Mehmet KARABEL
Gençler neden 'kaçmak' istiyor?
20 Ağustos 2024 Salı

Açık... Net... Üzücü...

Yaşa, başa bakmadan…

“Türkiye’de seçmenlerin yarısı başka bir ülkede yaşamak istiyor!”

...Ve ne acıdır ki...

Noktasına kadar gerçek!

Araştırmanın imzası...

“MetroPOLL Şirketi”ne ait...

Soru basit ama Allah'ı var çarpıcı:

“İmkanınız olsa başka bir ülkede yaşamak ister misiniz?”

Şimdi sıkı durun!

Bu “nazik” soruya...

Cevap verenlerin...

Yüzde 44,8’i “Evet”...

Yüzde 54,5’i ise “Hayır” yanıtını verdi...

...Ve ilginç bir ayrıntı daha...

Başka bir ülkede yaşamak isteyenlerin çoğunluğunu...

CHP, İYİ Parti ve DEVA Partisi seçmenleri oluşturuyor...

Ancak...

Cumhur İttifakı partilerine oy verenler arasında da...

Yurtdışında yaşamayı tercih eden önemli bir kesim bulunuyor...

Özellikle...

AK Parti seçmenlerinin her “üçünden biri” ve...

MHP seçmenlerinin her “dördünden biri”...

Başka bir ülkede yaşamak istediklerini belirtiyor...

***

Neden bizim gençler “keşke...” diyerek...

Yurtdışına “kanatlanmak” arzusunda?

Her yaştan cevap hep beş kelime:

“Daha iyi bir hayat için”

Belli ki…

Bi’şiler yolunda gitmiyor…

Zaten…

Her şey yolunda gitse…

Dünyanın en acıklı, en baharatlı, en fazla gözyaşı döktüren…

Arabesk imzalı şarkılar…

Hangi ülkenin insanlarının dilinde bizdeki gibi “marş” olur?

***

Ha’di biraz gerilere gidelim…

***

1939 – 1945 arasında yaşanan İkinci Dünya Savaşı…

İnsanlık Tarihi’nin en ölümcül olayı olarak anılıyor…

Avrupa’yı kuruttu…

Almanya perişan oldu…

Resmi kayıtlara göre…

70 ila 85 milyon kişi öldü…

Askerden daha fazla sivil kayıp verildi…

Almanya harabeye dönmüştü…

Yılmadılar, yenilendiler…

Kendileri “bitik” olduğu için…

Türkiye’den işçi istediler…

1961’de başlayan bu işçi göçü…

1973’teki ekonomik krizde donduruldu…

Bugün…

“1 milyon 500 bin”den fazla Türk…

Almanya’da yaşıyor ve…

Hayatlarından çok memnunlar…

Ömrü uzun olanlar “torun çocukları”nı gördü…

Neredeyse tamamı…

Türk asıllı Alman vatandaşı!

O’ssun varsın; ne gam!

Ne ilk gidenler…

Ne onların çocukları…

Ne de torunları asla “vatana kesin dönüş” düşünmüyor!

***

Şaşırtmak için değil…

“İşte halimiz!” demek için yazıyorum…

Motosikletli Kuryeler Federasyonu’na göre…

Türkiye’nin dört bir yanında…

Her gün, 24 saat…

“900.000 (neredeyse bir milyon) moto kurye…

Ekmek parası için ter döküyor…

Çoğu kayıtlı çalışan değil…

Ve, en korkunç olanı…

Bir yılda 200'e yakın moto kurye “hız baskısı” nedeniyle…

Gencecik yaşta hayatını kaybediyor…

***

Türkiye Cumhuriyeti…

100 yıllık “Devlet” deneyimine karşın…

Neden?

Özellikle gençlerini Anadolu topaklarında tutamıyor?

Kusur kimde?

Bizim gençlerde mi?

Yoksa bizi yöneten siyasilerde mi?

***

Duayen ekonomi uzmanı Prof. Dr. Esfender Korkmaz’ın…

Acıklı gidişatımız ile öyle anlamlı tespitleri var ki…

“20 yıl öncesine kadar yurtdışında okuyan öğrenciler…

Devlet’ten burslu olanlar veya zengin çocuklarıydı…

Bugün parası olmayanlar bile…

Evladını dışarıda okutmak için evini satıp kiraya çıkıyor…

Çünkü gençlerimizin yüzde 62,5’i yurt dışında yaşamak istiyor…

Gençleri başka ülkelere kaptırmak ise…

Türkiye’nin dinamizmini düşürüyor...

Beyin göçünün topluma maliyeti çok yüksek oluyor…

Bu ülkenin yetiştirdiği…

Vasıflı gençler, bilim adamları, hekim, mühendis…

Başka ülkeye gidip, orada kalıp çalışmaya başlarsa…

Bu toplum tarafından katlanılan maliyetin atıl kalması demektir...

Almanya’nın, bu konuda çok acıklı örnekleri var…

Mesela…

Einstein Almanya'dan ABD’ye göç eden bilim insanlarından biridir…

ABD’den sonra…

Hitler’den kaçan beyinlerin gittiği ikinci adres ise Türkiye olmuştu...

Atatürk’ün talebi ile…

Türkiye'ye de Almanya'dan çok sayıda akademisyen geldi…

İnsan, doğal olarak merak ediyor:

“Dün beyin göçü alan bir Türkiye, bugün neden göç veriyor?”

***

Bitiriyoruz…

Biraz “magazin” olsun izninizle…

Gençler hayal / meyal hatırlar ama…

Aradan “52 yıl” geçmiş olsa da…

Yine da unutulmaz bir melodidir…

Sözleri merhum Fikret Şeneş’e aitti…

Daha ilk dörtlüğü bile…

Dinleyeni…

Alıp, uzaklara götürür, gözleri nemlenirirdi…

Adeta bir “sıla(*)” şarkısıydı…

Havasına suyuna taşına toprağına… / Bin can feda bir tek dostuma… / Her köşesi cennetim ezilir yanar içim… / Bir başkadır benim memleketim…”

Aslında…

O şarkı…

“Rabbi Elimelekh” adlı geleneksel bir Yahudi halk şarkısıydı…

“Damdaki Kemancı” adlı müzikalin içinde yer alıyor ve…

Doğup, büyüdüğü ülkelerden sürülen Yahudi toplumunun

yaşadığı zorlukları anlatıyordu…

Kimse…

Vatanından ayrılmak istemez…

Ama…

Karnı doymuyorsa…

Pahalılık…

Demokles’in kılıcı gibi başında sallanıyorsa…

Gülmeyi bile unutmuşsa…

Mutluluğun sözlük karşılığını bile…

Hatırlayamayacak bir durumdaysa…

Ve sonunda…

“Bari evladım hayatını kurtarsın!”

Kararını verdiyse…

O anneye / babaya diyecek sözümüz olabilir mi?

Bi’de o gençleri düşünün…

“İnsan sevdiklerini bırakıp, gider mi?”

Nokta…

(*) Sıla: “Doğup büyüdüğü ya da bir süre ayrı kaldığı yere ve yakınlarına kavuşma…”

Sonsöz: “Mezun olduktan sonra yurtdışına gitmeyi planlıyor musun?” sorusuna (Evet) diyen üniversiteli gençliğin oranı (%76) Yazın bi’kenara…”

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 1 yorum var, 1 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Baran 20 Ağustos 2024 Salı 10:54

Gençlerin kaçmak istemesi değil de üniversite eğitimi alanların daha iyi imkan için yurtdışına gitmek istemesi anlaşılabilir bir durum. Ancak bu toplum içinde bazı cahil kimselerde hastalık haline gelmiş ki bu tiplerin bence acil tedaviye ihtiyacı var. Şirinyer pazarında malum pazarcı Amerika ya gitmekten ayda 16 bin dolar almaktan filan bahsediyordu. Böyle garip garip tipler yaşadığı ortamdan ülkeden nefret ettirilir hale gelmiş. Sanırsın gittiği yerde kırmızı halı ile karşılanacak. Sanırsın burada boğazına sarılmışlar bilmem ne .... Bunlar ideolojik hastalıklı propaganda sonucudur. Böyle tipler ancak kendi felaketini hazırlar.

Yorumu oyla      0      0  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Yıldırım hızıyla idam sehpasına!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Çeşme Projesi’ni kim sabote etti?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Dinimiz Âmin
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Germir bağları
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Müzik ve mandolin
Ayda ÖZEREN
Ayda ÖZEREN
 Narin (İnce) Habercilik ve Medya Etiği
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Gazzeli Çocuklara Mektuplar (5) Yönetmen değil, önce insanım!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Okullar açıldı
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Narin'in katliamı, feodalizm ve suskunluk yasası
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
'Nefes nefese bir yaz geçti'
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva