Işıl ÖZTÜRK - Dikili ilçesi’nde boşanmak istediği için sokak ortasında eşi Selma Civek’i (39) öldürdüğü gerekçesiyle yargıç karşısına çıkan Hüseyin Civek’in (46) kızı Pınar Civek’in (22) ağzından dökülen duygulu kelimeler, insanı derinden yaralıyor.
Bir Ayşe Paşalı davası da İzmir'den... Haberi için tıklayınız...
Üniversite mezunu genç kız, ‘O adam’ diye söz ettiği babası için “Babam, cinayeti işlerken aslında annemi değil, babamı da öldürdü. Benim ile annem arasında 17 yaş fark var. Annem benim, bende annemin arkadaşıydım. Babam benden dostumu, arkadaşımı, canımı aldı. Benim için artık ‘baba’ yok. ‘O adam’ ya da ‘Bu adam’ var. Artık kardeşlerim için hem anne hem de baba olmak zorundayım. Artık benim için baba kavramı sadece bu manada anlam taşıyor” diye konuştu. Pınar Cevik, “İnsan hayatında en çok babasını güvenir. Benim ise artık böyle bir seçeneğim kalmadı. Evlenmeyi de düşünmüyorum. Kardeşlerime bakmak için ayakta kalmak zorundayım” dedi.
İzmir’in Dikili ilçesi’nde Ocak ayında boşanmak istediği gerekçesiyle eşi Selma Civek’i 25 yerinden bıçaklayarak öldürdüğü öne sürülen Hüseyin Civek’in yargılanmasına geçtiğimiz gün Bergama Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlandı. Duruşma salonunda ilk anda cinayeti işlemediğini iddia eden sanık Hüseyin Civek’in kızı Pınar Civek, dava sırasında babasına bakmak bile istemediğini belirterek kısa süreli fenalık geçirdiğini anlattı.
Acı bir olayın kahramanları olmaktan dolayı üzüntü duyduğunu kaydeden 22 yaşındaki Pınar Civek, şöyle konuştu; “Babam annemi öldürdü. Biz annemle anne-kız ilişkisinin yanı sıra bir kardeş, arkadaş ve dost gibiydik. Her şeyimizi paylaşırdık. Ben annemin gidişiyle her şeyimi kaybettim. Babam benden her şeyimi aldı. Ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasına çarptırılması için hukuki mücadeleyi sürdüreceğiz. Onun gerisinde o adam benim hayatımda artık yok. Annemi öldürdüğü sırada aslında babamı da öldürdü. Babalar günü benim için artık yok. Hayatımızda annemin bize bıraktığı iyi niyetli insanlar var. Hepsinin desteğini görüyoruz. Bu saatten sonra tüm mücadelem kardeşlerim için olacak. Onlar için ayakta kalacak ve onlara tüm gücümle annelik ve babalık yapacağım.
Babasının dava sırasında eşinin kendisini aldattığını öne sürdüğünü ve tüm bunların gerçeği yansıtmadığını aktaran genç kız, “Annem böyle biri olsaydı, Ankara’ya gidip anneannemde kaldığımız sırada bizleri bırakıp giderdi. O bizi de alıp sığınma evine gitti. Annemin çocukları için saçını süpürge ettiğini iki işte birden çalışarak çocuklarını okuttuğunu herkes bilir. Böyle bir annenin bunları yapması imkansız. Bazen, bu cinayet olmasaydı da keşke annem bizleri bırakıp gitseydi diyorum. Ama annem bunu yapacak kadın değildi. Cezasını hafifletmek için böyle şeyler söylemesi de beni daha derinden yaraladı. Hiç olmazsa doğruyu söyleseydi” diye konuştu.
Davanın ikinci duruşması 10 Ağustos günü Bergama Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılacak.