Soner Çağlar / Egedesonsöz - Seçimlere bir gün kala düzenlenen basın toplantısında CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun AK Parti’ye yönelik eleştirilerine cevap verdiler. Daha sonra Karabağlar Sanayi Sitesi’nin ana caddesinde bir süre gezen Günay ve Yıldırım, sokakların çok pis olduğunu ve altyapının İzmir’e hiç yakışmadığını söylediler.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun özetle AK Parti İzmir mitingindeki sayın Başbakan Erdoğan’ın konuşmasını hatırlatarak, “Sayın Başbakan ‘İzmir pis kokuyor’ dediğini ve bunu İzmir kabul edecek mi, İzmir bunun cevabını verecek mi diye de ilave ettiğini” belirten Binali Yıldırım, “Doğrusu, sayın Başbakanımızın dediği aynen şöyledir, ‘Yol boyunca gelirken şehre, etraftan çok pis bir koku geliyordu, bu pis koku İzmir’e, İzmirlilere layık mı, bu kokuları engel olamamanın sebebi nedir?’ diye bir soru sormuştu. Bunun üzerine böyle bir açıklama geldi ama bugün İzmir’de gerek körfezde gerekse İzmir’in bu bölgesinde bu kokular var. Bu bir vaka… İş bu kokuları ortadan kaldırmak, bununla ilgili tedbirleri almak olması gerekirken, bunu İzmir’e yapılmış bir hakaret gibi takdim etmeye çalışmak, CHP’nin klasik numaralarından bir tanesidir. Geçmişte de böyle şeyler hep söylediler, İzmirlileri bizim aleyhimizde kampanya oluşturmaya çalışarak beceriksizliklerini yönetim beceriksizliklerini örtmeye gayret ettiler ama bu sefer artık bu mümkün olmuyor, mızrak çuvala sığmıyor” dedi.
İzmir’in körfez boyunca bir arıtma sistemi olduğunu ancak bu arıtma sisteminin Çiğli tarafına doğru, proje değişikliği ile tam fonksiyonel çalışmasının başarılamadığını kaydeden Yıldırım, şunları söyledi: “Her gün çıkan 600 ila 700 ton çamur doğal yaşam parkı ve Kaklıç Havaalanı’ndaki alana istif edilmekte ve üzeri de kireçle kapatılmaktadır. Yağmur yağdığı zaman bu kireç eriyor ve kokular da dışarıya yayılmaya başlıyor. Diğer bir koku kaynağı da Çiğli’de körfeze verilen atık suların olduğu bölgededir. Şimdi bunu da sorulduğunda sayın Belediye Başkanı diyor ki, ‘rüzgar esince körfezin dibi çamur, kokular oradan geliyor.’ Ne yapmak lazım herhalde imbatı yasaklamak lazım, İzmir’de bir genelge ile imbatı yasaklarsa kokularda kalmaz. Şimdi bu özrü kabahatinden büyük bir açıklamadır.
Ayrıca katı atık depolama sistemi ile ilgili de İzmir de ciddi sorun vardır. Harmandalı’da katı atık istif edecek yer kalmamıştır, Torbalı’da Taşkesik bölgesinde yeni bir alan belirlenmiş ononla ilgili de çevresel nedenlerle bölge halkı tamamen isyan halindedir. Bu işin çözümü basit, dünya da bunu yapıyor, bizdeki biyolojik arıtma tesisinin bir adım sonrası izmirde eksiktir, o da gerek çıkan çamurun katı atıkların yakılması enerjiye dönüştürülmesi böylece istif sorunundan kurtulması gerekiyor. Aynı şekilde diğer evsel atıkların kanalizasyon dışındaki evsel atıkların da yine yakılarak hem enerji elde edilmesi hem de atık sorunun tamamen bertaraf yöntemiyle giderilmesi.
İzmirin projesinin bu kısmı eksiktir, yıllardan beri bunun yapımı için teşebbüsler olmasına rağmen maalesef burada ciddi bir ilerleme sağlanamamıştır. Sorunlara da sinirlenmeye gerek yok, çözüm üretmek için el ele birlikte çalışmamız lazım, gerçekler acıdır.”
Diğer bir konunun ise, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın paralarının kesildiği yönünde bir takım açıklamalarda bulunulduğunu ifade eden Yıldırım, “Yargı yolu ile 5.6 milyon liramızı aldık ama 56 milyon liramızı alamadık” şeklinde açıklamalar olduğunu kaydetti. Yıldırım, “Bu da tamamen gerçek dışı bir açıklamadır, ben Ankara’dan ilgili kurumlardan yazılı bilgi istedim. Olayın aslı şudur, doğru bir kesinti yapılmış, tüm belediyelerden yapılmış, bu belediyelerin tamamı bu kesintiye karşı Maliye Bakanlığı aleyhine dava açmış. Bu davaların sadece kazanan, ‘yürütmeyi durdurmayı’ alan belediye İzmir Büyükşehir Belediyesi, diğerleri ‘yürütmeyi durdurma’ alamamışlar. Dava da hala devam ediyor, İzmir için de devam ediyor, diğer belediyeler için de devam ediyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi, yürütmeyi durdurma aldığı için 5.6 milyon lirasını almış. Geriye kalan 56 milyon için, ‘zaman aşımından paramızı alamadık’ diyor, gerçek öyle değil. Kendileri dava açma süresini kaçırmışlar. Tabi dava açamayınca da tabi bir hak iddia edememişler. Görüyorsunuz olaylar nasıl, takdimi nasıl ben bunu İzmir kamuoyunun dikkatine sunuyorum” diye konuştu.
Bir diğer konunun ise iktidarın İzmir’in önüne engeller çıkarttığı yönündeki söylemler olduğunu belirten Yıldırım, şöyle devam etti: “Efendim ‘biz İzmir’e birçok iş yapacağız ama önümüze engeller çıkıyor. Hükümet bize destek olmuyor, taleplerimiz karşılanmıyor. Ankara’daki işlerimiz engelliyor.’ Ben buradan açıkça söylüyorum, Bakanlığım süresince İzmir’i ilgilendiren her işi bizatihi takip ettim. Sayın Başkan hangi işin engellendiğini lütfen İzmirlilere detayları ile açıklasın, kimlerin engellediğini de açıklasın, ben buradayım. İzmir’in işini geciktirmemek için her anı her fırsatı değerlendirdik. Eğer bunu yapmasaydık İzmir’de bu müşterek hizmetleri yapamazdık, başta Aliağa-Menderes olmak üzere birçok hizmeti de İzmirlilere kazandıramazdık.”
İzmir için mazeret üretilerek bir yere varılamayacağını kaydeden Yıldırım, “Biz baştan beri izmire bir şey söyledik sayın bakanımla biz izmire hizmete geldik, siyaset yapmaya gelmedik. Ogün bugündür İzmir’in önüne gerek 2020 EXPO gerek 2023 hedeflerini içeren çok ciddi projeleri de koyduk. İzmir’e bunların tüm ayrıntıları da anlattık. Şimdi 13 Haziran bizim bu projeleri uygulamak için iş başı yapacağımız gündür. Bunu İzmirlilerle birlikte başaracağız” şeklinde konuştu.
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ise, “Önce bu İzmir’in az yardım aldığı konusundaki iddia tamamen gerçek dışı, elimizde belge var, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’nin Maliye Bakanlığı’na yaptığı başvuru da var, Hazine Müsteşarlığının bize verdiği resmi rakamlar da var. Kocaeli Belediyesi’nden daha fazla kesinti yapılmış, İzmir belediyesine göre, Gaziantep Belediyesinden çok daha fazla kesinti yapılmış eski yıllardaki borcu olduğu için. Gaziantep belediyesinin aldığı Nisan 2011 yardımından İzmir’in aldığı 20 kat daha fazla, Eskişehir ve Antalya Belediyesi’nden ise hiç kesinti yapılmamış. Tamamen hazine borçları ile ilgili bu, herhangi bir siyasi parti ayrımı yapılmaksızın, Hazine borçları çerçevesinde objektif kriterlerle Hazine hak ettikleri yardımları gereken kesintiler çerçevesinde gönderiyor. İzmir’in nisan ayında aldığı yardım kendi çapındaki belediyelerin hepsinden fazla.. Ama arkadaşlarımız sürekli mazeret uydurmaya çalışıyorlar” ifadelerini kullandı.
Aziz Kocaoğlu ile Mehmet Ali Susam’ın sabah saatlerinde yaşadıkları tartışmaya da değinen Günay, şöyle konuştu: “Bu sabah yapılan bir basın toplantısında bir CHP milletvekili adayı ve aynı zamanda CHP milletvekili arkadaşımız da Büyükşehir’e, ‘yeter artık mazeret üretmek’ diyor. Bu sabah basının önünde sanırım bu konuda bir tartışma oldu ve kayıtlara geçti. Arkadaşlarımız bu 40 gün boyunca bizimle tartışma çıkarmaya, bizimle kavga çıkarmaya çalıştılar. Biz de ısrarla İzmir’in hizmete ihtiyacı olduğunu, kavgaya değil diyaloga, yardımlaşmaya dayanışmaya işbirliğine ihtiyacı olduğunu söyledik. Sakındık kavgadan. Hizmet için geldiğimizi söyledik, bu yönde gerek EXPO ile ilgili gerek 100. yıl ile ilgili gerekte bu dönemle ilgili, somut görüşlerimizi önerilerimizi, projelerimizi, yaptıklarımızı yapacaklarımızı anlattık. Bizimle kavga edemeyince içlerinde kavga etmeye başladılar.”
Bunu İzmir için bir talihsizlik saydığını belirten Günay, “İzmir’in mazeret üretmeye değil, iş yapmaya ihtiyacı var” vurgusunu yaptı. Günay, “Alt yapı ortada birazdan yürüyeceğiz göreceksiniz çevreyi, İzmir’in çeperlerinde değil, çevre yolu etrafında değil sadece, kent merkezinde cadde araları, meydanlar, parklar bakımsız, derelerden her türlü ıslahın dışında çöp ve kanalizasyon artığı akıyor. İnsanlar dere boylarını bir çöp dökme alanına çevirmişler. Körfezle ilgili arıtma yetersiz, dönüştürme projeleri uygulanmamış Türkiye’nin birçok yerinde yapılan. İzmir ne yazık ki bu kadar bakımsızlığa teslim edilemez, biz de bunu söylemeye çalışıyoruz. İzmir’de her kim uygun İzmir’e yararlı bir proje getirirse bunu yapmak adına hükümet olarak hazır olduğumuzu söylüyoruz. Ben de göğsümü gere gere bakanlığım adına hatta ileri giderek, hükümet adına söylüyorum. Hangi haklı proje bu geride bıraktığımız 4 yıl içinde Ankara’ya gitmiş de ilgi görmemiş çıkıp söylesinler. Böyle genel bir ibare, genel bir karalama ve genel bir mazeret arama haklı olarak kabul edilemez. İhalelerimizin iptal edildiği yaptırılamadığı söyleniyor burada resmi yazısı var, KİK’in binde 3. İzmir’de yapılan ihalelerin rakamlar var. Binde 3, iptal edilen ihale” diye konuştu.
KİK ilgili açıklamalar yapan Günay, “İzmir Büyükşehir Belediyesi 2009 yılında 650 adet ihale yapmış, bu ihalelerin 42 adetine şikayet olmuş, sadece 3 tanesi iptal edilmiştir. Yani 651 ihaleden 3 iptal var, 2010 yılında 705 ihale yapmış, 54 tanesine rakip firmalar itiraz etmiş, 2 adeti haklı görülmüş iptal edilmiş. 705’te 2. 2011 yılının ilk 3 ayında 207 adet ihale yapmış, 7 adet itiraz olmuş, söz konusu itirazların hepsi ret edilmiş. 207 ihaleden iptal edilen olmamış. Özet 3 yıl içinde 1565 ihalenin sadece 103’üne kazanamayan firmalar şikayette bulunmuş. Bu başvuruların içinden sadece 5 tanesi iptalle sonuçlanmış. Yani binde 3 oranında iptal söz konusudur. Görüldüğü gibi KİK’te falan da ihaleler iptal edilmemiş. Bu oran belki de Türkiye’nin en düşük oranıdır” ifadelerini kullandı.