HABERLER>GÜNCEL
11 Eylül 2023 Pazartesi - 08:40

Jeoloji Mühendisleri, 4 noktadaki yapılaşma için uyardı: Asıl afet budur!

Deprem ve sel felaketlerinde doğanın, yeraltı sularının yüksek olduğu ovalara yerleşmeyin dediğini belirten Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Koray Çetin Önalan, 1927'de köylerde nüfusun yüzde 75'i yaşarken, bugün bu oranın yüzde 6'ya düştüğünü hatırlattı, "Her yıl İzmir'e 200 bin, İstanbul'a 350 bin nüfus katılıyor. Bu şehirlerin artık bu nüfusları taşıyacak gücü yok. Bayraklı, Mavişehir, Bostanlı, Torbalı gibi yumuşak zeminli yerlere konutlar yapılıyor. Asıl afet budur. Artık tarım alanlarına bina yapmayalım" çağrısında bulundu.

Jeoloji Mühendisleri, 4 noktadaki yapılaşma için uyardı: Asıl afet budur!

EGEDESONSÖZ – Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Koray Çetin Önalan, SONSÖZ TV’de Gazeteci Yazar Muhittin Akbel’in konuğu oldu.

Son zamanlarda sık aralıklarla meydana gelen 4-5 büyüklüğü arasındaki depremleri değerlendiren Başkan Önalan, kentsel dönüşüm ve yapı denetimle ilgili görüşlerini de anlattı. Afet yönetiminde başarısız olunduğunun altını çizen Başkan Önalan, mutlaka “Afet Bakanlığı” kurulması gerektiğini söyledi.

KAĞIT ÜZERİNDE ÖNLEMLER ALDIK AMA PARADİGMAYI DEĞİŞTİREMEDİK
Ege Bölgesi’nde sık sık yaşanan depremlerin insanları tedirgin etmesinin doğal olduğuna vurgu yapan Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Koray Çetin Önalan, Ege Bölgesi’nin, dünyada sismik hareketin en yoğun olduğu yerlerin başında geldiğine dikkat çekerek şunları söyledi:

“Batı Anadolu, Ege Denizi, geçmişten bugüne kadar depremlerin olduğu bir yerdir ve olmaya devam edecektir. Aslında depremleri böyle okumak lazımdır. Antik dönemin ünlü gezgini, coğrafyacısı, tarihçisi Strabon, Ege Bölgesi için, özellikle Aydın için şu ifadeleri kullanır: Bu bölgede yaşayan insanlar sürekli sarsıntılar nedeniyle tedirgindirler ve korkarlar. Bugün de korkmakta, tedirgin olmakta haklıyız. Strabon’un sözleri gösteriyor ki, bölge irili ufaklı depremlerle hep sarsılmıştır. İnsanlar yaşamlarını buna göre kurmuşlar. 7 büyüklüğünde deprem olursa ne olur? Biz bunu bir kenara bırakalım, şu gerçeği konuşalım: Biz yıkıcı depremlerin olacağı gerçeğinden hareket ederek, 21. Yüzyılda kentlerimizi ona göre şekillendirmemiz lazım. Kentleri buna göre planlayacağız. Depremlerden hiç ders çıkarmadık. Ders çıkarmadığımızı en son 6 Şubat depreminde çok net bir şekilde gördük. Başımıza bir şey geldiği zaman, milat diyoruz. 1999 depremi de bir milattı. 1999 Gölcük depremi neden çok önemliydi, neden milattı? Çünkü İstanbul’un burnunun dibinde oldu da ondan! Bir gün böyle bir deprem İstanbul’da olursa, biz ne yapacağız, dediler. Oysa 1999 depreminden önce Erzincan, 1939'da ve 1992’de iki defa yıkıldı. 1970’de Varto vardı. 1999 depremi bizim gerçekten milat mıydı? Kağıt üzerinde, evet milattı. Kağıt üzerinde birtakım önlemler alındı. Yasa ve yönetmeliklerde değişikler yapıldı ama paradigmayı değiştiremedik. Bizim paradigma değişikliğine ihtiyacımız var. Eğer biz paradigmayı değiştirebilseydik, 6 Şubat’taki depremde 50 bin insanımız yaşamını yitirmeyecektik. Devletin kayıtlarına, orada çok büyük deprem olacağı notu düşülmüş oysa. Bizim yerleşim kültürümüzde sorun var. Depremde yıkılan yerlere bakın. Binalar ya diri fayların üstüne inşa edilmiş, ya da sulak, tarım yapılan alanlara… Doğa diyor ki, sulak alanlara, yer altı sularının yüksek olduğu ovalara yerleşmeyin! Doğanın mesajını dinlemiyoruz ve hala tarım alanlarına yerleşmeye çalışıyoruz, oralara yeni binalar inşa ediyoruz! Yerleşim kültürümüzü baştan gözden geçirmemiz lazım. 1927 yılında Türkiye’de ilk kez nüfus sayımı yapılıyor. 13,5 milyon nüfusumuzun yüzde 75’i kırsalda yaşıyor, yüzde 25’i kentlerde yaşıyordu. 2023’e gelelim; 85 milyon nüfusumuz var, yüzde 94’ü kentlerde yaşıyor, yüzde 6’sı köylerde. Bu bir akıl tutulmasıdır. Her yıl İstanbul’un nüfusuna 350 bin kişi katılıyor. İzmir’e her yıl 200 bin kişi katılıyor. Bu şehirlerin artık bu nüfusları taşıyacak gücü yok.  Gerçek afet budur.”

TORBALI RİSK ALTINDA, ÇÜNKÜ SULAK ALANDA KURULMUŞ BİR ŞEHİR
Bir etkinlikte Torbalı’nın en riskli alanlardan biri olduğunu söylediğini hatırlattığımız Başkan Önalan, “Neden Torbalı? Diğer yerler çok mu sağlam?” sorusuna şu yanıtı verdi:

“Torbalı ticaret Odası’nın bir etkinliğinde Torbalı depremini tartıştık. O depremin yıldönümünde söyledim bu sözü. Torbalı, sonuçta ovada kurulmuş bir yer. Oysa Torbalı’nın kuruluş yeri, yamaçlarda ancak sonradan ovaya inilmiş. Bir fay kırılmasında ovada olduğu için, tarım alanlarında olduğu için Torbalı büyük hasar görecek. Sadece Torbalı değil, başka yerleşim yerleri de tehlike altında. 30 Ekim 2020 yılında bir afet yaşadık. İzmir depremi deniyor, İzmir depremi adını koyarsak, baştan yanlış yapmış oluruz. 70 kilometre uzakta Sisam adasının kuzeyinde bir fay kırıldı, geldi Bayraklı’yı yıktı. Burada doğa bize şunu söylüyor: Bayraklı’nın olduğu yer, zemin itibariyle yerleşime uygun değil. Mavişehir, Bostanlı öyle, Çiğli, Karşıyaka öyle. Buraların zamanında imara açılmış olması, aslında Anayasa suçudur. Anayasa, ovaları koruyun, diyor. Madem yasaya rağmen ovaya bina yapıyorsunuz, o zaman mühendislik prensiplerine göre yapın! Yeterli mühendislik desteği almamış, denetlenmemiş binalar yapıyorsunuz. Yerel yönetimlerin bu konuda görevi şudur: Kenti bir bütünüyle tarayarak öncelikli yerleşim alanları belirlemek. Öncelikli yerleşim alanı demek, afet ve depreme güvenli alanlar, demektir. Böyle yerler jeolojik ve jeoteknik etütlerle belirlenmiş, yapılaşma ilkeleri konmuş yerlerdir. İzmir’in nerelerinin güvenli olduğunu söyleyebilmek için kentin tamamında bu çalışmaların yapılıp öncelikli yerleşim alanlarının belirlenmiş olması lazım. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı mikro bölgeleme çalışması var, 2024 yılında bitecek. İlçelerin özel çalışmaları var.  Doğa bize, en sağlam yerlerin, çoğunlukla, kayalık ortamların olduğu yerler olduğunu söylüyor. Oralarda heyelan riski olabilir, kaya düşmesi riski de olabilir ama genelde sağlamdır.”

TÜRKİYE’DE KONUT AÇIĞI YOK, FAZLASI VAR!
Onca depreme rağmen özellikle İstanbul, İzmir, Diyarbakır, Adana gibi büyük metropollerde kentsel dönüşüm konusunda çok net bir başarısızlığın söz konusu olduğunu belirten Önalan, Türkiye’de konut açığı olmadığını, konutun artık yatırım aracına dönüştüğünü öne sürdü:

“Kentsel dönüşümde çok net söylüyorum, başarısızız. Son derece başarısızız. 1999 depreminin üzerinden 24 yıl geçti. Hala İstanbul’da, İzmir’de, büyük metropollerde kentsel dönüşümü gerçekleştiremedik. Gerçekleşme şansımız da kısa vadede yok, mümkün değil. Türkiye’nin bunu yapacak bütçesi yok. Bir bina var, depreme dayanıksız, onu yıkalım yenisini yapalım. Bu kentsel dönüşüm değildir. Kentsel dönüşüm, kenti dönüştürmek demektir, eski binanın yerine yenisini yapmak değildir. Kentsel dönüşümden önce kentsel değişime ihtiyacımız var. Biz öncelikle göçü önleyeceğiz, devletin orta ve uzun vadede alacağı önlemlerle tersine göçü başlatacağız. Başka çare yok. İnsanları doğdukları yerde doyuramıyorsanız, yaşam şartlarını iyileştiremiyorsanız, kentsel dönüşümü, kentsel değişimi başaramazsınız.  İnsanlar çaresizlikten köyden şehre göçüyorlar. Türkiye’de konut açığı yok aslında, konut fazlası var. Fakat konut, yatırım aracı olmuş. Yoksulun başını sokacak evi yok, ama zenginin onlarca, yüzlerce dairesi var. Bu sosyal devlet prensibime aykırıdır.  Bir insanın bir, iki evi olabilir ama üçüncü evden itibaren o evler için çok ağır vergiler getirilmeli. O vergilerle biz yoksul insanları konut sahibi yapalım. Bunu kesinlikle devlet eliyle yapmak gerekir. Günümüz konuşlarında insanların konut sahibi olması imkansız neredeyse. Yoksulları ev sahibi yaparsak, kırsalda insanların şehirlerine göç etmesini engelleyecek koşulları sağlarsak, işte değişim budur.”

YAPI DENETİMDE ARTIK JEOLOJİ MÜHENDİSLERİ DE OLACAK
Yapı denetimin bunca zamandır kötü işlediğini, yeni dönemde bu sistemin içinde jeoloji mühendislerinin de olacağını hatırlatan Başkan Koray Çetin Önalan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Yapı denetim, 1999 depreminden sonra iyi niyetle çıkarılmış bir yönetmelik. Fakat amacına ulaştığını söylemek mümkün değil. Biz gerçekten yapıları denetleyebiliyor muyuz, bu soruyu kendimize sormamız lazım. Eğer yapıları sağlıklı bir şekilde denetlemiş olsaydık, 6 Şubat’ta yıkılan binlerce bina arasında yapı denetim firmaları tarafından denetlenmiş binalar da yıkılmazdı. 6 Şubat depreminin ilk haftasında, Başsavcı beni aradı, bilirkişiye ihtiyaçları olduğunu, odamızdan bilirkişilik yapacak arkadaş istedi. Gönderdik. Sonra düşündüm, jeofizik mühendisleri, jeoloji mühendisleri, inşaat mühendisleri, mimarlar, devlet tarafından göreve çağrılıyor ama jeoloji mühendisleri, yapı denetimin içinde yok! Zemin temel etütlerinde yasa ve yönetmeliklerde jeoloji mühendislerine yetki vermişsiniz, ama yapı denetimde görev vermemişsiniz. Böyle bir sistemin yürütülebilirliği olabilir mi? Yapıların, zeminden itibaren denetlenmesi gerekiyor. Biz oda olarak, genel merkezle birlikte bir çalışma yürüttük. Yapı denetimin içinde niçin jeoloji mühendislerinin olması gerektiğini ortaya koyduk.  Bir harita çıkardık; o haritada yapı denetim sistemi içerisinde jeoloji mühendisliğinden hizmet alan ve almayan illeri gösterdik. Bu haritayı, merkezi idareye, kanun koyucuya gönderdik. Ne yazık ki İzmir, bu çalışmadan önce yapı denetimde jeoloji mühendislerinden hizmet almayan iller arasındaydı. Kanun koyucu 23 Mayıs’ta resmi bir yazıyla 81 ili bilgilendirdi. Bu yazının sonuç kısmında, yapı denetim şirketlerine, siz, zeminden itibaren tüm yapıları denetlemekle mükellefsiniz. Bunu yaparken ya kadrolu ya da hizmet alımıyla jeoloji mühendislerini yapı denetim sistemi içinde bulundurmak zorundasınız, denildi. Bu gelişme, çok güzel bir gelişmeydi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü, tüm ilçe belediyelerine bu yazıyı gönderdiler. Bundan sonra yapı denetim şirketlerinin denetimlerinde jeoloji mühendislerinin imzası olmayan bir denetim kabul edilmeyecek. Büyükşehir ve ilçe belediyelerindeki imar müdürlerine, jeoloji mühendisi arkadaşlara teşekkür ediyorum, çünkü bu mücadelenin arkasında durdular. Oda olarak tüm inisiyatifi ve sorumluluğu üzerimize alacağı, arkadaşlarımızı da eğitim vermeye başladık. Bunun formaliteden bir denetim olmadığını anlatıyoruz. Atılan imzanın, 15-20 yıl sonra sizi sorumluluğun altında bırakabileceğini, işimizi doğru yapmamız gerektiğini anlatıyoruz.”

İZMİR’İN HER YERİNDE BÜYÜK SEL FELAKETİ OLABİLİR
Yaz günü yaşanan sel felaketlerini, iklim değişikliğinin acı sonuçları değerlendiren Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Koray Çetin Önalan, Kırklareli sel felaketini hatırlarak şunları söyledi:

“Dünya 4,6 milyar yaşında. Bunca zamandır dünya kendi dengesini oluşturmuş. İklimler, çağlar boyunca zaman zaman soğuk, zaman zaman sıcak periyotlara girmiş. 20. Ve 21. Yüzyılda küresel ısınmadan bahsetmeye başladık.  Taşkın ovaları diye bir şey vardır. Büyük Menderes ovası, taşkın ovasıdır, Gediz taşkın ovasıdır. Buralarda taşkınlar olmuş, getirmiş alüvyonları, koskoca ovalar oluşmuş. Bu yüz yılda olan bir şey değil, binlerce yılda olan bir şey. Bu süreç geçmişte vardı, bugün de var, yarın da olacak. Yanlış şurada: Biz taşkın ovalarına ev yapıyoruz. Sonra sel olduğunda, ağlıyoruz. Yahu seli biz yaptık, biz davet ettik. Taşkın ovaya ev yaparsak, oradaki drenaj ağının kendi doğal çevrimi içerisinde o çevrimi dikkate almazsan, doğayla savaşmaya kalkışırsan, kaybeden sen olursun! Afeti biz kendi elimizde yaratıyoruz. Ordu’ya sık sık giderim; Mesudiye’de tünelin giriş noktasında yolda çökmeler oldu. Orada bir akış rejiminde olan dere var ve o derenin önünden tünele geçiş yapmışlar, büz koymuşlar. Siz doğadan bir şey alıyorsanız, en az onun kadar kuvvetli bir şey ortaya koymanız lazım. Eğer siz oraya iki büz yerine viyadük yapsaydık, bunlar olmazdı, viyadüklerin altından sular akmaya devam ederdi. Afet, insan varlığıyla mümkün. İzmir için de Kırklareli’deki sel gibi felakat yaşanır mı? Her zaman yaşanır! İzmir’in her tarafı risk altında. Bizim kıyı kenar kanunumuz var. Bu kanuna göre, kıyı kenar çizgisi içerisinde kesinlikle yapılaşmaya gitmemeniz lazım. Açalım kıyı kenar çizgisini, kıyıdaki tüm yapılarınızın kaçak olduğu ortaya çıkacaktır.”

AFET BAKANLIĞI KURMAKTAN BAŞKA ÇAREMİZ YOK
6 Şubat depreminde afet yönetiminde sınıfta kaldığımızı söyleyen Başkan Önalan, Afet Bakanlığı’nın acilen kurulması gerektiğini ifade etti:

