CHP’li Susam’dan Bayraktar’a katı atık bedeli mektubu

İZMİR - Bakanlığın 27 Ekim 2010 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren “Atıksu, Altyapı ve Evsel Katı Atık Bertaraf Tesislerinin Tarifelerinin Belirlenmesinde Uyulacak Usul ve Esaslara İlişkin Yönetmelik” nedeniyle belediyelerin su faturalarına ilave bedel yansıtmak zorunda kaldığını söyledi.

 

Bedelin temel insan hakkı olan su hakkını kullanmayla bağlamanın haksızlık olduğunu ifade eden Susam, bu alanda “Çevre Temizlik Vergisi” de tahsil edildiğini hatırlatarak yönetmeliğin iptal edilmesini ve yeni verginin kaldırılmasını istedi.

 

İşte CHP’li Susam’ın Bakan Bayraktar’a yazdığı mektup:

 

 

Sayın Erdoğan Bayraktar

Çevre ve Şehircilik Bakanı

 

Bilindiği üzere belediyeler, Çevre ve Orman Bakanlığı’nın 27 Ekim 2010 tarih ve 27742 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ‘Atıksu Altyapı ve Evsel Katı Atık Bertaraf Tesisleri Tarifelerinin Belirlenmesinde Uyulacak Usul ve Esaslara İlişkin Yönetmelik’i gereğince tarife belirleyerek ilave bir vergi toplamaktadır.

 

Söz konusu yönetmeliğin 18. Maddesinin 1 paragrafına göre atık su hizmetleri için ücretlendirme yapılırken tam maliyet uygulaması yapılması ve “kirleten öder esası”na göre hareket edilmektedir. Bu esasların nasıl uygulanacağı ve tarifelerin belirlenme yöntemleri yine bakanlık tarafından belirlenmiştir.

 

Yine ilgili yönetmeliğin 22. Maddesi uyarınca belirlenen tutar, her ay su faturalarına ilave edilmektedir.

 

Öte taraftan 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun 5035 sayılı “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile değişik mükerrer 44. Maddesinin 1. Fıkrasında; "Belediye sınırları ve mücavir alanlar içinde bulunan ve belediyelerin çevre temizlik hizmetlerinden yararlanan konut, iş yeri ve diğer şekillerde kullanılan binalar çevre temizlik vergisine tabidir" denilmektedir. Bu çerçevede yılda iki kez Çevre Temizlik Vergisi toplanmaktadır.

 

Bu çerçevede aynı hizmet için iki ayrı vergi tahakkuk edilmektedir.

Elbette belediyelerin güçlü olması, bütçe imkanlarının kuvvetli olması yerinden yönetim anlayışı çağdaş bir anlayıştır. Ancak belediyelerin ekonomik güçlerini arttırma işinin vatandaşın sırtına yükleme; bunu da temel bir insan hakkı olan su hakkını kullanmaya bağlamak en basit tabiriyle haksızlıktır.