İzmir'e teşvik müjdesi

İZMİR - Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, İzmir Enternasyonal Fuarı 80'nci kez kapılarını açmadan önce fuarın onur konuğu ülkesi Avusturya Federal Ekonomi Aile ve Gençlik Bakanı Reinhold Mitterlehner, İzmir Valisi Cahit Kıraç ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ile birlikte basın toplantısı düzenledi. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, bir gazetecinin İsrailli 104 firmanın Türkiye'de yatırım için ortak aradığı konusunda çalışmalar yürüttüğünü hatırlatması üzerine şöyle konuştu:

 

"Zaman zaman ülkeler arası siyasi bazı gerilimler olabilir. Türkiye-İsrail arasındaki siyasi gerilim uzunca bir zamandır devam ediyor. Bunun nedenleri var. İsrail Hükümeti'nin Ortadoğu'da izlemiş olduğu politikalar bu tür problemlerin oluşmasında başlıca nedendir. Biz Türkiye olarak İsrail'in varlığına, halkına veya Musevilik inancına karşı herhangi bir tutum içinde değiliz, olmadık, olmayız. Bizim tutumumuz İsrail hükümetinin uyguladığı yanlış politikalara karşıdır."

 

"BÖYLE BİR HAYDUTLUĞA TEPKİ KOYMAK LAZIM"
Bakan Ergün, dünyada ilk kez Türk vatandaşlarının bir ülkenin düzenli ordusunun saldırısına maruz kaldığını belirtirken şöyle devam etti: "Zaman zaman diplomatlarımız, vatandaşlarımız terör örgütlerinin saldırısına maruz kaldılar ama uluslar arası kara sularında bir ülkenin düzenli ordusunun saldırısına ilk defa maruz kaldı ve katledildi. Bu sessiz kalınacak, göz yumulacak bir mesele değildir. Böyle bir haydutluğa dünyanın göz yummaması, herkesin tepki koyması lazım. Bizim tepkimiz siyasi ilişkilerin soğumasına yol açan bu gelişmelerdir."

 

SANAYİCİLER BAŞKA TÜRLÜ DEĞERLENDİRİYOR
Gelinen noktada her ne kadar işbirliği anlaşmalarının askıya alınması gibi kararlar olsa da sanayici, yatırımcı ve tüccarlar açısından bunun başka türlü değerlendirildiğini söyleyen Ergün, sözlerini şöyle sürdürdü: "2009 yılında İsrail-Türkiye ticaret hacmi 2.5 milyar dolardı. 2010'da 3.5 milyar dolardı. 2011'in ilk 7 ayında da 2.5 milyar dolar seviyelerinde ticaret hacmi var. Demek ki tüccarlar sanayiciler yatırımlarını devam ettiriyor. Demek ki aşağıda toplumlara yönelik bir husumet olmadığı için, İsrail halkına karşı Türkiye'de bir antipati olmadığı için ticari ilişkiler de doğal seyrinde akıp gitmeye devam ediyor. İsrailli yatırımcılar yatırım yapmak isterse karşılarına siyasi gerilimler nedeniyle herhangi bir engel çıkmaz. Türkiyeli yatırımcılar da yatırım yapmak isterse benden bir şekilde engel çıkmaz. Vatandaşlar gelip gidiyorlarsa vatandaşlar üzerinde olumsuz bir takım engellerin çıkarılması anlamına gelmemektedir."

 

İzmir Enternasyonal Fuarı (İEF) öncesinde Hilton Otel'de fuarın onur konuğu ülkesi Avusturya Avusturya Federal Ekonomi Aile ve Gençlik Bakanı Reinhold Mitterlehner ile düzenlediği basın toplantısında konuşan Bakan Ergün, 80'nci yaşını kutlayan fuarın ticari önemine dikkat çekti. Fuara bu yıl 250'si yabancı bin 83 firmanın katıldığını, bu katılımcılarla ikili görüşmeler de yapılacağını aktaran Bakan Ergün, temanın çevre ve çevre teknolojileri olmasının da önemine işaret etti ve "Düzenli yapılan etkinlikler zaman içinde insanda bir külfet duygusu oluşturuyor. Bütün samimiyetimle ifade etmek isterim ki 80 yıldır düzenlenen bu fuar ilk defa gerçekleşiyormuş gibi heyecan yaşıyoruz" dedi.

 

AVUSTURYALI BAKAN'DAN VİZE DEĞERLENDİRMESİ
Avusturya Federal Ekonomi Aile ve Gençlik Bakanı Reinhold Mitterlehner ise geçen Salı günü yapılan Türkiye-Avusturya futbol karşılaşmasını hatırlatarak, "Maç 0-0 bitti. Aslında İzmir'de olmalıydı bu futbol maçı. En son 1977'de vardı. O zamandan beri hiç kazanmadık. Biz şundan eminiz bu gün biz bir kazan-kazan durumu içindeyiz. İki ülke arasındaki ilişkilerin giderek geliştiğini eminiz. Geçen sene ticaret hacmimizi iki misli artırdık. Doğrudan yabancı yatırım açısından Avusturya'nın Türkiye'de 150 yatırımı vardır ve 2010 yılında Avusturya doğrudan gelen yabancı yatırımcılar arasında ilk sırayı almıştır" diye konuştu.