“Afet Bakanlığı adı altında bir bakanlığın kurulması gerekiyor. Sayın Cumhurbaşkanı, böyle bir bakanlık kurulacağını söyledi, sonrasında bir gelişme olmadı. Gündemde var, böyle bir bakanlığın kurulması. Ayakları yere basan, yasa ve yönetmeliklerle sistemin içine oturtulması gerekiyor, afet yönetiminin… 6 Şubat depremini yaşadık, 10 binden fazla ev zarar gördü. Orada öyle bir koordinasyonsuzluk yaşadık ki, insanlar kentlere ulaşamadılar. Çünkü planımız yoktu. Toplanma alanlarımız imara açılmış. Böyle bir şey olabilir mi? 6 Şubat depreminde yollar kapandı. Afet Bakanlığı kurulmalı ve burada işi bilen, eğitimli, liyakatlı insanlar görev yapmalı. STK’lar da devreye alınmalı. Çocuklara afet eğitimi verilmeli. Doğa kaynaklı afetleri, doğayı tanımayan çocuklara anlatmalıyız. Doğa bilimleri eğitimi vermeliyiz ki, 15-20 yıl sonra karşılaşacakları afetlere karşı bir pozisyonlar alsınlar.”

BİLİM İNSANLARI BATI ANADOLU’YU KONUŞACAK
Başkan Koray Çetin Önalan, Oda’nın Ekim ayında gerçekleştireceği kolokyum ile ilgili olarak şu bilgileri aktardı:

“Cumhuriyet’in 100. Yılını yaşıyoruz. Cumhuriyet’in 50 yılını gördüğümde 8 yaşındaydım, 100. Yılını da görmüş olmanın mutluluğunu yaşıyorum. Odadaki arkadaşlarımla birlikte düşündük ki, Cumhuriyet’in 100. Yılına özel güzel bir etkinlik yapalım. 26, 27 ve 28 Ekim tarihlerinde sadece Batı Anadolu’yu tartışacağımız, Prof. Dr. Yücel Yılmaz’ın onursal başkanlığında, çok kıymetli hocalarımızın oturum yürütücülüğünde, Batı Anadolu’yu, yer bilimlerinin hemen hemen tüm disiplinleriyle ele alacağız. Yani jeolojiden madenciliğe, depremselliğinden jeolojik mirasına kadar her şeyini tartışacağımız kolokyumu, İzmir Ticaret Odası’nda yapacağız. Son günü Efes-Priene-Milet antik yerleşim alanlarına gezi düzenleyeceğiz. Buradan nasıl bir fayda bekliyoruz? Bir farkındalık oluşturmaya çalışıyoruz. Hocamızın söylediği çok güzel bir şey var; Batı Anadolu, dünya bilim ve kültüründe sıçramaların olduğu bir yer. Antik dönem filozofları, buralarda ortaya çıkmışlar; doğayla ilgili saptamalarda bulunmuşlar. Burada yetişen filozoflar, dünyada sıçrama yapmışlar. Merkeze bunu koyarak, Türkiye’nin saygın bilim insanlarıyla birlikte Batı Anadolu’ya yer bilimleriyle, jeoloji penceresinden bakıp değerlendirme ve insanların dikkatini buraya çekmeye çalışacağız.

 
Bakan Tekin'den yeni eğitim yılı mesajı
 
Otel odasında infaz!
YORUMLAR
Toplam 13 yorum var, 10 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Ayhan Demirkapı 12 Eylül 2023 Salı 19:22

İzmir''de ilk defa işini çok iyi yapmaya çabalayan bir Jeoloji Mühendisleri odası başkanı görüyorum. Halkın anlayabileceği bir dil kullanıyor İzmir için bir şans başarılar dilerim.Her zaman yanındayız.

Yorumu oyla      2      3  
Hakkı Batur Demiray 12 Eylül 2023 Salı 09:59

Çok açık uyarılar, umarım dikkate alınır.

Yorumu oyla      2      3  
Hulusi 11 Eylül 2023 Pazartesi 22:14

Burak klavye hatası yapmışsa bülent ışık sen nasıl bi kelime kullanıyorsun gerçek izmirli olmadığın belli izmirli böyle sığ düşünemez kendi aklını kendine sakla fazla yorma olmayan mantığını demekki bi yere kadar zorlama bülent ışık

Yorumu oyla      2      4  
Bülent 11 Eylül 2023 Pazartesi 20:21

Herşeyi çok doğru anlatmış.Bir de yöneticileri takım tutar gibi seçmesek, vaatlerine göre değerlendirip hakkımızı arasak ve de rant için canımızı vermesek ne güzel olur.Bilim ve akıl herşeyi çözer.

Yorumu oyla      2      4  
Bülent Işık 11 Eylül 2023 Pazartesi 14:41

Burak,bu kadar mı Türkçe'nin ırzına geçilir. 2011 yılında Şehircilik bakanlığı niçin kuruldu? Bu sayede 70 metre üzeri bina sayısında Avrupa rekortmeni olduk.Asıl sen zavallısın.

Yorumu oyla      2      5  
Necla Firat 11 Eylül 2023 Pazartesi 13:26

Hocami tebrik ediyor her sozunun altini imzaliyor ve katiliyor ayrica bilgilendirme icin cok tesekkur ediyorum.Saygilar sevgiler...

Yorumu oyla      2      3  
Burak 11 Eylül 2023 Pazartesi 12:02

Büyükşehir lerde konut açtığı cok bilerek araştırıp konuşmak lazım izmir Deki yanlış imarı chp belediyeleri aziz zamanında yanlış yerlere zemin etüdü yapmadan avantajdan yer alıp imara açıldı merkez mezbelelik kaldı merkezin emsal verilip imara açılması lazım izmir dışı tek katlı 300 metrelik arsalar la imara açılması lazımdı 50 senelik master plan yapılmadığı için avanta çok döndüğü için hak hukuk guguk diye avantaci kominist ler halkcilar yaptı şuna vatandaş mağdur toplayamadiklari yerleri imara açmıyor büyükşehir ve çevresi bunlar halkçı yaa izmir in halini normal görüyorlar zavallı bi kesim de bakıp duruyor olan izmirliye oluyor

Yorumu oyla      5      4  
bekir 11 Eylül 2023 Pazartesi 11:56

vatandas sectiğini denetlemezse durum budur vatandas ideolojil oy verirse durum budur

Yorumu oyla      4      4  
izmirli 11 Eylül 2023 Pazartesi 11:34

izmir istanbul gibi şehirlere yerleşim denetimi ve engelleme şart..bunun insan hakkı özgürlükler vb. ile ilgisi yok.

Yorumu oyla      3      3  
11 Eylül 2023 Pazartesi 11:12

Komikaze haklı, bakın 30 sene İstanbul'u yöneten AKP kentsel dönüşümü tamamladı.

Yorumu oyla      3      5  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
'Adamsan bıçakla' dedi, sırtından bıçaklandı!
Bursa'da küfürlü konuşma nedeniyle çıkan tartışmada bir kişi, "Adamsan ...
Ameliyat kabusa döndü... Memeleri düştü!
Azerbaycan uyruklu Aysel Halilova (43) İstanbul'da estetik ameliyatını ...
Urla'da ölüm-kalım savaşı!
İzmir açıklarında yardım talebinde bulunan lastik bot içerisindeki 42 ...
 
Yeni haftada hava nasıl olacak?
Meteoroloji'nin verilerine göre yeni haftada yağış beklenmezken sıcaklıkların ...
3 motosikletli kazaya karıştı... 1 ölü!
İstanbul Çatalca'da, birlikte tura çıkan 3 motosikletlinin çarpıştığı ...
İzmir'de Atatürk heykeline çirkin saldırı!
İzmir'in Kemalpaşa ilçesinde ulu önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ...
 
Güpegündüz kaçırılmıştı... Sürpriz çıktı!
Gaziosmanpaşa'da bir kadın otomobile zorla bindirilerek kaçırıldı. Olayla ...
Çanakkale'de zirai alanda yangın çıktı
Çanakkale'nin Gelibolu ilçesine bağlı Kavakköy beldesinde, zirai alanda yangın çıktı.
Tatil bitti... Milyonlarca öğrenci ders başı yapacak!
2023-2024 eğitim öğretim yılı başlıyor. Yaz tatilinin ardından, milyonlarca ...
 
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Kaçın, demokratlar geliyor!
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Deniz çayırlarına çocuklarınız için acıyın…
Dr. Hakan TARTAN
Dr. Hakan TARTAN
Ormanlarımız yanar gider!
Aylin AKDOĞAN
Aylin AKDOĞAN
İzmir-İN
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Neden itibardan tasarruf olmaz?
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
İnsan yakmak ve Madımak!
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
İnsan insanı yakar mı?
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Türk Milleti!!!
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Az okumuşlar
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Karl Marx ve Mehmet Şimşek!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva