İZMİR - Bugün, ilk kez İzmir 17’nci Sulh Ceza Mahkemesi’nde yapılan duruşmaya, şikayetçi Fevziye Cengiz ile birlikte tutuksuz yargılanan, idari soruşturma kapsamında açığa alınan Cinayet Büro Amirliği’nde görevli polis memurları Beyit S., Hakan Y., Ahlak Büro Amirliği’nde görevli polis memuru Tekin D. ve Karabağlar Polis Merkezi Amirliği’nde görevli Nevzat A. katıldı. Cengiz’i, üçü erkek 14 avukat savunurken, İzmir Baro Başkanı Sema Pekdaş ve kadın derneklerinin temsilcileri de gözlemci olarak izledi.
O polisler 12 ay kıdem tenziliyle kurtuldu! haberi için tıklayın....
İFADE ALMADAN DAVA BİTTİ
Mahkeme hakimi, kimlik tespitinin ardından ifade almadan, davayı sonlandırdı. Hakim Atilla Özemre, Beyit S. ve Hakan Y.. hakkında, şikayetçiye yönelik eylemleri nedeniyle önce 'kasten yaralama' suçundan kamu davası açıldığını, daha sonra ise Ocak ayındaki yeni iddianameyle, aynı sanıkların Tekin D. ile birlikte şikayetçiye yönelik alenen 'k..pe' diyerek küfrettiklerini, yine birlikte 'Eğer bu yaşananları söylersen seni öldürürüz' diyerek tehdit ettiklerini belirtti. Olaya göz yumduğu iddiasıyla hakkında 1.5 yıl hapis cezası istenen Nevzat A.’nın da bulunduğu, 'tehdit ve hakaret' suçlarını kapsayan ikinci iddianameyle, ilkinin birleştirildiğini kaydetti.
Hakim Atilla Özemre, ikinci iddianamedeki anlatımla, sanıklar Beyit S., Hakan Y. ve Tekin D.’nin atılı tehdit eylemini birlikte işlediklerinin ifade edilmesi, tehditin birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi durumunda yasadaki cezanın üst sınırına göre eylemi yargılama görevinin Asliye Ceza Mahkemesi’ne ait olduğunun anlaşıldığını dile getirdi.
Hakim Özemre, avukatların davanın işkenceden açılarak ağır cezada görülmesi talebine de CMK 206'ncı maddesi gereğince sanıkların mahkeme tarafından sorgulanmadığını, bu nedenle işkence yönünden görevsizlik kararı verilmesini değerlendirmediğini belirtti. Hakim Özemre, kamu davası dosyasının görevli ve yetkili İzmir Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verdi.
HAKİMDEN SÖZLÜ AÇIKLAMA
Hakim Atilla Özemre, daha sonra salona sözlü olarak, iddianamedeki tehdit olayı ile ilgili görevsizlik verdiğini, işkenceye yönelik olarak dosyada delil bulunmadığından bu yöndeki görevsizlik talebini reddettiğini, yeni mahkemenin savunma ve delillere göre karar vereceğini dile getirdi.
Yaklaşık yarım saat süren duruşmanın ardından, eşi Mehmet Murat Cengiz’le duruşmaya gelen Fevziye Cengiz, açıklama yapmadan taksiye binerek adliyeden ayrıldı.
"İŞKENCE İTİRAZLARIMIZ SÜRECEK"
Duruşmanın ardından açıklama yapan Cengiz’in avukatı Hanife Yıldırım, “Hakim, tehdit yönünden görevsizlik kararı verdi. İşkenceyle ilgili değerlendirmede bulunmadı" dedi.
Tehdit yönünden sanık sayısı çoğaldığından ve ceza miktarı arttığından dolayı görevsizlik kararı verildiğini kaydeden Hanife Yıldırım, "Biz, işkence olduğuna inanıyoruz ve itirazlarımız var. Yeni mahkemede de bu itirazlarımızı sürdüreceğiz. Delillerimizi sunacağız. Ağır Ceza Mahkemesi’ne dosyanın gönderilmesi için çalışacağız” diye konuldu.