 

Bunun üzerine Avusturyalı bir gazetecinin Bakan'a iki ülke arasındaki ticari ilişkileri vize konusunun etkileyip etkilemediğini sorması üzerine yanıt veren Mitterlehner, "Vize konusunda çalışmalar yapılıyor. Ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi için önemlidir ama bu konuda son sözü söyleyecek taraf Dışişleri Bakanlığıdır. 2009 yılında taslak hazırlanmıştı. Vizelerin kolaylaştırılması düşünülüyordu. Hala çözüm bulunamadı. Tüm taraflar için ara çözüm üzerinde çalışılıyor" dedi.

 

ERGÜN: BUNUN MANTIKLI BİR TARAFI VAR MI?
Bakan Nihat Ergün de AB ülkeleri ile olan Gümrük Birliği anlaşmasını hatırlatarak fuarlara ürünleri gönderdiklerini başında duracak elemanları gönderediklerini kaydederek şöyle devam etti: "Bunun mantıklı bir tarafı var mı? Ürün yolluyoruz, montajı, bakımı yapacak kişileri gönderemiyoruz. Böyle ticaret gelişir mi? Ya da sattık malları İspanya'ya gidecek mallar, İtalya'ya gidecek. Tırları yükledik. Yunanistan AB ülkesi olarak diyor ki ben bir yılda 10 bin tane kamyonun geçişine izin veririm kota koyarım. Ama biz 20 bin kamyon mal sattık. Mallar serbest dolaşsın ama kamyonlar serbest dolaşamasın olurmu? Bunların mantıklı bir tarafı yok. Bu konuları AB'nin ciddi bir biçimde masaya yatırması lazım. Gümrük Birliği anlaşmasının muhtevasına aykırı olduğunun konulması lazım."

 

Ergün ayrıca Bakan Mitterlehner'e dönerek, "Bunu sizinle dostumuz olarak umarım AB'nin diğer bakanlarına bunu anlatırsınız" diye konuştu.

 

OTOMOTİVDE HERKESE YER VAR
Bir yandan yerli otomobil çalışmaları sürerken diğer yandan da yabancı sermayeli yeni markaların yatırım yapmasının önünün açık olduğunu vurgulayan Nihat Ergün, İzmir'e çekilmeye çalışılan Çinli otomotiv firmalarının hatırlatılması üzerine ise, "Sadece Çinliler değil otomotiv alanında yabancı şirketleri yatırıma çağırıyoruz" dedi. Ergün, Türkiye'nin otomobil ithal ettiği ilk 3 sırada yer alan Ford, Volkswagen ve Opel'in Türkiye'de yatırımının bulunmadığını hatırlatarak onları da yatırıma çağırdıklarını kaydetti. Ergün, diğer yandan Türkiye'de otomotiv sektörünün büyük bir tecrübeye sahip olduğunu, bunu değerlendirmek için yerli otomobil üretim çalışmalarına başladıklarını belirterek "Yıllardır birikimli sanayicilerimizi bu konuda teşvik ediyoruz. 50 yıllık bu tecrübeyi yerli bir marka ve modellerle taçlandıralım. Bu imkana sahibiz. Bunu yapabiliriz. Çok da fırsatlar var. İç pazar hızlı bir şekilde 1 milyon rakamını aşacak noktaya geliyor. Türkiye'de üretilen otomobiller hangi marka ve model olursa olsun en kusursuz otomobiller olarak biliniyor. Dünyanın pek çok yerinde otomobil üretiminde ileri teknolojilere ulaşmış ülkelerde bile geri çağrılan araçlar var Türkiye'de yok. Pazarda herkese yer var. Hem dünya, hem Türkiye pazarında yer var" dedi.

 

TEŞVİK SİSTEMİ YENİDEN YAPILANIYOR
Bakan Ergün, İzmirli sanayicinin teşvik sisteminden rahatsız olduğunun hatırlatılması üzerine şöyle konuştu: "Revizyon çalışmaları şu anda sürüyor. 2012 yılında bir takım revizyonlar yapılmış, unsurlar eklenmesi gerekiyorsa yeni bir modelin açıklanması gündeme gelecek. 2 yıldır uyguladığımız yeni teşvik sisteminde bazı bölgeler, bazı şehirlerin kalkınmışlık düzeyleri TÜİK çalışmalarına göre yeniden ele alınmış olacak. Bu çerçevede bölgelerde ve illerde bazı değişiklikler gündeme gelebilecek. Çalışmaları devam ediyor. İzmir'in kendisi zaten yatırımcılar açısından başlıbaşına bir teşvik. İzmir'in sunduğu fırsatları birçok vilayet istese bile sunamaz. Yatırımcıların bunu görmesi gerekir."

 

İZMİR'E ZİRAİ TEKNOPARK
İzmir'de teknoparklar konusunda da biraz daha mesafe alınması gerektiğini anlatan Ergün, "Burada 67 yatırımcı bulunuyor. İYTE bünyesinde oluşmuş bir teknopark. Biraz şehre uzak olması nedeniyle firmalar orda yer almaktan kaçınıyorlar ama yeni çalışmalar da var. Bunları destekliyoruz. Hızlı şekilde sonuçlandıracağız. İzmir'in zirai teknolojiler konusunda ihtisas teknoparkının oluşturulmasıyla ilgili, bilişim sektörünün gelişmesiyle ilgili çalışmalarımız olacak. İzmir'in teknoloji geliştirmede diğer illerden geri kalması düşünülemez. O potansiyeli yeni bölgeler oluşturarak açığa çıkarmış olacağız" diye konuştu.(DHA)