Kanserlerin yüzde 30'u ile ilişkili

ANKARA - Ankara Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Mahmut Koç, Kanser Haftası etkinlikleri kapsamında, kanser ve korunma yollarına ilişkin farkındalığın artırılması için faaliyetler yürütüldüğünü belirterek, bilimsel platformda da ''Kanserde Neredeyiz'' başlığıyla tanı ve tedavide son gelişmelerin ele alındığını söyledi.

 

Kanserde erken teşhisin hayat kurtardığını belirten Koç, bu konuda farkındalığın artırılmasına yönelik faaliyetlerin hala yeterli olmadığını ifade etti. Genellikle ''ya bir şey çıkarsa...'' endişesiyle taramalardan kaçınıldığını dile getiren Koç, bu ön yargının kırılması gerektiğini vurgulayarak, ''Unutmayalım ki geç bir kanser teşhisinde hem hasta hem hekim oldukça zor günler geçiriyor'' dedi.

 

Hasta ve Hasta Yakını Haklarını Savunma Derneği (HAYASAD) Genel Başkanı Ahmet Tandoğan da Türkiye'de her yıl 100 bin kişiden 250'sine kanser tanısı konulduğunu ifade ederek, ''Böyle giderse 20 sene sonra her 100 bin kişiden 500 kişiye kanser teşhisi konulacağını öngörüyoruz'' diye konuştu.

 

''Türkiye'de her yıl 30 bin kadının kansere yakalandığını'' belirten Tandoğan, kanserin kadınlara oranla erkeklerde daha sık görüldüğüne dikkati çekti. Tandoğan, KETEM'de yürütülen ücretsiz tarama programlarıyla sivil toplum kuruluşlarını bir araya getirmek istediklerini, bu kapsamda da bugün dernek üyelerine yönelik etkilik düzenlediklerini aktardı.

 

KETEM doktorlarından Süreyya Polat, vücuttaki hücrelerin kontrolsüz çoğalması sonucu kanserin ortaya çıktığını belirtti ve kanserin nedeninin tam olarak bilinmediğini, ancak risk faktörlerini artıran nedenler olduğunu söyledi.

 

Kanserin bulaşıcı olmadığına ve ailesel faktörlerin kanser oluşumuna etkisine işaret eden Polat, cerrahi işlem sonrasında kanserde yayılma olacağına yönelik inancın yanlışlığını vurguladı. Sigara kullanımı ve tütün maruziyetinin kanser nedenleri arasında ilk sırada geldiğini belirten Polat, sigaranın tüm kanserlerin yüzde 30'u ile ilişkili olduğunu vurguladı. Polat, sigara içenlerde akciğer kanseri gelişme riskinin içmeyenlere oranla 10 kat daha fazla olduğuna dikkati çekti. Her kanser türü için tarama yöntemi bulunmadığını, ancak meme, rahim ağzı, bağırsak ve prostat kanseri için tarama yöntemleriyle erken teşhisin mümkün olduğunu dile getiren Polat, şöyle devam etti:

 

‘'Rahim ağzı kanser taraması, 30-65 yaş aralığındaki kadınlara yapılıyor. Beş yılda bir kez pap smear testi yaptırmaları isteniyor. Meme taraması ise 50-60 yaş arasındaki kadınlara uygulanıyor. İki yılda bir de mamografi filmi ve hekim muayenesi yapılması gerekiyor. Kalın bağırsak taraması, 50-70 yaş arasındaki kadın ve ereklerde yılda bir kez gaitada gizli kan testiyle yapılıyor. Prostat taramasını da 50-70 yaş arasındaki erkeklere yılda bir kez yapılması gerekiyor.''