Aşk-ı memnu operasını ilk kez İzmirliler’’le buluşturan İZDOB, yarın Adriana Lecouvreur operasının prömiyerini yapacak.’
İZMİR - İzmir Devlet Opera ve Balesi (İZDOB), yarın akşam ölümünün 60. yılında ünlü İtalyan besteci Francesco Cilea'nın ''Adriana Lecouvreur'' operasını İzmir'de sahneleyecek.
İZDOB'un Elhamra Sahnesi'nde yarın akşam prömiyeri yapılacak olan 5 perdelik operada, orkestrayı Tulio Gagliardo Varas, koroyu Ali Hoca yönetecek.
''Adriana Lecouvreur''da Adriana'yı Birgül Su Ariç, Nurgün Baburhan, Arses Yıldızca, sevgilisi Maurizio'yu ise Aydın Uştuk, Lorenzo Mok Arranz ve Levent Gündüz dönüşümlü olarak seslendirecek. Eser, Paris'te Comedie Française Tiyatrosu'nun ünlü sanatçısı Adriana, sevgilisi Maurizio ve Maurizio'ya aşık Bouillion Prensesi’’nin gerçek yaşamdan alınan öykülerini anlatıyor. İZDOB, yarın akşam yapılacak prömiyer ve 20 Şubat Cumartesi akşamı yapılacak galanın ardından, eseri bu sezon 6 ve 8 Mart ile 10 Martta yeniden izleyiciyle buluşturacak.
İzmir'de oyunu sahneye koyan Antalya Devlet Opera ve Balesi'nin sanat yönetmeni Aytaç Manizade, ''Adriana Lecouvreur'' için çok yoğun çalıştıklarını belirterek, üç farklı oyuncu kadrosuyla hazırlandıkları operada, her sanatçının farklı bir renk, kişilik ortaya koyduğunu kaydetti. Manizade, ''Ben kalabalık operalarda çalışmayı daha çok seviyorum'' diye konuştu.
Aynı operayı 13 yıl önce İstanbul Devlet Opera ve Balesi'nde sahneye koyduğunu, o dönemde eserin 20. yüzyılın ilk dönemini yansıttığını ifade eden Manizade, yarın akşam sahnelenecek operaya ilişkin şu bilgileri verdi: ’“13 yıl önce farklı kostüm ve dekorlar vardı. Yüzyılın başı gibi düşünmüştük. Bu yıl 1950'de hayatını kaybeden Cilea'nın ölümünün 60. yılı anısına eseri 1950'lerden günümüze düşünerek hazırladık. 13 yıl sonra yeniden sahneye koyduğumuz eser, bu kez çok daha günümüze yakın ve yalın anlatımla hazırlandı. Çok yalın ve farklı bir dekor var. Bir de zaman geçince insan eserlere farklı bakıyor. Döneminin çok ünlü bir tiyatro oyuncusunun gerçek öyküsü, duygu yoğunluğu çok yüksek. Daha yalın anlattık öyküyü, ama çok daha çarpıcı noktalara değindik diye düşünüyorum.''
Yönetmen olarak bir kadın ya da erkek olmanın, oyunları sahnelerken büyük farklılık yarattığına inanmadığını, ancak ''Adriana Lecouvreur'' gibi bir eserde, kadın yönetmen olmanın bazı avantajları olduğunu ifade eden Manizade, şunları kaydetti: ''Bir kadın yönetmen olarak, başroldeki kadının duygularını daha iyi anlama avantajınız olabiliyor. Belki kadının, bir kadını anlaması daha kolay olduğu için, baş kadın oyuncunun oyunculuğuna yaklaşmak, onun duygularını ifade etmek bir kadın yönetmen için daha kolay olabilir.''
İZDOB sanatçıları ve orkestrasının performansının kendisini çok mutlu ettiğini, çalıştığı sanatçıları çok başarılı bulduğunu belirten Manizade, ''Her zaman İzmir'i çok seviyorum. Burada çok eser sahneledik, büyük keyifle sonuca vardık, buradan da hep mutlu ayrıldık'' dedi.