SANIK AVUKATI: EMNİYET ŞEFFAF
Sanık polislerin avukatı Tolga Yurdagül ise bazı kişilerin emniyet teşkilatı aleyhine karalama kampanyasında bulunduğunu ileri sürdü. Müvekkillerim de pişman ve üzgün olduğunu söyleyen Yurdagül, şöyle dedi:"Ancak karakoldan önce polislere yönelik davranışlar da var ve bunlar görülmüyor. Karşı tarafın da birçok hakareti ve eylemleri var, polis memurlarına karşı. Onlar da insan. Artık biz de susmayacağız. Kanunlar ne öngörüyorsa devletin görevlileri de onu uyguluyor. Bunu da uygulamak zorunda. Kanundan başka kimse bir şey beklemesin. Emniyet bu olayda şeffaf davrandı, görüntüleri de verdi. Kimse gereğinden fazla üstüne gelmesin. Polisler kamera olduğunu biliyorlardı. Bir anlık öfkeyle bu duruma gelinmiştir. Gereksiz, haksız iddialar var. Özellikle facebook’ta haddini aşan eleştiriler var. Eleştiri sınırlarını da aşmış durumda. Hakaretler var. Biz de bunlarla ilgili hukuki mücadeleyi yapacağız.”
POLİS MEMURLARINA İSTENEN CEZASI, MAĞDUR KADINI GEÇTİ
İzmir Karabağlar Polis Merkezi’ndeki dayak olayıyla ilgili görevsizlik kararı veren 17’nci Sulh Ceza Mahkemesi Hakimi Atilla Özemre, dosyayı Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderirken, sanık polis memurları Beyit S., Hakan Y. ve Tekin D.’nin, tehdit suçunu birlikte işlemeleri nedeniyle TCK'nın 106/2-c maddesi gereğince 5 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını istedi. İkinci iddianamede ise, sanıkların birlikte değil ferdi olarak tehditi gerçekleştirdikleri kanaatiyle TCK'nın 106/1-1 maddesinden 2 yıla kadar hapis cezası istenmişti. Böylelikle üç sanık hakkında, 'basit yaralama, tehdit ve hakaret' suçlarından istenen ceza toplam 8’er yıl 10’ar ay hapse ulaştı. Diğer olaya göz yumduğu iddia edilen karakol polisi Nevzat A. hakkında istenen, 1 yıl 6 aylık ceza ise değişmedi.
Mağdur Fevziye Cengiz ise 'görevli memura mukavemet ve hakaret' suçlamasıyla 15'inci Sulh Ceza Mahkemesi'nde 6.5 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanacak.
Davayı gözlemci olarak izleyen İzmir Barosu Başkanı Sema Pekdaş, sadece iddianameyle yapılan değerlendirmenin eksik ve doğru olmadığını, dosya içeriğindeki delil ve ifadelere bakılması durumunda işkence suçundan direk Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesi gerektiğini dile getirdi. Başkan Pekdaş, ayrıca, davayla ilgili hazırlanan iddianamedeki suçların artık öneminin olmadığını, görevsizlik kararında istenen suçlardan yargılamanın yapılacağını kaydetti.
ADLİYE ÖNÜNDE EYLEM
Bu arada, davanın sona ermesinin ardından İzmir Kadın Platformu üyeleri, Cengiz’e destek amacıyla eylem yaptı. Pankart açıp slogan atan kadınlar adına açıklama yapan Özge Yolcu, “Polisler, kendi görevlerini bırakıp Fevziye’yi dövdüler. Ona işkence ettiler. Devletin sorumluluğunu hatırlatmak bize kaldı. Bizler bu erkek egemen, kadın düşmanı bakış açılarını her gün görüyor ve sonuçlarını yaşıyoruz. Bugün burada Fevziye’nin cesaretiyle buluştuk. Onu yalnız bırakmamak ve bırakmayacağımızı söylemek için. İşkenceci polisler cezalandırılıncaya kadar bu davanın takipçisi olacağımızı tüm kamuoyuna bildiriyoruz” dedi.(Bahri Karataş/DHA)