Ne olursa olsun bu tip popülist söylemlerin salgın ile ilgili hedeflerimizden çok çarpıttı bizi. Bir dönem kelle paça gündeme geldi. Türk ırkına sahip olanlar korona olmayacak, demek çok popülist bir söylem. Bunun altını doldurmak lazım. Bu tür söylemlerden uzak durmak lazım.  Çünkü bazen ağzımızdan çıkan cümlenin algısı çok daha farklı olup buna göre karar verebiliyor. Belki onun söylemi ile aşı olmamaya karar verecek kişi olabilir. Hekim kimliğiyle edebileceğimiz cümleleri 3 kere düşünüp 1 kere söylememiz gerekiyor.”

 
Ahmet Nur Çebi üçüncü kez pozitif oldu
 
Bahçeli'den belediyelere 'indirim' talimatı
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Uğur Şahin duyurdu: Omicron aşısı ertelendi
Corona virüs ile mücadelede onaylanan ilk aşıyı geliştiren BioNTech’in ...
Maske zorunluluğu kalkacak mı?
Salgınla mücadelede yeni yol haritası önümüzdeki hafta kamuoyuna duyurulacak. ...
Anne, babalar dikkat! Omicron'da korkutan seyir
Ege Üniversitesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. ...
 
Aile hekimlerine vatandaş desteği… Grev başladı!
Aile Hekimlerinin iki gün sürecek işi bırakma eyleminde acil olmayan vakalar ...
Bilim Kurulu toplanıyor: Gündem vaka artışları
Koronavirüs Bilim Kurulu, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca başkanlığında video ...
Vaka sayısı yeniden 90 binin üzerinde
Türkiye'de 24 saatte 463 bin 241 Kovid-19 testi yapıldı, 94 bin 176 kişinin ...
 
Dünyada AIDS'i yenen 3'üncü kişi oldu
ABD’de bilim insanları dünya üzerinde 3’üncü kişinin de HIV virüsünü yendiğini ...
Bir aylık bebeğe korona aşısı yapılmıştı... Soruşturma izni çıkmadı!
İzmir'de geçen yılın temmuz ayında  30 günlük bir bebeğe Hepatit-B yerine ...
Artık yeni doğan bebekte de görünüyor!
Türkiye'de her yıl 3 binden fazla çocuğa kanser tansısı konulduğu, löseminin ...
 
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Neden 'erken seçim' için meydan okudu?
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
İnsan insanı yakar mı?
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Türk Milleti!!!
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Az okumuşlar
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Karl Marx ve Mehmet Şimşek!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
1 Temmuz eşiği ve normalleşememe!
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Despina Vandi Çeşme’de… Kaçırmamak gerek
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Oxford şehitleri
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Varlık-Hiçlik ekseninde gerilen insan
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Ya o vergiler hayatımıza girerse!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva