IŞIL ÖZTÜRK - Bergama Ağır Ceza Mahkemesi Savcısı, İzmir’in Dikili ilçesinde Ocak ayında eşi Selma Civek’i (39) 25 bıçak darbesiyle öldüren Hüseyin Civek’in “Ağırlaştırılmış müebbet hapis” cezasına çarptırılmasını istedi. Bergama Ağır Ceza Mahkemesi Savcısı mütealasında olayı “namus meselesi” nedeniyle işlediğini iddia eden sanık kocanın şüpheyle cinayeti işlediğini ve “Haksız tahrik” indirimden faydalanamayacağına yer vererek “Bir an için sanığın şüphelerinin doğru olduğunun kabul edilmesi halinde dahi bu durumun maktülün öldürülmesi için yeterli neden olmadığı hususuna yer verdi. Savcı, kadın cinayetlerinin önüne geçilmesi yönündeki şu cümleleriyle dikkat çekti; “Aksi takdirde her aldatılan erkeğin eşini öldürmesi için haksız tahrike kapıldığının kabulü gerekecektir ki bu durumu aldatıldıktan sonra eşini öldürmeyip sadece boşanma davası açan kişilere açıklamak mümkün olmayacaktır. Daha da kötüsü toplumda namus cinayeti bahanesiyle benzer suçların artmasına, herkesin karşısındakinden hesap sorma hakkı verilmesine yol açacaktır”.
Gönül Soyoğul'un 'Aylardan en kısasına sığdırdığımız vahşet' yazısı için tıklayınız
“HAKSIZ TAHRİK’ YOK
Bir kişinin telefonda konuştuğunu duyduğu eşini kendisini aldattığı şüphesiyle öldürmesi normal bir insanda objektif olarak ‘haksız tahrik’ yaratmaya elverişli bir durum olmadığını savunan Cumhuriyet Savcısı Umut Sadak, sanığın aşırı kıskanç olmasının lehine ‘haksız tahrik’ hükümleri uygulanması için yeterli kanunun öngördüğü ve kabul ettiği hallerden biri olmadığına değindi.
“EŞİNİ DÖVMEYECEK ŞEFKAT GÖSTERECEK”
Öldürülen eşin kocasını dış dünyaya küçük düşürecek davranışlarının olmadığının anlaşıldığını ve sadakat yükümlülüğüne aykırı bir hareketinin tespit edilemediğini anlatan Savcı Sadak, şöyle devam etti; “Bayanın sadakat yükümlülüğü olduğu gibi kocanın da evine bakma, çalışıp para kazanma, eşin ve çocukların ihtiyaçlarını karşılama, eşini dövmeme, sevgi ve şefkat gösterme gibi yükümlülükleri vardır. Sanık bunların hiçbirini yerine getirmemiştir. Sadece telefonla birine “Canım” diye hitap ettiğini duyduğu eşini hapisten çıktıktan 2 ay sonra öldürmesinin haksız tahrikin etkisiyle olduğu kabul edilemez. Yalnızca sanığın duyduğu şüphe nedeniyle şiddetli elemin etkisi altında eylemini gerçekleştirdiği kabul edilemez”.
AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET
Savcı Umut Sadak, sanığın olay günü suç yerinde bekleyerek olayı planladığını savunurken, mütealasına şöyle son verdi; “Tanık beyanlarından anlaşıldığı üzere sanık koca olaydan önce helallik istemiştir. Cinayet sırasında kendisini kaybetmediği yaptığı eylemin ve sonuçlarının farkında olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda sanık Hüseyin Civek’in boşanma davası süren resmi nikahlı eşini namus bahanesiyle ve töre saikiyle kasten öldürme suçundan “Ağırlaştırılmış Müebbet Hapis” cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmesi gerekmektedir”.
Mahkeme heyeti karar için davayı 10 gün sonraya erteledi.