CHP’li eski vekil açıkladı: Tüzükte neler var?

EGEDESONSÖZ – Cumhuriyet Halk Partisi İzmir 26. Ve 27. Dönem Milletvekili Atilla Sertel, SONSÖZ TV’de Gazeteci Fatih Yapar’ın sorularını yanıtladı. CHP’nin tüzük değişikliğiyle ilgili çalışmalarında da görev aldığını belirten eski vekil Sertel, İzmir Milletvekili Yüksel Taşkın’ın “Kadın Kolları, Gençlik Kolları kapatılsın” sözlerini de değerlendirdi.

Sertel, şu değerlendirmelerde bulundu:

TÜZÜĞÜMÜZ GENÇLERE VE KADINLARA POZİTİF AYRIMCILIK ÖNGÖRÜYOR
“Genel başkanım beni tüzük değişikliğiyle ilgili çalışmalara davet etmişti. Orada tüzükle ilgili katkılar koymaya çalışıyorum. Parti içi demokrasiyi tüm kurallarıyla ortaya koyacak bir tüzük olması için gayret sarf ediyoruz. Tüzükle ilgili herkes öneri veriyor. Yüksel Taşkın, kadın kolları, gençlik kolları kapatılsın, belediye başkanları delege olmasın, diyor. Kadın ve gençlik kollarının kapatılması bir yana, tüzükte kadın ve gençlerin pozitif ayrımcılığı söz konusudur. Şu andaki kotanın artırılması bile görüşülüyor. Kadın ve gençlerin olmadığı hiçbir siyasi yapı başarıya ulaşamaz. Kendini yenilemeyen, örgütünü yenilemeyen parti başarıya ulaşılamaz. Bu nedenle gençlerin ve kadınların yollarını açmak gerekiyor. Yüksel Taşkın vekilimizin açıklamalarını, kendi görüşü diye değerlendiriyorum. Kadın ve gençler arasında o açıklamalar hiç hoş karşılanmadı. Şu açıdan söylediğini sanıyorum; örgütsel bazda kolların başkanların hükmü altında bir yapısal işlev gördüğünü söylemek istedi sanırım. STK’lar ve partilerin siyasal işbirliğinin yanı sıra kadın kollarının bağımsız olması, gençlik kollarının ayrı örgütlenmesi öne çıkarılıyor sanırım. Gençlik kendi içinde ayrı bir örgütlenme yaparsa, partiye güç taşırsa, belki daha iyi olur düşüncesiyle onları söylediğini umuyorum. Partilerin güç kaynağı olarak sendikalar vardı. O sendikalar kadük hale geldi.1980 öncesi DİSK yürüdüğü zaman milyonlarca insan yürürdü, 1 Mayıs işçi bayramlarında. Şimdi öyle değil. Şimdi 1 Mayıs’a katılma bakıyorsun, işçi sınıfından çok, entel, okumuş, yazmış, işçiyle ilgili kalmamış belli bir kuşağın katıldığı bir yürüyüş oluyor. Neden böyle diye araştırdım. Partiyi besleyecek sendikanın ana damarlarında tıkanıklık olduğunu gördüm. Bu durum, STK’lar için de söz konusu. Mesela ben DİSK Emekli SEen Bornova üyesiyim. DİSK Emekli Sen, 7500 lira emekli maaşlarını protesto etmek için Konak’da bir eylem yaptı. İzmir’de 1,5 milyon emekli var ama katılıma bakıyorsunuz, 150 kişi yoktu meydanda. Emekli kendi sorununa sahip çıkmıyor. Genç, kendi işsizlik sorununa sahip çıkmıyor. Sendikalar kadük. STK’larda durağanlık var. O zaman sadece siyaset eleştirilmekle kalmıyor, toplumsal baskının alttan gelmesi lazım ki, üstte hissedilsin. Son zamanlarda klavye üzerinden, sosyal medya üzerinden siyasi görüşlerini açıklayan, siyaseti dizayn etmeye çalışxan bir yapı ortaya çıktı. Bunu aşmanın yolu, parti içi demokratikleşmenin yolunu açmaktır.”

İLÇE BAŞKANINI, TÜM ÜYELER SEÇECEK!
CHP üyesinin de edilgen hale geldiğini öne süren Sertel, “Ben size aday gönderiyorum, siz şöyle bir durun diyor. Siz onu seçeceksiniz diyor. Bizim görevimiz ne diye soruyoruz, sen broşür dağıtacaksın diyor. Kadın kolları broşür dağıtacak diyor. Gençler afiş asacak diyor.  Siz de gideceksiniz, bizim gönderdiğimiz adamın seçilmesi için çalışacaksınız! Peki o zaman ben üye olarak seçme ve seçilme hakkımı ne zaman kullanacağım? İlçe kongrelerinde de yarılarak gidiliiyor. Tüzükteki en önemli değişikliklerden biri şöyle olacak: Mahalle delegeliklerinde yarılmayı, küsmeyi ortadan kaldıracak bir sistemin getirilmesine çalışılıyor. Çiğli İlçe kongresinde yaşananlar beni çok üzdü. İlçe başkanını keşke tüm üyelerin katılımıyla seçebilseydik! Bu noktada, üye katılımlı bir kongre tasarlıyoruz. İlçe başkanını üyeler seçecek. Üyelerin oy hakkı olacak ve ilçe başkanı, tüm üyelerin oylarıyla seçilmiş olacak. Bu sistem, yarılmayı, kavgayı, küskünlüğü önleyecek bir sistemdir. Bunu tüzüğe koymaya çalışacağız” dedi.

ÖNSEÇİMDEN TEKNOKRATLAR DA ÇIKIYOR, ÖRNEKLERİ VAR
Tüzükte yapılacak değişikliklerde başka nelerin olacağını anlatan Sertel, “Tüm kademelerde önseçim var” dedi ve ekledi:

“Tüzük değişikliğinde başka neler olacak? Tüm kademelerde önseçim var. O maddede veya yok. Milletvekili seçiminde mesela yüzde 5 kontenjan ayrılacak. Atanan bir milletvekili, bir daha atanmayacak. Yani bir kereye mahsus seçilecek. Önseçimle seçilen bir milletvekili varsa, o aday olabilir, yeniden seçilebilir. Genel başkan, teknokrat ihtiyacını, o yüzde 5’ten karşılayacak. Önseçimden o kadar çok teknokrat çıkıyor ki aslında. Örneğin gazeteci olarak 2015 seçimlerinde Mustafa Balbay ile ben önseçimden çıktık. Böylece senin gazeteci açığın kapatıldı! Hukukçu arkadaşlar çıktı önseçimden, eczacılar, doktorlar seçildi. Diplomat, bilim adamı gibi alanlarda o yüzde 5’lik hakta kullanabilir. Sistem de siz iktidar olun, bakanlık yapmak için seçilmiş olma durumu yok, diyor. İstediği zaman istediğini bakan yapabiliyor zaten. CHP’nin tüzük değişikliğinde bana teknokrat kadro lazım, kontenjanı artırayım falan, bunlar gerekçe değil.”

İKİ SEÇİM KAYBEDEN GENEL BAŞKAN GÖREVİ BIRAKACAK
“Tüzük değişikliğinde ayrıca kadınların ve gençlerin seçme ve seçilme hakları konusunda bir şeyler olacak. Ayrıca dönem sınırlaması getiriliyor. Genel başkanın iki kez seçim kaybetmesi halinde olağanüstü bir kurultayla görevi bırakması tartışılıyor. Yine genel başkanın tüm CHP’li üyelerin katılımıyla belirlenmesi, cumhurbaşkanlığı adaylığının da tüm üyelerin katılımıyla belirlenmesi konuşuluyor. İlçe başkanlarının yılda iki kez danışma kurullarını toplaması, eğer toplamaması halinde başkanlığının düşürülmesini sağlayacak madde konulmasına çalışılıyor. Bu da çok doğrudur, çünkü içeride biriken sözlerin danışma kurullarında söylenmesinin önü açılacak. Belediye başkanları için de önseçimle belirlenmesi, meclis üyelerinin de teknokratlar dışında önseçimle belirlenmesi gibi bir bakış açısı var. Ben bu dönemde bile CHP’ye üye olmanın çok büyük bir şeref ve onur olduğunu düşünüyorum. Çünkü AKP iktidarının, Recep Tayyip Erdoğan’ın zulmünün arttığı bir dönemde her türlü hakkın hukukun çiğnendiği CHP’li bir ailenin çocuğunun mülakatta elendiği, işe giremediği bir dönemde hala CHP üyesi olarak kalmanın bile büyük onur olduğunu düşünüyorum. Biz CHP’nin üye sayısını artırmalıyız. 1 milyon 300 bin üyenin mutlaka artması gerekiyor.”

170 BİN ÜYE, SANDIĞA GİDİP BÜYÜKŞEHİR ADAYINI BELİRLEYECEK
CHP’li üyelerin İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayının belirlenmesinde de rol oynayacağı örneğini veren Atilla Sertel, şu bilgileri aktardı:

“İzmir’de 170 bin üye var. 170 bin üyenin sandığa gidip İzmir Büyükşehir Belediye başkan adayını belirlemesi halinde çok doğru bir adayın çıkacağını düşünüyorum şahsen. Topluma mal olmuş, toplumun desteğini almış bir adayın, diğer adaylara nazaran avantajlı olacağı kanısındayım. Bornova’da 15 bin üye sandığa gidecek mesela, belediye başkan adayını seçecek. O 15 bin kişi, aile demektir Bornova için… 15 bin kişilik aile çok önemlidir, kıymetlidir. İzmir Büyükşehir adayını belirlerken 17 kişi mi yanılır, 170 bin kişi mi yanılır? 170 bin kişi, kimin kazanacağını, o adayın karakterini, kişiliğini bilerek veya duyarak, ya da tartışarak tespit edecek. Yoksa size aday yolluyorum, onu seçin, demek, artık toplumda tepkiye sebep oluyor. Başta da dediğim gibi üç kongreye gittim, sadece Bornova kongresi kongre gibi oldu, yüzde 100 yakın oy kullanımı oldu. Neden? Çünkü parti  içerisinde bir çekişme, mücadele vardı. Diğerlerinde katılım çok azdı ve üzüldüm. 430 delegeden 200’ü oy kullanıyorsa, burada bir yanlış var demektir. Tüm bunları değerlendirecek olursak, üyenin oyunun çok önemli olduğunu ve önemsenmesi gerektiğini düşünüyorum.”