HABERLER>GÜNCEL
30 Ekim 2011 Pazar - 14:56

‘Disko’daki işkencenin ayrıntıları ortaya çıktı

Uğur Kantar'ın, Kıbrıs’ta vatani görevini yaparken komutanın verdiği 7 günlük cezasını çekmek için ‘disko’ tabir edilen disiplin koğuşunda iki er gardiyan tarafından 25 Temmuz’da dövüldüğü iddia edildi. Kaldırıldığı hastanede öldü. Askeri savcı iki er gardiyan için ağırlaştırılmış müebbet istedi

‘Disko’daki işkencenin ayrıntıları ortaya çıktı

21 yaşındaki Uğur Kantar, Kıbrıs’ta 28. Tümen’de uzun dönem er olarak askerliğini yapıyordu. Kantar, terhis olmasına 2 hafta kala bölük komutanının kararıyla kendisine verilen bir haftalık disiplin cezasını çekmek üzere 28. Tümen’e bağlı disiplin koğuşuna gönderildi.
 
Disiplin koğuşunda 1 hafta kalan ve 25 Temmuz 2011’de gardiyan olarak askerlik yapan erler Fırat Keser ve Ayhan Aslan tarafından dövüldüğü ve güneş altında sandalyeye kelepçelenerek tutulduğu iddia edilen er Uğur Kantar, 12 Ekim’de Gülhane Askeri Tıp Akademisi’nde (GATA) hayatını kaybetti. Bunun üzerine başlatılan soruşturma geçtiğimiz günlerde tamamlandı. Kara Kuvvetleri Komutanlığı Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Savcılığı tarafından hazırlanan iddianame, askeri mahkemede tarafından kabul edildi. 7 şüpheli hakkında yargılama böylelikle başlamış oldu.
 
Asteğmen almaya geldi
Askeri mahkemede er Ayhan Arslan ve Fırat Keser olmak üzere ikisi tutuklu 7 asker yargılanıyor. Savcı bu iki şüpheli hakkında “neticesi sebebiyle ağırlaştırılmış işkence” suçundan cezalandırılması talebinde bulundu. Olay günü yaşanan ise iddianemede detaylarıyla anlatıldı. Askeri savcılığın hazırladığı iddianameye göre Uğur Kantar’ı ölüme götüren olay şöyle yaşandı:
 
Uğur Kantar, 7 günlük cezasını çekmek üzere 18 Temmuz günü Tümen Disiplin Ceza ve Tutukevi Müdürlüğü’ne konuldu. 7 günlük cezasının bittiği son gün kendisini birliğine teslim etmek üzere almaya Piyade Asteğmen Sağip Kaya Uğur geldi. Ancak Ayhan Arslan ve Fırat Keser teslimin saat 13.15’te yapılacağını söyledi. Bunun üzerine Asteğmen Uğur geri döndü. 2 saatlik sürede ise Kantar’ı ölüme götüren olaylar yaşandı.
 
‘Sen dayağı hakettin’
İddianame yazan bilgilere göre Kantar, tuvalet ve su ihtiyacını Arslan ile Keser’e bir kaç defa söylemesi yaşanan olayların başlangıcını oluşturdu. İddinamede yer alan ifadeler göre Kantar’ın bu talepleri sonucunda Fırat Keser, Kantar’ı yakasından tutarak, “Babamın oğlu musun? Senin derdin nedir? Sen dayağı hakettin” dedi ve Kantar’ı dövmeye başladı. Başına da vurulan Kantar bu sırada sanık gardiyan Keser’e, “Komutanım ne olur yapmayın, vurmayın” diye bağırdı. Daha sonra bina içine alınan Kantar, gardiyan Ayhan Arslan’ın vurması sonucu yere düştü. Kantar içeride de “komutanım ne olur vurmayın” diye bağırmaya devam etti. Yerden kalkmayı başararak banyo bölümüne kaçan Uğur Kantar, burada da gardiyanlar tarafından bayılıncaya kadar dövüldü.
 
Sanık gardiyan Ayhan Arslan dışarıya seslenerek banyoda bayılan Kantar’ı üç kişinin getirmesini söyledi. Banyoya ilk girenlerden hükümlü Mehmet Selman Bektaş, Uğur’un üzerinde sadece alt kamuflaj pantolonu olacak şekilde sırt üstü baygın bir şekilde yattığını, üst kısmının çıplak olduğunu, ayağında botu ve çorabı olmadığını gördü. Bu sırada sanık gardiyan Arslan, Kantar’a “Kalk kalk, numara yapma” diye bağırıyordu.
 
Elleri kelepçelendi
Banyoya giden hükümlüler Hasan Coşkunlar ile Hasan Ergül, Kantar’ın taşınmasına yardım etti. Gardiyan Arslan, baygın halde olmasına rağmen Uğur Kantar’ı doktora sevk etmek yerine güneş altında bir sandalyeye oturttu. Sandalyeden düşen Kantar, bu kez elleri arkadan kelepçelenerek sandalyede sabitlendi. Uğur Kantar güneşin altında bekletilirken Fırat Keser bir kez yüzüne hızlıca tokat attı. Bu tokattan sonra Uğur’dan hırıltı sesi çıktı, ayaklarını yere vurdu. Durumu gören Ayhan Arslan kepinin içine su koyarak uyanması için Uğur’un yüzüne döktü. Ancak Uğur uyanamadı. Ona tekrar iki tokat attı. Uğur bu tokat sonrasında iyice hareketsiz kaldı. Bunu gören şüpheliler ayılması için Uğur’u aynı sandalye üzerinde gölgeye götürdüler. Yaklaşık 30 dakika bu şekilde sandalye üzerinde baygın bir şekilde bekledi. Uğur Kantar’ın durumunu gören şüpheliler Ayhan Arslan ve Fırat Keser kendilerini sorumluluktan kurtarmak amacıyla 25 Temmuz 2011’de iki adet tutanak hazırladı.
 
Tutanakların birincisinde Kantar’ın Disiplin Cezaevi’ndeyken “sivil eşya deposunda bulunan demir raflara kafasını vurarak kendine zarar verme girişiminde bulunarak kendini askerliğe elverişsiz hale getirme suçunu işlediği” öne sürüldü. İkinci tutanakta ise “sorumsuz davranışlarda bulunduğu, diğer mahkûmlara adaba uymayan el hareketleri yaptığı, cezaevi bahçesinde bulunan çöp konteynırlarına tekme atarak devlet malına zarar verme girişiminde bulunduğu” iddia edildi. Kantar’ın bilinci yerinde olmadığı için tutanakları imzalayamadığı ancak gardiyanlar tarafından parmak izinin alındığı da anlaşıldı. Uğur’u teslim almak üzere gelen Piyade Asteğmen Sağip Kaya Uğur’un sandalye üzerinde baygın bir halde oturduğunu gördü. İki gardiyan ve iki hükümlü tarafından tekrar Disiplin Cezaevi kapısına kadar getirilen Uğur Kantar askeri aracın arkasına yatırıldı. Dava 18 Kasım’da 18 Kasım’da Girne’deki Kara Kuvvetleri Komutanlığı Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Mahkemesi’nde görülecek olan davada Cezaevi Müdürü Ayhan Şentürk, “ihmal sebebiyle ölüme sebebiyet vermek” suçlamasıyla, er Ayhan Arslan ve Fırat Keser ağırlaştırılmış işkence sebebiyle adam öldürmek suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle, gardiyanlardan Recep Tekin görevi kötüye kullanmak, Süleyman Özdoğan, Özkan Belmen, Ahemt Yurdusevdi ihmal suretiyle görevi kötüye kullanmak suçundan yargılanacak. İddianamede Uğur Kantar’ın dışında Disiplin Cezaevi’nde tutulan 19 asker de mağdur olarak yer aldı.
 
GATA’ya gönderilmişti
UĞUR Kantar birlik revirine götürdü. Ancak gardiyanlar tarafından fiziksel şiddete maruz kaldığı bilgisi verilmediği için ilk incelemede Uğur’un sadece aşırı sıcak ve susuzluğa bağlı olarak rahatsızlanmış olabileceği düşünüldü. Yapılan muayenede şuurunun kapalı, genel durumunun kötü ve reflekslerinin olmadığı görüldü. Durumunun aciliyeti üzerine Uğur, Lefkoşa Nalbantoğlu Hastanesi’ne sevk edildi. Bilinci kapalı şekilde acil servise alınan Uğur’un ateşinin 42 derece olduğu, sürekli güneşe maruz kaldığı, idrar kaçırdığı ve atipik hareketler yaptığı tespit edildi. Durumunda iyileşme olmaması üzerine 26 Temmuz günü ambulans uçakla Ankara GATA’ya sevk edildi. Uzun süre yoğun bakım ünitesinde tutulan Uğur Kantar, 12 Ekim günü yaşamını yitirdi.

 
 
Kılıçdaroğlu’ndan adaya saldırı sonrası ilk açıklama
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Elektrik sobası can aldı: 1 ölü!
Eskiizmir’de apartmanın 1'inci katında başlayan yangında 76 yaşındaki Mahigül Yıldız yanarak öldü.
İzmirli işadamının acı ölümü
Çeşme’de geçen ay eşinden boşanan 2 çocuk babası 43 yaşındaki Hüseyin ...
Kamuda bir dönem tarih oluyor!
Kıdem tazminatı düzenlemesiyle dikkat çeken Çalışma Bakanı Faruk Çelik, ...
 
Devlet memurundan yazılımla büyük vurgun!
Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nda tahakkuk memuru olarak çalışan İnayet ...
Tüm mallarını Mehmetçik'e bağışladılar
İstanbullu hayırsever kardeşler Halidun Tınaztepe ve Feridun Tınaztepe, ...
5 bin İzmirli Cumhuriyet sevgisini haykırdı
CHP İzmir İl Örgütü, iptal edilen Cumhuriyet bayramı etkinliklerine inat, ...
 
ADD'li gençlerden tören iptaline, yol kapatmalı tepki
Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) İzmir İl ve Kemalpaşa İlçe Teşkilatı Gençlik ...
‘Yapı denetim’ operasyonunun ardından evlerini terk ettiler
İzmir Emniyet Müdürlüğü'nün operasyonuyla çökertilen şebekenin, çürük ...
İlköğretim öğrencilerinden Van’a anlamlı yardım
Büyük Çiğli İlköğretim Okulu öğrencilerinden Van depremzedelerine anlamlı yardım.
 
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
'Pişman olmuş adama Nobel verdiler!'
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Altın anahtarla açılan Sümerbank'ın acı sonu!
Dr. Hakan TARTAN
Dr. Hakan TARTAN
‘Gönülsüz bekarlar’ için bakanlar devreye!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
İmamoğlu yalnız mı bırakılıyor?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Atatürk’ten rövanşı alacaklar da…
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
Halkın gerçek gündemi sahnede!
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Dün ve Bugün Türkiye (10) 'Bak Postacı Geliyor'
Serdar DEĞİRMENCİ
Serdar DEĞİRMENCİ
Sonbahar
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Bu da geçer
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Son nefeste Göztepe!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva